Alan el, veren eli görmesin
Yeni hafta ile merhaba,
Mektubuma direkt çevreci bir bilgi ile başlıyorum. Tasarruf fırsatı da cabası… Elektrik kurulu gücünün önemli bir bölümü yerli ve çevre dostu yenilenebilir kaynaklardan oluşurken, yenilenebilir enerji kaynakları da ‘Yeşil tarife’ adıyla hayatımıza girmeye hazırlanıyor. Yapılan son düzenlemeye göre yetkilendirilen firmalar, yeşil enerji tarifeleri oluşturarak sadece karbon salınımı düşük yeşil ve yerli enerji kaynakları ile üretilen enerjiyi tüketiciye sunabiliyor. ‘Yeşil tarifenin’ görece daha pahalı olmasına rağmen enerji kaynaklarını yerlileştirmede önemli bir hamle olduğunu söyleyen elektrik tarifeleri karşılaştırma ve tedarikçi değiştirme sitesi encazip.com’un kurucusu Çağada Kırım, “Düzenlemeye göre, elektrik tedarikçileri, her yıl bir önceki yıl sattıkları elektriğin ne kadarının yenilenebilir enerji kaynakları kullanan santrallerden yapılan alımlarla sağlandığını internet sitelerinde belirtmek zorunda. Böylece tüketiciler seçtikleri elektrik tedarikçilerinin ne kadar “yeşil” olduğunu önceden görebiliyor ve seçimlerini buna göre yapabiliyor” bilgisini vermiş. Ama yine Çağada Kırım’ın belirttiği gibi, yeşil enerji tarifelerinin gerçek anlamda doğa dostu olması için sözleşme, sayaç okuma bildirimleri, faturalar gibi tüm kağıt üzerinde yapılan işlemlerin bir yasal düzenleme ile kağıt üzerinde olmaları yasaklanmalı. Yani şirketler ancak bu şekilde tüketicilere yeşil sertifikalı tarifeden elektrik enerjisi tedarik edebilmeli. Bir bütün olarak yeşili korumak da bunu gerektirir.
İlçem diye demiyorum, Kadıköy’de yenilikler bitmiyor. Kadıköy’de yaşayan ihtiyaç sahiplerine ayni yardım ulaştırmak üzere tasarlanan “Gıda Otomatı” Kadıköy Belediyesi tarafından hayata geçirilmiş. Kadıköy Belediyesi’nin psikolog, sosyolog ve sosyal hizmet uzmanı gibi meslek elemanları tarafından tespit edilen ihtiyaç sahipleri, cep telefonlarına gönderilecek şifreyi, gıda otomatı üzerindeki panele girerek kendilerine ait gıda ve temizlik kolilerini kimseyle temas etmeden alabilecekmiş. Kadıköy Belediyesi, Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) ve Oxivo işbirliği ile gerçekleşen gıda otomatı projesi, yardımlaşma sırasında “alan elin veren eli” görmemesini amaçlıyor. Türkiye’de ilk kez uygulanacak pilot projeyle ilk etapta 100 haneye ulaşılacakmış. Boşalan otomat bölmeleri de düzenli olarak TİDER tarafından yenileri ile doldurulacak.
Yine güzel bir haberim var. CK Enerji Akdeniz Elektrik’in, 2017 yılında HAYTAP ile yaptığı işbirliği sonucu hayata geçirdiği ‘Enerjimiz Dostlarımız İçin Projesi’ kapsamında Antalya, Burdur ve Isparta’da sahipsiz, yardıma muhtaç, hasta ve kötü muamele gören 117 sokak hayvanı tedavi edilmiş. HAYTAP’a gelen ihbarlardan hareket ederek Antalya, Burdur ve Isparta’da çok sayıda sokak hayvanının bakım ve tedavi masraflarını üstlenen CK Enerji Akdeniz Elektrik, her ay onlarca hayvanın tedavi ve bakımının yanı sıra sahiplendirilmesine de destek olmuş. Öyle ki, bugüne kadar tedavisi tamamlanan 117 sokak hayvanından 50’si sahiplendirilmiş. Dahası da olsun, çünkü hayat onlarla güzel.
Örnek olmasını dilediğim, çevreciliği ile göz dolduran bir proje de PepsiCo Türkiye’den geliyor. Şirket, PepsiCo’nun global sürdürülebilirlik yol haritası doğrultusunda sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşmasına katkı sağlamak için yenilenebilir enerji odaklı yatırımlarına devam ediyor. Türkiye’deki 6 fabrikasının hepsi sıfır atık olarak faaliyet gösteren PepsiCo Türkiye, bu hedefe Avrupa bölgesinde en hızlı ulaşan iş birimlerinden birimlerden de biri. Öyle ki, doğrudan operasyonlarında yenilenebilir enerji kullanımını artırmaya devam eden PepsiCo Türkiye, elektrik tüketiminin; Suadiye fabrikasında %33; Tarsus fabrikasında ise %45’ye varan bölümünü atık yiyeceklerden oluşan biyogaz ve solar enerjiden elde ediyormuş. Suadiye, Manisa ve Tarsus fabrikalarındaki solar yatırımlarıyla 8 bin 900 ton karbon emisyonu azaltımı da cabası.
Bu hafta kitap gündemim yoğun. Kitap fiyatlarındaki artış ve kişi başına düşen kitap sayısındaki gerilemeye karşın kitapevlerinin düşük komisyonla direkt olarak satış yapabilecekleri online bir pazaryeri, yani Kitap Jet kurulmuş. Kitap Jet kurucusu Salih Gürel, “Her sene çok sayıda yeni kitap çıkarken, bu kitap çeşitliliğini tek başına hiçbir e-ticaret sitesi stoklayamaz. Bu durum, aynı tür eserlerin yüksek komisyonlar nedeniyle pahalı olarak okuyuculara sunulmasına neden oluyor. Bu noktadan hareketle kitap sektörünün Türkiye’deki en büyük kitap platformunu kurduk. Platformda bütün yayınevleri ve yazarlar yer alıyor. Yayınevi, yazar ve kırtasiyelere ücretsiz mağaza hizmeti sağlayarak hem alıcıyı hem satıcıyı ilk elden buluşturup daha ucuz ve hızlı kitap ulaştırmayı hedefliyoruz” demiş. Kitapsevere daha ucuz kitap, yayıncıya daha fazla gelir imkanı sunan platformda, kitap doğrudan ilgili kitapçının rafından çıkarak kitapsevere ulaştığı için tüketiciye çok daha hızlı bir e-ticaret deneyimi sunuluyor. İşte tam da bu yüzden kitapjet.net takibimizde olsun.
Bu kadar kitap bilgisinden sonra haftanın mektubunun iki kitabını da paylaşayım. Fars dili ve düşüncesinin önemli isimlerinden Sâdi Şirâzî’nin yaşamını ve eserlerini anlatan “Sadi: Hayatın, Aşkın ve Tutkunun Şairi” isimli eser VakıfBank Kültür Yayınları tarafından Türkçe’de ilk kez yayımlanmış. İkinci kitabım ise tam da bu kriz günlerimize yakışan bir kitap. Taner Aksel’den ‘Yeni Dünya’. Kitapta anafikir net: Tabiatta her şey birbirine bağlı, biz ise mevcut yaşam tarzımız ve alışkanlıklarımızla var olan dengeyi bozuyoruz, doğa da buna tepki veriyor. Peki kendi kendine yetebilen bir yaşam için ille kırsala mı taşınmalı, şehirdeki insanlar ne yapabilir? Kendi gıdamızı üretmek için bir arazi yerine balkonda, terasta, apartman bahçelerinde neler yapabiliriz? Taner Aksel de, ‘Yeni Dünya’ ile bu gibi sorulara bilimsel veriler ışığında cevaplar sunarken, sayemizde dengesi altüst olan dünyada insanların bu çıkmazdan kurtulabilmesi için yol haritası ortaya koyuyor.
Haftaya yine zengin bir içerikle karşındayım,