Aklını kullanamayan koltuğunu kaybediyor
Eylül ayının başlarında dünya gündemi, tanınmış iki dev elektronik cihaz üreticisinin tepe yönetimindeki istifasıyla sallandı. 10 Eylül’de Finlandiyalı cep telefonu üreticisi Nokia’nın CEO’su Olli-Pekka Kallasvuo’nun istifasını açıklarken, bundan sadece bir hafta sonra, 17 Eylül’de Güney Koreli teknoloji devi LG’nin CEO’su Nam Yong’un görevi bıraktığı haberi geldi. Her iki yöneticinin de görevi bırakmasının arkasında yatan sebep ise aynıydı: Akıllı telefon pazarında yeterince varlık gösterememeleri ve şirketlerinin gelir performansının bundan olumsuz etkilenmesi.
Nokia’nın halihazırda dünya cep telefonu pazarında birinci, ve LG’nin üçüncü sırada yer almasına rağmen istifa kararlarının art arda gelmesi ilk başta ilginç görünüyor. Ancak burada eleştirilen nokta, her iki şirketin bu pazar payına nispeten pahalı ve akıllı modeller sayesinde değil, daha çok düşük gelir seviyesine sahip ülkelerde tercih edilen basit ve ucuz modellerinin yoluyla sahip olması.
iPhone, BlackBerry ve Android işletim sistemine sahip modellerin acımasız rekabetiyle karşı karşıya kalan şirketlerden Nokia, 2008 yılı Haziran ayında akıllı telefonlara yönelik işletim sistemi Symbian’ın tüm hisselerini satın almış ve ürettiği tüm akıllı telefonları bu işletim sistemi platformu üzerine kurgulama stratejisine gitmişti. Bu tercih, Nokia’nın günümüzde kulanıcılar tarafından hızla kabul gören popüler mobil işletim sistemi Google’ın Android platformuna hep uzaktan ve dudak bükerek bakmasına sebep oldu. Tüm bunların üstüne onca deneyime rağmen iPhone’un karşısında durabilecek dokunmatik ekranlı düzgün bir model üretmeyi bir türlü becerememesi, şirketin akıllı telefonlar pazarında iyice erimesine sebep oldu. LG ise Android plaformunu kullanan akıllı telefonları piyasaya sürme ve yaygınlaştırma konusunda en yakın rakibi Samsung kadar başarılı olamayınca, başarısızlığın faturası şirketin CEO’suna kesildi.
Akıllı dünyanın akıllı çözümlere ihtiyacı var
Burada aslında LG’nin durumu çok daha önemli bir noktayı işaret ediyor. Nokia’nın bir cep telefonu üreticisi olarak akıllı telefon pazarındaki herhangi bir başarısızlıktan derin bir şekilde etkilenmesini bekleyebilirsiniz. Oysa LG, televizyondan bilgisayar donanımına kadar aklınıza gelen hemen her türden cihazı üretebilen dev bir şirket. Bu durumda nasıl olur da, şirketin akıllı telefon pazarında beklenen performansı gösterememesi şirketin toplam gelir beklentilerinde CEO’nun görevden ayrılmasına neden olacak kadar büyük bir dalgalanmaya neden olur?
İşte bu sorunun cevabını doğru yorumlamak çok önemli. Neredeyse yeryüzünde yaşayan insan sayısı kadar aktif cep telefonu hattının yer aldığı dünyada, mobil iletişim çok büyük bir potansiyel ortaya koymanın yanında gündelik hayatta birçok şeyi değiştiriyor. Buna bilgi edinme ve hizmet alma alışkanlıkları, potansiyel iş modelleri ve mevcut iş süreçleri de dahil. İşte dünyadaki bu değişimin farkında olan dev şirketler, bu gelişmelerin arkasında kalmak istemiyorlar.
Tüm bunların üstüne, dev bir tablet fırtınasının da kopmak üzere olduğunu göz önüne almakta fayda var. Kullanım şekli ve platform olarak dizüstü bilgisayarlardan çok akıllı telefonlara daha yakın duran bu cihazların ilk örneği olan iPad’ın ortaya koyduğu potansiyel, tüketicilerin önüne bilgi, servis ve eğlenceye ulaşım konusunda yepyeni bir araç ve vizyon getirdi. Diğer bir deyimle, tüketicilerin daha önce farkında bile olmadıkları ihtiyaçlarının ortaya çıkmasını ve vazgeçilmez olmasını gelmesini sağladı. Birkaç aya kadar diğer şirketlerin de bu fırtınaya dahil olmasıyla, akıllı telefonlar ve bilgisayarlar arasında o hep var olan, ama bir türlü dile getirilemeyen dev bir boşluğun kapandığına şahit olacağız.
Özetle sunulan ürün veya hizmet ne olursa olsun, akıllı cihazlarda var olabilmek tüm şirketler için zorunlu bir ihtiyaç olma yolunda. Üstelik sadece ürün ve hizmetlerinizi müşterilerinizle her zaman ve her yerde sunabilmek için değil, birlikte çalışabilmek, şirket içindeki iletişimi, düşünce ve hedef bütünlüğünü sağlayabilmek, parlak bir
Nokia ve LG CEO’larının bu alanda güçlü bir şekilde var olamamaları karşılığında ödedikleri bedel, herkes için birer ibret olmalı.
İnterpromedya iPad uygulaması çok yakında sizlerle
Akıllı telefonların, özellikle de tabletlerin özellikle yayıncılık alanında birçok kuralı yeniden yazacağı ve tüketicilerin bilgiye ulaşma alışkanlığını değiştireceği daima sözü edilen bir konu. Bizler de İnterpromedya ailesi olarak, hizmetlerimizi akıllı platformlar üzerinde sunabilmek için çaba gösteriyoruz.
Ve müjde: Bu alanda attığımız ilk adımlardan olan BTnet.com.tr web sitemize özel iPhone ve Java uygulamamızın ardından, BThaber başta olmak üzere VoloVita tarafından hazırlanan ve İnterpromedya yayınlarına ücretsiz olarak erişebileceğiniz iPad uygulamamız hazır. Çok yakında App Store üzerinden indirebileceğiniz ücretsiz uygulamamız sayesinde BThaber gazetesine, eklerine ve e-Devlet, Sağlık gibi İnterpromedya özel yayınlarına BThaber iPad uygulaması üzerinden erişebileceksiniz.
CeBIT Bilişim Eurasia standımızda, hepinizi iPad uygulamamızla tanışmaya bekliyoruz.