AKILLI BİR ŞEHİRDE EKONOMİNİN GELİŞMESİ SAĞLANABİLİR
Akıllı bir şehir, klasik şehir hizmetlerinin ve şehir hizmet altyapısının sayısal, bilişim ve haberleşme sayısal teknolojiler (SBHT) kullanılarak şehir sakinleri ve şehirdeki ticari faaliyetler için daha verimli hale getirilen yer olarak tanımlanmakta. Tanımdan da anlaşılacağı gibi bir şehrin akıllı olması ya da bu altyapının orada kurulması için nüfusunun ya da boyutlarının belli limitler üzerinde olması ya da metropol olarak tanımlanması gerekmiyor. Önemli olan o şehirde yaşamı kolaylaştırmak. Doğal olarak yaşamın günden güne güçleştiği metropollerin akıllı şehirlere dönüştürülmesi daha fazla insana katkı sağlayacaktır. Akıllı bir şehirde temel amaç toplumun (vatandaşların) refahını ve yaşam kalitesini arttırırken şehirdeki ekonomik gelişime katkı sağlamak şeklinde özetlenebilir ve konu 6 alt başlıkta incelenebilir. Bu boyutlar; toplum, yaşam, yönetim, ulaşım, çevre ve ekonomi olarak sıralanır. Akıllı şehirler yaklaşımından yola çıkarak bu alt başlıklar genelde akıllı toplum, akıllı yaşam, akıllı yönetim, akıllı ulaşım, akıllı çevre ve akıllı ekonomi olarak tanımlanır. Bence akıllı bir şehirde akıllı toplum, kaliteli yaşam, kolay yönetim, rahat ulaşım, temiz çevre ve gelişen ekonominin oluşumu hedeflenmelidir.
Evlerimizdeki internet erişim noktaları ile hepimizin evi birer kütüphaneye dönüştü
Akıllı toplum (vatandaş) derken hedeflenen; akıllı şehirde yaşayan bireylerin bazen de o şehre ziyaretçi olarak gelenlerin amaçlarını daha kolay ve hızlı gerçekleştirmesidir. Burada ‘akıllı’ yerine ‘üretken’ sıfatını mı kullanmalıyım diye çok düşündüm ancak bir bireyin istekleri her zaman üretkenlikle ilişkilendirilemeyebilir yaklaşımıyla bundan vazgeçtim. Sonuçta SBHT’nin ürettiği pek çok uygulama daha hızlı ve güvenilir kararlar vermemize yol açmıyor mu? Haberleşme ve bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin yaşadığımız ortamlardaki en büyük etkisini evlerimizden internete bağlanarak görüyoruz. Evlerimizdeki internet erişim noktaları ile hepimizin evi birer kütüphaneye dönüştü. Hırsız alarmlarından gelen sinyaller anında polis merkezlerine iletiliyor. Eve gelmeden kombiyi ayarlayabiliyoruz. Tüm bunlar bize daha kaliteli bir yaşam sunarken şehrimizi biraz daha akıllı hale getiriyor. Yönetimin akıllanması (benim açımdan kolaylaşması) belki de bir şehir için en zor olanıdır. Burada hedeflenen akıllı bir şehirdeki insanların ya da sistemlerin yönetilmesi olabilir. Bir şehri yönetmek temelde pek çok yapıyı/altyapıyı oluşturmaya sonra da bunları başarılı bir şekilde yönetmeye dayanır. Pek çok alt aşama ve birimden oluşan temiz ve atık su altyapısını düşünün: Bu yapının tüm şehre kurulması, kaynak sağlanması, kullanım miktarına bağlı olarak ödemelerin bildirilmesi ve tahsil edilmesi gibi. Her gün kullandığımız bu ve benzeri sistemlerin aslında ne kadar karmaşık bir yapıya sahip olduğunu çok az düşünmüşüzdür. Ancak SBHT’deki gelişmelerle, artık akıllıca planlanmış bir temiz ve atık su altyapısında sensörler yardımıyla sistemin çalışmasını kontrol etmek, sorunları tespit etmek, harcamaları kaydetmek, bunlara yönelik ödemeleri abonelere bildirmek ve tahsil etmek eskisinden çok daha kolay yapılabilmekte.
Prof. Dr. Sema F. Oktuğ – İstanbul Teknik Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü