Alacak takibi, sorunlu olmaktan çıkıyor
Finans ve telekom sektörlerinin öncelikli tercih ettiği ‘yasal takip sistemi’ ışığında etcBASE yenilikler üzerinde de çalışıyor. Konunun detaylarını etcBASE Genel Müdürü Yücel Özcan ile konuştuk:
Sorunlu alacak yönetimi çözümleri nasıl doğdu?
Uzun yıllar finans sektöründe çalıştım. Çalıştığım bankada hukuk süreçlerimizi otomatize etmek istiyorduk. O dönemde bu ‘batık kredi’ olarak adlandırılıyordu ve buna bir hukuk operasyonu gözüyle bakılırdı. O dönemde ben proje yöneticisi olarak, etcBASE de projeyi alan şirket olarak çalıştık. Hukuk otomasyon sistemi böyle doğdu. etcBASE buradan doğan birikimle kendi yasal takip sistemini (YTS) geliştirdi. Bankada tüm kredi yelpazesine hitap ederken, kredi kartlarına çok benzeyen fatura alacakları ve kredi kartlarıyla başladı. Sonra ticari kredi ve kredi kartını ayırdık. GSM operatörleri ve Türkiye’de 9 banka YTS’yi kullanıyor. Kamunun da ihtiyacı olan bir alan bu. Kamuda en belirgin unsur belediyeler. Bu yapı ile tahakkukları tahsilata dönüştürme imkanını anlattığımızda benimsiyorlar. Kendimizi sadece ‘sorunlu alacak yönetimi ve alacak takip sistemi’ olarak adlandırmıyoruz. Sorunlu alacakları farklı safhaları ile ele alıyoruz.
Süreç nasıl işliyor?
Bir banka ile proje başlattığımızda uyarlama analizlerini yaparken, ürünümüzden daha değerli bir bilgi birikimini transfer ediyoruz. Bankalar ve telekom firmaları ile iyi pratikleri bizde birikiyor. Müşteri gizliliğine de doğal olarak önem veriyoruz. Yasal takip, üzerine idari takip alacakların sorunlu olduktan sonraki kavramları, avukata göndermeden önce bir kere daha tahsilat kararlarının zorlandığı bir yapı. Kişi kendisine şans tanınsa ödeyecek, ama SMS gibi kanalların kullanılmaması sebebiyle icradan gelmiş ödeme emriyle yüzleşiyor bir sürü insan. Oysa öncesinde kişiyi uygun üslupla, farklı kanallardan haberdar etmek gerek. İdari takip bu noktada her iki taraf için de kazan- kazan yapısı.
Yeni ne tür çalışmalarınız var?
Üç stratejik hedefimiz var. Java tabanlı bu yeni yapımızın üzerine mevcut uygulamalarımızı, yani idari takip ve yasal takip karşılıkları, ‘erken dönem’ dediğim canlı yapıyı koyuyoruz. Bu sadece ürün teslim etmekten ibaret değil. Hizmet, lojistik, yardım masası gibi çözümleri de sağlıyoruz. Bu çözümümüz bankanın BT’sinden farklı çalışıyor. Her müşterimizin BT birimi gibi hareket ediyor, tüm operasyonu yönetiyoruz. Biz de bankanın güvenlik prosedürleri çerçevesinde onların ortamına bağlanıyor, desteğimizi ve bakımımızı veriyoruz.
Bir banka ile süreç nasıl ilerliyor?
Her bir banka ile anlaşmak, ihtiyaçlarına göre uyarlamaları yapmak ayrı ayrı projeler demek. O proje bittikten sonra bankada çalışma başlıyor. Bu da 3-4 ay sürebiliyor ve istenen modüllere, ne kadar farklılaştırma olacağına göre belirleniyor. Bazen bankalar iş yapış şeklini uygulamaya göre değiştirebiliyor. BT’nin güvenlik yönetimi, veri tabanı ile ilgili teknik kısımları bizimle ilgili. Bankada bir alacak sorunlu hale geldiğinde, bankanın ana sisteminin tetiklemesiyle dosya bankada bizim kurduğumuz sisteme geliyor, tüm süreç bizim üstümüzden gerçekleşiyor. Muhasebe, kredi sistemleri ve şubeler gibi yapılarla bütünleşik çalışıyoruz. Sistem tek başına kenarda çalışan bir uygulama değil, bankanın kritik sistemleri ile veri alışverişi yapan bir uygulama. Bu tahsilat sistemi; borçlu ve bankayı iletişime geçiren, bankanın sorunlu alacaklarının raporlamasını ve stratejik planlamalar yapabilmesini sağlayan bir yapı.
Düzenleyici kurumların bu yapıya bakışı nasıl?
BDDK, BTK, EPDK gibi yapılarla muhatabız. Yasal düzenlemeler ve karşılıklar tarafında her türlü kararnameyi dikkate almamız gerek. Bu nedenle sistemlerde geliştirme hep devam ediyor. Her bir müşterimiz de bu düzenlemeleri kendi içinde farklı yorumlayabiliyor. Biz bir potada bunları birleştirip ortak noktada buluşturabiliyoruz. Genel çerçeveyi her zaman takipteyiz.
İstanbul’da İTÜ Teknopark dışında bir ofis açmak gündeminizde mi?
Burası dışında yok, ama eğitim merkezimiz var. Yeni bir müşteri yeni bir proje olarak başladıysa ilk eğitimlerini orada, yerinde eğitimle verebiliyoruz. Sistemi kullanan kullanıcılar daha sonra bir hukuk bürosuyla anlaşabiliyor veya o bürolara yeni personel başlayabiliyor, bizden gelip bu merkezimizde eğitim alıyorlar. Ağırlıklı olarak hukuk büroları bu eğitimi alıyor. Eğitimden sonra bir katılım belgesi veriyoruz. Mesela bu belgeyi almayan kuruma dosya göndermiyor bazı müşteriler. Bazı bankalar hukuk bürolarını bu eğitimi almakla zorunlu kılıyor.
2014’te nasıl bir strateji ile ilerleyeceksiniz?
Sorunlu alacağı olup bunu tahsil etmek durumunda olan çok farklı ölçek ve sektörde şirketler var. Onlar için tahsilat platformumuzun SaaS modelinde pilotunu yapıyoruz. Uygulamayı kiralama ve kullandığınız kadar ödeme usulü ile kullanın, kendiniz bir yatırım yapmadan bu platformdan tahsilatınızı, hukuki süreçleri ve idari takibi, telefonla aramasını yapın. Bunu yapabilecekleri bir platform geliştiriyoruz. Böylece orta ve küçük ölçekli kurumlar da sistemin kullanıcısı olacak. Yıl sonunda lansmanına başlayacağız. Son çeyrek hedefimiz. Java tabanlı bu yeni platformumuzla 3 stratejik hedefimiz var. Birincisi yurtdışı. Rusya tarafında bir danışmanla birlikte pazar araştırma çalışmalarına başladık. Romanya ve Türk Cumhuriyetleri de bunu izleyecek. Yeni çatıyı, yazılım kodunu İngilizce yazdık ve uygulamayı çok dilli yaptık. İkincisi bu SaaS modelinde bulut bilişim yaklaşımıyla Türkiye’nin tahsilat platformu olmak. Böylece her ölçekte şirkete ulaşacağız.