Akıllı ve dijital bir gelecek!
Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü Işıl Hasdemir, pandemi sonrası dönemde teknolojinin etkisine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Hasdemir teknolojinin ekonomik tıkanmanın önünü açma konusunda “altın bir anahtar” olduğunu söyledi. “Pandemi, teknolojinin iş sürekliliği sağlamada büyük bir rol oynadığını gösterdi. Bu nedenle teknolojinin ekonomik toparlanmanın önünü açma konusunda altın bir anahtar olacağına inanıyoruz. Küçükten büyüğe tüm sektörlerden şirketler, bu süreçte dijital dönüşümü her zamankinden çok daha hızlı bir şekilde benimsedi. Uzaktan çalışmaya olanak tanıyan altyapılardan güvenlik stratejilerini geliştirmeye kadar verimli, çevik ve güvenli çözümlere yönelik artan bir talep vardı” diyen Hasdemir, şöyle devam etti:
“Nitekim Dell Technologies’in Dijital Dönüşüm Endeksi çalışması da küresel olarak işletmelerin yüzde 80’inin dijital dönüşüm planlarını hızlandırdıklarını ve yüzde 79’unun pandeminin yıkıcı etkisi nedeniyle iş modellerini yeniden tanımladıklarını gösterdi. Türkiye’ye baktığımızdaysa Dell Technologies olarak bu yılın başında Intel ve Akademetre’yle ortaklaşa yürüttüğümüz bir araştırma, oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Buna göre; Türkiye’deki işletmelerin yüzde 82’sinin 2020 yılında dijital dönüşüm programlarını hızlandırdığı görülüyor. Tüm bunların dijital çözümlere olan talebe de yansıdığını söylemek gerekiyor.
Yaklaşık son iki yıldır müşteriler, işletmelerin BT stratejilerini ve altyapılarını dönüştürmelerine yardımcı olan uçtan uca çözümleri için Dell Technologies’e yöneldi. Alanında öncü dizüstü bilgisayarlar, monitörler ve sanallaştırılmış altyapılardan oluşan portföyümüzle uzaktan çalışan iş gücünü destekleme ve kritik verileri ve uygulamaları korumaya kadar müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayan, segmentinin en iyisi ürünlere sahibiz. “Power” markalı ürün yelpazemiz, depolama, sunucular, veri koruma ve ağ portföylerimizi kapsıyor. Ayrıca bilgi işlem, depolama, ağ, sanallaştırma ve veri koruma dahil olmak üzere Dell Technologies’in altyapı çözümleri genelinde müşterilerimizin teknolojilere daha iyi erişebilmelerini sağlamak için esnek ödeme seçenekleri sunarak “as-a-service” (hizmet olarak) yeteneklerimizi daha da genişlettik.
Uzaktan çalışma modeline geçiş için altyapı optimizasyonu
Pandeminin ilk başladığı dönemde, birçok işletme doğru dijital altyapıya sahip olmadığından sürece hazırlıksız yakalandı. Birçoğu, müşterilerin ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılamada dönüm noktası niteliği taşıyan BT altyapılarının eski olmasından dolayı zorluklar yaşadı. İşletmeler, iş süreçlerini devam ettirebilmek için çalışanlarının uzaktan çalışabilmelerine olanak tanımak için hızla dönüşmek zorunda kaldı. Bu noktada karşımıza bir gerçek daha çıktı. İster şirket içi ister bulut ortamında olsun altyapıyı, uygulamalara ve verilere güvenli erişim sunacak şekilde optimize etmek, uzaktan çalışanların ve eğitim görenlerin desteklenmesinde büyük önem taşıyor.
Pandemiyle birlikte bulut teknolojilerine olan talep de arttı ve işletmelerin buluta bakış açıları ve kullanma şekilleri üzerinde kalıcı bir etki yarattı. Bulut kullanımının artmasıyla birlikte işletmeler, bulut güvenlik stratejileri belirleyerek yanlış yapılandırma, yetkisiz erişim ve geçiş sorunlarına karşı güvende olduklarından emin olmaları gerektiğinin bilincine vardı. Ayrıca, büyük ölçekli veri ihlalleriyle mücadelenin kritik öneme sahip olduğu da ortaya çıktı. Bu doğrultuda işletmeler, verilerini korumak için siber dayanıklılıklarını artıracak çözüm arayışına girdi.
Tüm bu süreçte kapsamlı uçtan uca iş çözümleri portföyümüz, müşterilerimizi pandemi süresince desteklememize ve farklılaştırılmış sonuçlar sunmamıza olanak tanıdı. Müşterilerimizi, eski altyapılarından yeni teknolojilerin kullanıldığı ve desteklendiği dijital bir altyapıya taşımak için pek çok sektörden kurumlarla birlikte çalışmalarımız devam ediyor. İşletmeler, gelişen teknolojilerin operasyonlarını yönetmede sağladığı kolaylığı ve pazara açılma stratejilerine getirdiği yenilikleri gördükçe daha uzun vadeli yatırımlara yöneliyor.
Kanal iş ortağı deneyimi kurumsal güç sağlıyor
Dell Technologies olarak insanlığın daha da ilerlemesini sağlayan teknolojiler geliştirme vizyonumuz doğrultusunda yeni bir kanal iş ortağı programı tasarladık. Odak noktamız inovasyonları hızlandırmak, kurum kültürümüzden ve gücümüzden faydalanmak ve iş ortaklarımızın rekabetçi bir pazarda müşteriler ve topluluklar üzerinde daha fazla etki yaratabilmesi için birinci sınıf bir deneyim sunmak. Bu, iş ortaklarımıza yönelik “Birlikte, Bizi Kimse Durduramaz” vizyonumuzu yansıtıyor.
Ortak başarımızı sürdürmek üzere kilit odak alanlarına yatırım yaparken, her zaman olduğu gibi iş ortaklarımızı desteklemeye devam ediyoruz. Bunu, kanal iş ortaklarımızın ve müşterilerimizin profesyonel yaşamdaki iniş çıkışlarını anlayarak, geri bildirimlere dayalı programlar geliştirerek, geleceğin teknolojilerine yatırım yaparak ve kanal iş ortaklarımızın nitelikli ve geleceğe hazır olmalarını sağlayarak başarıyoruz.
Bu yıl, iş ortağı geri bildirimlerine dayalı üç temel alana odaklandık: Yeni müşteri ve iş alanları kazanımı için yeni fırsatlar, VMware dahil tüm portföyümüze erişim sayesinde büyümenin hızlandırılması ve kâr potansiyelinin artırılması ve daha akıcı bir uçtan uca deneyim.
Kanal ağımızı güçlendirme çabalarımızın bir parçası olarak, kanal iş ortaklarımızı iş ihtiyaçları ve yeteneklerine uygun bir şekilde İş Ortağı Programı Kılavuzu’nu gözden geçirmeye teşvik ettik. İş ortaklarımızla birlikte sunduğumuz siber güvenlik, 5G altyapısı, dijital deneyimler ve veri yönetimiyle müşterilerimizin uç noktalardan veri merkezlerine kadar hızlı değişim temposuna ayak uydurabilmelerini sağlıyoruz. Ayrıca yeni nesil teknolojileri pazara sunma taahhüdümüzle, yetenek setlerini geliştirmek ve portföyümüzü basitleştirmek için kanal ekosistemimizi donatmaya devam ediyoruz.
İleriye baktığımızda, Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin akıllı ve dijital altyapılara geçiş yaptıklarını görüyoruz. Bu durumun, yeni iş ve hizmet modellerini harekete geçirmesini ve aynı zamanda ekonomik ivmelenmenin itici gücü olmasını bekliyoruz. Bu dijital evrim, çeşitli sektörlerde tüketimin yanı sıra yeni hizmetler için geniş alanlar açarken kuruluşları güçlendirecek ve dönüşüm karşısında daha dayanıklı olmalarına yardımcı olacak.
Dell Technologies olarak Nesnelerin İnterneti (IoT), Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenmesi (ML) için hazır platformlar dahil olmak üzere kapsamlı donanım ve yazılım çözümleri sunuyoruz. Dell Precision iş istasyonlarından Dell EMC PowerEdge Sunucularına kadar Dell EMC PowerScale Storage ve daha pek çok son teknolojimiz, küçükten büyüğe tüm işletmelerin Yapay Zeka, Makine Öğrenmesi, Derin Öğrenme (DL) gibi teknolojilerin dönüştürücü gücünden yararlanmasını sağlıyor.
Müşterilerimizin işletmelerini toparlamaları ve sürekli kılmaları için onları doğru teknolojilerle desteklemek her zaman bizim temel önceliğimiz oldu. İşletmeler, hibrit bulutun mutlak bir gereklilik olarak kendini gösterdiği bir yılın ardından artık dayanıklılıklarını güçlendirmeye çalışıyor. Hayati önem taşıyan bir sonraki adımsa bulut yönetimi verimliliklerinin sonuçlarını almak olacak. İşletmelerin başarıya ulaşmak için ayrıca 5G, Yapay Zeka, Makine Öğrenmesi, Sınır Bilişim, Nesnelerin İnterneti, veri analitiği, güvenlik ve iş gücü dönüşüm çözümleri gibi teknolojilerden faydalanmaları gerekecek.
Dijital işletmelerin çevik ve esnek olduklarına dair hiç şüphe yok. Ancak gerçek şu ki, dijital çağın henüz başındayız. Daha hızlı, daha karmaşık ve dağıtık bir veri ortamının temellerini atıyoruz. İleriye baktığımızda, müşterilerin iş ihtiyaçlarını anlayarak bu çözümlerden faydalanmalarına yardımcı olmada Dell Technologies ve iş ortaklarına büyük iş düşüyor.
5G gücünü gösterecek
Gördüğümüz en önemli değişikliklerden biri, sınır bilişim teknolojilerine olan talep. Pandeminin çalışma şeklimiz üzerindeki etkileriyle kamu ve özel kuruluşların buna uyum sağlama biçimleri dijital dönüşüm ihtiyacını daha da hızlandırdı. Yüksek performans, düşük gecikme süresi ve ağ bağlantılarına olan ihtiyaç daha önce hiç bu kadar büyük olmamıştı. Üstelik bu ihtiyaç, önümüzdeki dönemde daha da artacak.
Edge olarak da adlandırdığımız sınır bilişim, bu dijital dönüşüm yolculuğunda ağ ve teknoloji optimizasyonu sağlayarak kilit rol oynuyor. Burada dikkat çekmemiz gereken bir diğer nokta, 5G’nin hız potansiyelinin, yalnızca son kullanıcıya yakın verilerin işlenmesiyle ortaya çıkacağı. Ayrıca uygulamaların performansını iyileştirerek ve büyük miktarda verinin gerçek zamanlı olarak işlenmesini kolaylaştırarak Sınır Bilişim, Nesnelerin İnterneti, Yapay Zeka ve giyilebilir cihazlar gibi diğer yeni nesil teknolojilerin kullanımı mümkün olacak.
Diğer taraftan çoklu bulut çözümlerine yönelik ilgi artıyor. Genel, özel ve uç ortamları kapsayan bulut işletim modellerine yapılan yatırımlar büyümeye devam edecek. İşletmelerin verilerini korumak için ihtiyaç duydukları güvenlik ve görünürlükle BT altyapılarının her yerde hızlı bir şekilde ölçeklenmesi ve yönetilmesi sağlanacak.
Hizmet olarak (as-a-service) çözümler, işletmeleri başarılı olmaya ve dijital dönüşüm yol haritalarını ilerletmeye hazırlayacak nihai basitleştirme ve çeviklik vadediyor. Bu noktada veri karmaşıklıklarını ortadan kaldırmak kritik öneme sahip olacak. Bulut, depolama ve esnek BT altyapısını hizmet olarak sunan çözümler, müşterilerin veri yönetimi ihtiyaçları için büyük önem taşıyacak.
Yapay Zeka, Makine Öğrenmesi, Nesnelerin İnterneti ve işletmelerin çalışma şeklini hızla değiştiren diğer yeni arayüzlerle birlikte, işletmelerin yıkıcı teknolojilere nasıl yanıt vereceklerini anlamaları ve bu teknolojilere ayak uydurmaları gerekiyor.
Kurumsal inovasyon gündemi güçlendirilecek
Dell Technologies olarak, dünya genelinde çözümlerimize yönelik bu benzeri görülmemiş talebe tutarlı performans sunma becerimizle karşılık vererek yılın ilk yarısını ve ikinci çeyreğini çok güçlü mali sonuçlarla kapattık. Türkiye’deyse önümüzdeki aylarda en önemli odak noktamız işletmelerin inovasyon gündemlerini güçlendirmek ve dijital girişimlerini doğru amaçlarla hızlandırmalarına yardımcı olmak olacak. Dijital teknolojinin erişimi ve vadettiği değişim göz önünde bulundurulduğunda, bu heyecan verici teknolojilerin potansiyelini azaltmadan işletmelere rehberlik etmek büyük önem taşıyor.
Dünyanın en büyük teknoloji sağlayıcılarından biri olarak, geleceği daha iyi hale getirmek için çok büyük bir sorumluluk üstlendik. Bu doğrultuda bir diğer önceliğimiz “insanlığın ilerleyişini desteklemek için teknolojiyi kullanma” hedefimizi geliştirmek için tasarladığımız “Progress Made Real 2030″ sosyal etki vizyonumuz. Hedeflerimiz, sürdürülebilirliği ilerletmek, kapsayıcılığı geliştirmek, hayatları dönüştürmek, etik ve veri gizliliğini korumak üzere dört ana başlıkta toplanıyor. Her başlık için umut verici bir hedef belirledik. Türkiye genelinde yetersiz hizmet alan topluluklara teknoloji erişimi sunmaktan gençlere yönelik eğitimlere ve sürdürülebilirlik girişimlerine kadar çeşitli programlarımız bulunuyor.
Örneğin Future4Girls adını verdiğimiz projeyle, kız çocuklarına küçük yaşlarda STEM alanlarını tanıtmayı, sevdirmeyi ve onları cesaretlendirerek başarıya ulaşabileceklerini fark etmelerini sağlıyoruz. Aynı zamanda Dell Türkiye olarak kadın istihdamını artırmaya ve sorunun temelini saptamaya yönelik araştırmalar yaptırıyor, teknoloji sektöründe kadın temsilini artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Teknoloji sektöründe kadın çalışan sayısının yüzde 9,91 gibi düşük bir paya sahip olduğu Türkiye’de yönetici koltuklarımızın yüzde 50’sinden fazlasını kadınlara emanet etmiş durumdayız. Globaldeki hedefimizse Dell çalışanlarının yüzde 50’sinin, 2030’a kadar da yöneticilerin de en az yüzde 40’nın kadın olması.
Sürdürülebilirlik girişimlerimize de hız kesmeden devam ediyoruz. Pandeminin başlarında hayata geçirdiğimiz Evde Kal Ormanı projemizle kadınların elinden çıkan tohum toplarını drone’lar yardımıyla doğaya armağan ediyoruz. Çünkü doğadan aldıklarımızı geri vermenin sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. 2030 yılına kadar bir müşterinin satın aldığı her ürün için eşdeğer bir ürünün yeniden kullanmak veya geri dönüştürmek de hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu kapsamda Dell ambalajlarının tamamını geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir, ürün içeriklerinin de yarısından fazlası geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemeden üretilecek. 2050 yılına kadar da ‘Net Sıfır’ hedefimizle karbon emisyonlarını sıfırlamayı amaçlıyoruz.
Teknolojinin toplumları ve ekonomiyi güçlendirmede oynadığı temel rolü düşündüğümüzde geleceğin bize getirecekleri konusunda çok heyecanlı ve iyimseriz. Dijitalleşme, kilit sektörlerin dönüşümünü hızlandıracak ve daha çabuk toparlanmalarına olanak tanıyacak. Kısacası, sosyo-ekonomik büyümeyi artırmak için daha güçlü bir amaç etrafında şekillendirilen teknolojiden yararlanmanın dünya üzerinde ne denli kuvvetli bir etkiye sahip olduğunu göreceğiz.”