Ankara Üniversitesi’nin bilimsel gücü, teknolojiyle birleşince bilgi yaygınlaşacak
“Yapay zekâ ve derin öğrenme sistemleri tarafından sağlık hizmetleri eğilimlerini anlamak, risk ilişkilerini modellemek ve sonuçları tahmin etmek için kullanılabilecek ölçekte, gerçek zamanlı veri toplamaya olanak tanıyan yüksek düzeyde birbirine bağlı bir dijital ekosistem tasarlama gibi bir planımız bulunmakta” şeklinde konuşan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, “Ankara Üniversitesi öğrencilerini; üniversitemizi tercih etmeden önce, üniversitemizde eğitimine devam ederken ve mezun olduktan sonra olmak üzere üç aşamada izlemeyi planlıyoruz” dedi.
2021 yılı, Covid-19’un etkisiyle sürdürülebilir teknoloji kullanımının yaygınlaştığı yeni bir döneme geçiş aşaması olarak değerlendirilebilir. Kurumlar geleceğe yönelik planlarını oluştururken daha kapsayıcı ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmeye odaklanarak uzun vadede değer üretmek için çabalamakta. Covid-19 küresel salgınının, insanların ve kurumların yaşamını ve iş yapış şeklini önemli ölçüde değiştirdiğini kaydeden Prof. Dr. Necdet Ünüvar, “2020 yılının mart ayından itibaren ‘doğru’ olarak değerlendirdiğimiz alışkanlıklarımızda değişiklik yapmak zorunda kaldık. Daha önce teknolojiyle ilişkimiz arasına sınır koyma ihtimalimiz, Covid-19 salgın süreciyle ortadan kalktı. Her kurumda, dijital teknolojilerini güncellemeyenler, geliştirmeyenler bu dönemde başarılı olamadılar. Ben yaptığım işlerde ‘etki ve iz bırakmayı kendime şiar edinen’ bir yöneticilik anlayışını ilke edindim. Bu bağlamda Ankara Üniversitesi’nde var olan akademik birikimin gelişmesi ve yaygınlaşması bağlamında dijital gelişimleri izleyerek gelişmelere uygun adım atmayı önemsiyorum” açıklamasını yaptı.
Hedeflere ulaşmanın yolunun dijitalleşmekten geçtiğini biliyorum
“Cumhuriyetin ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesi bünyesinde; 19 Fakülte, 1 Konservatuar, 1 Yüksekokul, 11 Meslek Yüksek Okulu, 14 Enstitü, 44 Araştırma ve Uygulama Merkezi, 2 Hastane bulunuyor. Türkiye’nin en köklü üniversitelerinin başında olan Ankara Üniversitesi’nin, 4.164 öğretim üyesi ve görevlisi, 7.333 idari personeli, 67.688 öğrencisi bulunmakta. Niceliksel olan bu büyüklük, kökleri nedeniyle nitelikle yoğurulabilmiş bir üniversite olan Ankara Üniversitesi’nin etkin iş birliğiyle yönetilebilmesi, gelişimin ve dolayısıyla değişimin sağlanabilmesi için dijital altyapıyla desteklenmesi gerektiğine inanıyorum” şeklinde konuşan Ünüvar, “Öğretim üyelerimizin saçlarını ağartarak ürettiği ve geliştirdiği bilimsel gücün teknolojiyle birleşince bilginin yaygınlaşacağına inanıyorum” ifadesini kullandı. Prof. Ünüvar, şu noktaları vurguladı: “Öğrencilerin bilgiye erişiminin, öğretim üyesinin de öğrenciye erişiminin kolay olduğu, yöneticilerin fakülteleri, enstitüleri, araştırma ve uygulama merkezlerinin ve Ankara Üniversiteleri Hastanelerinin kolay yönetileceği bir hale getirmek hedeflerim arasında. Bunu gerçekleştirmenin yolunun dijitalleşmeden geçmekte olduğunu biliyorum.”
‘Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi’ hem cerraha hem de hastaya avantajlar sağlıyor
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin cerrahi operasyonlarını ‘Da Vinci Robotu’ ile gerçekleştirdiğinin altını çizen Ünüvar, ‘Da Vinci Robotu’nun robotik cerrahi operasyonlarının gerçekleştirildiği oldukça başarılı bir tıp teknolojisi olduğuna dikkat çekti. Ünüvar, ‘Da Vinci Robotu’ ile gerçekleştirilen operasyonlarda minik kesiler üzerinden ameliyat yapıldığını dile getirerek şunları kaydetti: “Geleneksel yöntemlere göre oldukça düşük yan etkiyle yüksek başarı sağlamanın beraberinde hızlı bir sağlığa kavuşma evresi oluyor. ‘Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi’ hem cerraha hem de hastaya, diğer cerrahi yöntemlere göre çok avantajlı. Bu aşamadan sonra yapay zekâ ve derin öğrenme sistemleri tarafından sağlık hizmetleri eğilimlerini anlamak, risk ilişkilerini modellemek ve sonuçları tahmin etmek için kullanılabilecek ölçekte gerçek zamanlı veri toplamaya olanak tanıyan yüksek düzeyde birbirine bağlı bir dijital ekosistem tasarlama gibi bir planımız bulunmakta.”
‘Yazılım Mühendisliği’, ‘Yapay Zekâ Mühendisliği’ ve ‘Bilişim Hukuku’ bölümlerini açtık
Prof. Dr. Necdet Ünüvar, “Ankara Üniversitesi’ne rektör atandıktan sonra yaptığım en önemli şey; üniversitenin tüm bileşenlerini dinlemek oldu” ifadesini kullanarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Covid-19 döneminde bazen uzaktan bazen de önlemler alınarak yüz yüze, dekanlarımızla, enstitü müdürlerimizle, yüksekokul müdürlerimizle uygulama ve araştırma merkezi müdürlerimizle bir araya geliyoruz. Rektörlük sürem boyunca her ay düzenli bir şekilde yaptığım toplantılarla, taraflarla çözüm üretmeye devam ediyorum. Ayrıca katılımcıları; dekan, dekan yardımcıları, profesör temsilcisi, doçent temsilcisi, bölüm başkanları ve fakülte sekreteri olan ‘Atölye Çalışmaları’nı gerçekleştirdik. Üniversitemizdeki 19 fakülte ile yaptığımız ‘Atölye Çalışmaları’ esnasında belirlediğimiz ‘iyileştirme alanları’nın her ay dekanlar toplantısında gerçekleşme durumunu izliyoruz. Üniversitemizin varlık sebebi olan öğrencilerimizden uzak kaldığımız bugünlerde onlarla dijital sohbetler gerçekleştirerek onları desteklediğimizi, ihtiyaç ve beklentilerini önemsediğimizi ve üniversite kampüsünün onları beklediğini her fırsatta hatırlatıyoruz. Dolayısıyla Ankara Üniversitesi’nin hedefleri ve yatırımlarına üniversitenin tüm taraflarıyla durum tespiti yapıp birlikte karar veriyoruz.” “2020-2021 Eğitim Öğretim yılında açılan ‘Açıktan ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nin bölümlerini artırmak ve Ankara Üniversitesi’ndeki öğretim üyelerinin güçlü ve deneyimli bilgi, beceri ve tecrübelerini bu fakülteye aktarmak üzere bir yapının oluşması önceliklerim arasında” değerlendirmesinde bulunan Ünüvar, “Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi (CBİKO) tarafından üretilen verilerle; eğitimle istihdam arasındaki ilişkiyi ele alan çalışmaları sürdürmekteyiz. Eğitim ile istihdam arasındaki ilişki içerisinde yer alan ‘nitelik uyumsuzluğu’ kavramı, iş gücü piyasasındaki arz-talep dengesizliğini ifade etmekte. Üniversiteler, eğitilmiş nitelikli insan gücünü yetiştirdiğinden iş gücü piyasasında arz kısmını temsil etmekte. Eğitilmiş nitelikli insan gücünün iş gücü piyasasında talep bulamamasının sebepleri arasında günümüzdeki mesleklerin değişimi. Bu bağlamda üniversitemize dijital çağın gerekliliğini karşılayacak ‘Yazılım Mühendisliği’, ‘Yapay Zekâ Mühendisliği’ ve ‘Bilişim Hukuku’ gibi bölümleri Yükseöğretim Kurulu’nun onayıyla açtık” dedi. “Bu kapsamda çözüm üretmek bağlamında, gerçekleşmesini istediğim bir başka konu da ‘Ankara Üniversitesi mezunlarının izlenmesi’dir” ifadesini kullanan Ünüvar, “Ankara Üniversitesi öğrencilerinin üniversitemizi tercih etmeden önce, üniversitemizde eğitimine devam ederken ve mezun olduktan sonra olmak üzere üç aşamada izlemeyi planlıyoruz. Öğrencilerin izlenmesiyle iş gücü piyasasına yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz hakkında doğru durum tespiti yapmamızı ve yapılan tespite göre çözüm getirmemizi sağlayacaktır” açıklamasını yaptı.
Teorik bilgiler, teknoloji ile tümleşik uygulanmalı – Dijital eğitim içeriklerini üretmeye başladık
Covid-19 salgını döneminde zorunlu olarak uzaktan gerçekleştirilen eğitimlerin Covid-19 sonrasında da kısmen devam edeceğini ifade eden Ünüvar, “Dijital teknoloji yaşantımızın her aşamasının vazgeçilmez unsuru hâline geldi. Günümüzde gelinen bu nokta teknolojiyi, bilgi toplumuna geçişteki en etkili araca dönüştürdü. Öğrencilere bilgi edinme süreçlerinde verilen teorik bilgilerin, teknolojik gelişmelerle yenilenebilmesi ve sürdürülebilmesi için derslere ait beceri ve kazanımların teknoloji ile tümleşik uygulanması gerekmekte. Dolayısıyla öğretmenlerin değişen rolleri, 21. yüzyıl becerilerinin yanı sıra öğrenme stratejilerini kullanma, öğrenmeyi öğrenme, üst düzey bilişsel ve pedagojik beceriler edinmeleri, günümüz koşullarında bir zaruret olarak karşımıza çıkıyor. Öğretim elemanlarımızın alan eğitimi uygulamalarında öğrencilerin derslere aktif katılabilmesi bilgi, tutum ve beceriyi aynı anda geliştirebilmesi için Web 2.0 araçlarının kullanılması temel bir ihtiyaç, temel bir zorunluluk hâli doğurdu. Teknoloji, ekonomide yarattığı büyük değişimlerin yanı sıra birbirimizle nasıl iletişim kurduğumuzu, nasıl etkileşimde bulunduğumuzu ve giderek nasıl öğrendiğimizi de şekillendirmekte. Bu durum ‘öğrenci mekân, öğrenen öğreten ve öğreten yöneten’ ilişkilerinin yanı sıra öğrenme süresi ve şeklinin de yeniden ele alınmasını gerekli kılıyor. Bu gereklilik üzerinden Ankara Üniversitesi’nin akademik birikiminin de yansıtılabileceği dijital eğitim içerikleri üretme çalışmalarına başlamış bulunuyoruz” şeklinde konuştu.
Araştırma Stratejileri Koordinasyon Kurulu’nun üyeleri farklı disiplinlerden geliyor
Ünüvar, üniversitelerin topluma hizmet etmek üzere bilgi, beceri ve nitelikli insan gücü yetiştiren yükseköğretim kurumları olduğuna dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üniversiteler; toplumun sosyal ve ekonomik refahı için bilgi üretir, ürettikleri bilgiyi korur ve yayarlar. Diğer yandan eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve toplum hizmeti olmak üzere 3 temel işlevi vardır. Bir başka deyişle üniversiteler, bu temel işlevlerini gerçekleştirmek için kurulan örgütsel yapılardır. Bilindiği üzere, üniversiteler yerine getirdikleri göreve göre kitlesel eğitim üniversiteleri ve araştırma üniversiteleri şeklinde ayrılmıştır.” Ankara Üniversitesi’nin bir araştırma üniversitesi olduğunun altını çizen Ünüvar, “Ankara Üniversitesi’nin var olan araştırma yapısının sürdürülmesi ve geliştirilmesi için Fen Bilimleri, Sağlık Bilimleri ve Sosyal Bilimler olmak üzere 3 alt komisyondan oluşan Araştırma Stratejileri Koordinasyon Kurulu kuruldu. Araştırma Stratejileri Koordinasyon Kurulu’nun üniversitemizin; araştırma stratejik planını oluşturmak, araştırma performansını artırmak, lisansüstü̈ eğitim programlarını değerlendirmek, üniversitenin araştırma performans raporunu kamuoyuyla paylaşmak gibi stratejik görevleri bulunmakta. Farklı disiplinlerden üyeleri bulunan Kurulun bunların yanında araştırma çıktılarını izleyen ve üst yönetime raporlayan böylelikle araştırma sürecine dinamik katkı ortaya koyan bir rolü̈ de bulunmakta. Kurul, bunların yanında araştırma kalitesinin Ankara Üniversitesi’nin sahip olduğu araştırma üniversitesi statüsüne uygun şekilde daha üst seviyelere çıkartılmasına da önemli katkılar sunuyor” dedi.
Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü’nün kamuya erişimde köprü görevi görmesi en büyük beklentim
“Kamu, özel sektör, üniversite iş birliğinin sağlanması hizmetini vermesi için kurduğumuz Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü; Ankara Üniversitesi’nin ilgili tüm birimleri ve personelinin kapasitesi, yetkinlik ve tecrübelerini kamu, özel sektör ve üniversite iş birliği kapsamında koordinasyonu sağlayacak” bilgisini veren Prof. Ünüvar, “Bu koordinatörlükte; üniversitemizin her biriminin temsilcileri, özel sektör ve sanayi kuruluşlarının temsilcileri ve tabii ki öğrencilerimiz yer almakta. Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü’nün topluma yönelik eğitim çalışmaları, yayın, bilgilendirme, danışmanlık faaliyetleri, sanayi, tarım, sağlık gibi hizmetleri sunma ve geliştirme, sosyal, sportif, sanatsal, kültürel etkinlikler, toplumun kullanımına sunulacak nihai ürün, metot ve faydalı modeller gibi görevleri yer alıyor. Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü’nün, üniversitelerin kamu nezdinde erişilmesi uzak bir yer olması mitinin aşılması ve aynı zamanda üniversitelerdeki bilim insanların ürettikleri bilgi, beceri ve hizmetlerin kamuya erişimi konusunda, bir köprü görevi görmesi benim en büyük beklentim… Ülkemizin köklü üniversitelerinden biri olan Ankara Üniversitesi çok değerli bilim insanlarının görev yaptığı bir üniversite. Ayrıca üniversitemiz bilim insanları yetiştirme özelliğiyle öncü üniversitelerin başında gelmekte. Koordinatörlük, üniversitemizde elde edilen bilimsel ve toplumsal tüm çıktıları, yerel ve ulusal düzeyde tüm halkımızın ayrıca uluslararası düzeyde insanlığın faydası ve hizmetine sunulması için üniversite kapsamında gerekli organizasyonları ve iletişimi sağlayacak. Üniversitemizdeki bilim insanlarının ürettiği bilgi, beceri ve hizmetin kamu, özel sektör ve sanayiye erişimi toplumsal katkı koordinatörlüğü aracılığıyla etkin, işlevsel ve sistematik hale gelecek” açıklamasını yaptı.
Ankara Üniversitesi Teknokent, fiber altyapının güçlendirilmesi için çalışacak
Prof. Dr. Necdet Ünüvar, “Üniversite, sanayi ve devlet iş birliği yapısı; araştırmalarla bilgiyi üreten üniversiteyi, bu bilgiyi uygulamaya aktaran sanayiyi, verimli iş birliği platformu oluşması için gerekli destekleri sağlayan ve önlemleri alan devleti kapsamakta” ifadesini kullanarak bu kapsamda teknokentlerin temel işlevlerini şöyle sıraladı: Üniversite-sanayi ilişkilerinin somut iş birliğine dönüşmesini sağlamak, üniversitelerdeki akademik bilginin teknolojik ürünlere dönüştürülüp ticarileştirilmesi (THS), teknoloji transferi için uygun ekosistem oluşturmak, teknoloji yoğun firmaları ve üretimi destekleyerek ülkemizi uluslararası rekabet edebilir seviyeye çıkarmak, yüksek teknoloji tabanlı ürünlerde ise ihracat oranının artmasını sağlamak (yüzde 3.8), firmalar arasında iş birliği fırsatlarını artırmak, nitelikli girişimcilere destek olmak, nitelikli araştırmacıları bir araya getirmek. Ankara Teknokent’te 128 firma bulunduğunu kaydeden Ünüvar, Ankara Üniversitesi Teknokent’in geleceğe yönelik hedeflerini de şöyle aktardı: “Fiber altyapının güçlendirilmesi, internet, bulut, EBYS gibi BT talepleri olan firmalara gerekli desteği sağlamak büyük önem taşıyor. Orta ve uzun vadeli hedeflerine yönelik güncel bilgiler üzerinden yeterli nitelikte ve nicelikte insan kaynağı planlaması yapmak kritik. Firmaların ihtiyaç duyabileceği insan kaynağı için öncelikle üniversitedeki akademisyenler ve lisansüstü öğrencilerin/mezunların eşleştirilmesi sağlanacak.” Prof. Ünüvar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) ise, üniversitelerdeki bilgi birikimini endüstri ve iş dünyasına kazandırmak amacıyla kuruldu. Üniversiteler bünyesinde yürütülen bilimsel çalışmaların ihtiyaç duyulan sektörlerin hizmetine sunulması, ticari değer kazanabilecek çalışmaların analizi, değerlendirilmesi, lisanslanması, patent alma sürecinin takibi, burada yapılıyor. Üniversite çalışanları tarafından yürütülen eğitim, danışmanlık hizmetleri veya ortak olunan projelerin başvuru gerçekleştirme ve ticarileştirme süreçlerine, yasal, idari, teknik ve bütçe konularında eğitim ve danışmanlık hizmetleri verip ilgili birimlerle koordine ediyor. TTO’muz; farkındalık, tanıtım, bilgilendirme ve eğitim hizmetleri veriyor. Diğer yandan destek programlarından faydalanılmasını sağlıyor. Proje Geliştirme/Yönetim Hizmetleri (Üniversite Sanayi İş birliği Faaliyetleri) veriyor. Fikri sınai hakların yönetimi ve lisanslama hizmetleri vermek görevleri arasında. Şirketleşme ve girişimcilik hizmetleri sağlıyor. Ankara Üniversitesi Teknokent ve TTO arasındaki ilişkinin gelişmesiyle daha güçlü bir sanayi, üniversite ve devlet yapısı sağlanacağına inanıyorum.”