Alışkanlıklara inovasyon dokunuşu!
İnovasyonu ve Ar-Ge çalışmalarını faaliyetlerinin merkezinde konumlandıran P&G, hızlı tüketim ürünleri alanın en büyük şirketlerinden biri olduğu gibi, dünyanın en büyük araştırma şirketlerinden biri ve veri analitiği üzerine ayrı bir departmana da sahip.
P&G Türkiye’de 34, globalde ise 184 yaşında bir şirket. Dolayısıyla hem geçmiş tecrübelerini hem de yeni dünyanın getirdiklerini birleştirip bunu en verimli hale getiren sistemleri inşa etmeye odaklanıyor. “Bugün dünyada 5 milyar insanın yaşamına değer katmamızı sağlayan gücümüz, bizim inovatif genlerimizden geliyor. Çünkü ürünlerimizden her biri inovasyonun vücut bulmuş hali” vurgusunu yapan P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, P&G’nin tepeden tırnağa yenilikçi, inovasyonu içselleştirmiş bir şirket olarak yeniliklerini sürdürdüğüne dikkat çekti. Tankut Turnaoğlu’na göre, bunu sadece inovasyonu ve Ar-Ge çalışmalarını faaliyetlerinin merkezine yerleştirerek değil, gençlerin yenilikçi fikirlerine ve araştırmalarına destekle de gerçekleştiriyor. P&G hızlı tüketim ürünleri alanın en büyük şirketlerinden biri olduğu gibi, dünyanın en büyük araştırma şirketlerinden de biri. İlk araştırma departmanını kuralı 160 yılı geride bırakan P&G, o zamandan bu yana her yıl binlerce araştırma yaparak tüketici beklenti ve taleplerini yenilikçi ürünleriyle karşılıyor. Dijitalleşmeyle birlikte artan veri akışlarına aynı hızda yanıt verebilmek içinse 2015 yılında veri analitiği üzerine ayrı bir departman kuruldu. Veri bilimcilerden oluşan yeni yapılanmayla iş süreçlerini geliştirmek ve inovatif ürünler ortaya koymak üzere çalışmalar yürütülüyor.
Büyük veriyi kullanabildiğiniz ölçüde güçlüsünüz
“P&G aslında sabun ve mum üretimiyle yola çıkan bir şirket. Özellikle ampulün icadıyla mum üretimin durdurulduğu bir dönemde, Amerikan iç savaşında askerlere dağıtılan sabun ve mumların yine o askerlerle birlikte evlere kadar ulaşması, P&G için yeni bir dönüm noktası oluyor. Ardından evde tüketim için üretilen sabunlar ve bu sabunların farklı alternatifleriyle bitmeyen inovasyon yolculuğu başlıyor” bilgisini paylaşan Tankut Turnaoğlu, bunun köklü bir kurum kültürü olduğunun altını çizdi. Girişimciliğe destek P&G için önemli ve Turnaoğlu bu önemi dört madde ile açıkladı:
“Yenilikçi fikirlerle yan yana olarak inovatif genimizi her zaman taze tutuyoruz. Çalışanlarının çok büyük bir kısmı Y kuşağından olan bir şirket olarak yenilikçi düşünceye sahip gençleri şirket içi girişimcilik için destekliyoruz. İlham vermek ve motive etmek, kurum içi kültürü inovasyon çerçevesinde yaratmak ve canlı tutmak için çabalıyoruz. Son olarak da topluma ve ekonomiye katkı sunmak için çalışıyoruz.”
Verinin yardımı ile tüketicilerini kişisel olarak daha iyi tanıyıp onlara kişiselleştirilmiş içerik ve iletişimle ulaşabildiklerine dikkat çeken Tankut Turnaoğlu, “Bu aynı zamanda daha iyi ürünler geliştirmemizi ve tüketicilerimize daha iyi hizmet etmemizi sağlıyor” dedi. Bu amaçla her yıl 20 binden fazla araştırma gerçekleştirerek, 100’e yakın ülkeden 5 milyondan fazla tüketiciyle görüşen P&G, Türkiye’de de gerek birebir görüşmeler gerek saha araştırmaları gerekse yeni mobil uygulamalarıyla tüketicilerin beklentilerini, yönelimlerini, alışkanlıklarını anlamaya ve buna göre çözümler bulmaya çalışıyor. Buna dijital kanallardan toplanan veriler de ekleniyor. “Tüketici ihtiyaçlarını onlardan önce tespit edip buna göre çözümler geliştirmeyi hedefliyoruz. Fakat büyük veriye yatırım yapmak kolay olsa da, onu kullanmak zor. Daha fazla veriye sahip olmak, her zaman daha iyi kararlar vermeye yardımcı olmuyor” gerçeğini de paylaşan Tankut Turnaoğlu, bu yorumunu şöyle detaylandırdı:
Tüketicilere ‘kişiselleştirilmiş’ mesajlara ulaşın!
“Büyük veri çok önemli, ancak tek başına yeterli değil. İçgörüleri araştırarak ürettiğimiz kalitatif ve kantitatif veri, insan içgörüleri ve büyük veri ile birleştiğinde iş sonuçlarında harikalar yaratıyor. Yoğun veri ise büyük veride eksik olan insan faktörünü tamamlıyor. Yoğun veri işle ilgili sorularımızı insanla ilgili sorularımızla harmanlar. Bu nedenle büyük ve yoğun veriyi birleştirerek daha bütün bir resim oluşturur. Yoğun veri bize büyük veriyi anlamlandırmamızda yardımcı olur ve bu ikisini birleştirdiğinizde bulguları aksiyona daha hızlı geçirmemiz kolaylaşır. Böylece sadece topladığımız veriyle çalışıyor olmayız, henüz toplanmamış gelecek trendleri işaret edebilecek verilere de ulaşmış oluruz. Tüketicilere en doğru kişiselleştirilmiş mesajla ve teklifle en doğru zamanda ulaşma, günümüz teknoloji dünyasında daha kritik hale geldi.”
P&G Türkiye, 206’dan fazla marka stratejileri doğrultusunda oluşturulan segmente sahip. Büyük veritabanı sürekli, sahip olunan Banabak, Prima Anne-Çocuk, Orkid Perio, Kadınlarbilir gibi platformların yanı sıra veri ortaklığı yapılan ikinci parti veri kaynakları tarafından besleniyor. Telekom, bankacılık ve perakende sektöründe kullanılan teknoloji ve veri analitiği kapasitelerini P&G markaları için entegre edip, bire bir kitlesel pazarlama hayat buluyor. Bu noktada BanaBak projesini örnek olarak gösteren Turnaoğlu, şu bilgileri verdi:
“BanaBak, yeni nesil tüketiciyi doğru anlayabilmemize yardımcı oluyor. Uygulamanın amacı gençlere göre şekillendirilmiş ve onlara özel fırsatlar sunmak. “Gençlerin kişisel bakım harcamalarını demokratikleştirmek” istiyoruz. Sıfırdan yarattığımız bu girişimimiz şimdi 1,6 milyonu aşkın üyesi bulunan bir platform. Hedefimiz 2 milyon kullanıcıya ulaşmak. BanaBak sahip olduğu fiş okuma teknolojisi ve oyunlaştırma modeliyle gençlere aldıkları her P&G ürününden puan kazandırıyor, indirim, farklı ödüller kazanma gibi avantajlar sunuyor. Bu uygulama sayesinde özellikle genç kuşakların tüketim alışkanlıkları, alışveriş tercihleri, hatta hayata bakışları ile ilgili bile bilgiler sağlamaya başladık. Uygulamamız üzerinden çok farklı fırsatlar sunmamıza rağmen gençlerimizin çoğunun kazandıkları puanlarla TEMA ile ağaç bağışlamayı tercih ettiğini de gördük.”
Gündelik hayat teknoloji ile yeniden tanımlanıyor
P&G’nin gündelik yaşam için geliştirdiği son teknolojili ürünler, sektörün geleneksel sınırlarının dışında çözümleri sergileme fırsatı sunuyor. Tankut Turnaoğlu, bu fırsatı şöyle örnekledi:
“Biliyorsunuz Oral B manuel bir diş fırçası olarak Türkiye’ye girdi. Bugün ise Oral-B Genius; Konum Algılama Teknolojisi ile fırçanızı bluetooth üzerinden bağlayacağınız akıllı telefon kamerasını kullanarak sizi takip ediyor. Böylece hiçbir alanı atlamadan diş fırçalamanızı sağlıyor. Bu yeni modeller tamamen yapay zeka ürünü. Kullanıcılar, telefonlarına yükledikleri Oral-B App uygulamasıyla her bölgeye uyguladıkları basınç, fırçalama süreleri konusunda anında bilgi alabiliyor. Diş hekimi de sizin dişinizi nasıl fırçalamanız gerektiğini kurabiliyor ve ona göre de doğru fırçalama yapabiliyorsunuz. Biz akıllı fırçalarımıza ‘sanal diş hekimi’ de diyoruz. Bütün ürünler bu mecradan geçmeye başladı. Bu yıl ise CES fuarında fırçalamayı yeniden şekillendiren diş fırçası Oral-B iO’yi tanıttık. Sürtünmesiz manyetik sürücüsü ve yeniden tasarlanan fırça başlığı, her gün profesyonel bir temizlik hissi için dönen kılları mikro titreşimlerle birleştiriyor. Tüm bu teknolojik gelişmelerle insanlara günlük ürünlerden beklentilerini değiştiren deneyimler sunuyor, hayatı daha kolay ve keyifli hale getirmeyi hedefliyoruz.”