Ar-Ge Günlüğü
Katma değeri yüksek ürün geliştirilmesinin anahtarı olan Ar-Ge, her ülke için kritik bir unsur. Ülkemizden Ar-Ge manzaralarına şöyle bir göz attık. Katma değeri yüksek ürün geliştirilmesinin anahtarı olan Ar-Ge, her ülke için kritik bir unsur. Biz de ülkemizden Ar-Ge manzaralarına şöyle bir göz attık.
Dörtyüzotuz ton demirin getirisinin bir ton ilaca, iki bin tır çimentonun getirisinin sadece bir tır bilgisayara denk geldiği gerçeği gibi ileri teknoloji ürünlerin ihracatının getirdiği avantajı yansıtan pek çok karşılaştırma örneğini hepimiz bugüne kadar çok kez duymuşuzdur. Bu gerçek, aslında aynı zamanda ileri teknoloji ihracatının bir ülkenin gelişmişliği açısından ne derece önemli olduğunu da en net şekilde ortaya koyar. Hele de bizim gibi üretimde ithal girdisi yüksek olan ülkeler için bu gerçek daha da fazla kendini hissettirir. Bunun tek çözümü ise katma değeri yüksek olan ürünü ülke içinde üretebilmekten geçer. Bu noktadan sonra düğüm de Ar-Ge’de çözülür.
Bu nedenle pek çok ülke; Ar-Ge’ye dayalı ekonomi politikaları uygular ve Ar-Ge harcamalarını artırırlar. Gelişmiş ülkelerde GSMH içinde yüzde 2’nin üstünde seyreden ve yoğunluklu özel sektörün yaptığı Ar-Ge harcamalarından bahsedilirken, gelişmekte olan ülkelerde durum farklıdır. Gelinen noktada son 8 yılda araştırmacı sayısını yüzde 107 artırarak, bilim insanı artış hızında Avrupa’da ilk sıraya yükselen ve yeni Ar-Ge yasası ile teşviklerin arttığı bir ülke olarak binde 8’i biraz aşan Ar-Ge harcamasıyla yola devam eden ülkemiz için de hala katedilecek uzun bir yol olduğu aşikar.
Yeni Ar-Ge yasasıyla eksikler de olsa desteklerin artırıldığı ve 2023’te Ar-Ge harcamalarının yüzde 3 düzeyine çıkarılmasının hedeflendiği ülkemizde
iyi olan taraf bilincin biraz daha arttığıdır. Akademisyenlerin girişimleri ile kurulan uluslararası projelerde yer alan şirketler, sayıları çok olmasa da Ar-Ge felsefesiyle yol alan başarılı işletmeler ve Türkiye’de sayıları artan ulusal ve uluslararası şirketlerin kurduğu Ar-Ge merkezleri de bu konuda önemli adımlardır. Biz de bu konuda katedecek yollarımıza rağmen ülkemizden farklı Ar-Ge manzaraları ve uluslararası bilgi birikimini Türkiye’ye taşıyan bazı Ar-Ge merkezlerine şöyle bir göz atalım dedik.
2023 yılı Ar-Ge yoğunluğu ve Ar-Ge harcaması hedef ve öngörüleri
Uzmanlara göre Ar-Ge yoğunluğu oranının yüzde 3’e ulaşması için Ar-Ge harcamasının en az 85 milyar TL’ye ulaşması gerektiği değerlendiriliyor. Bu konuda özel sektöre önemli bir rol düşüyor. Özel sektörün Ar-Ge harcamalarının itici gücü olduğu ve Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016 başta olmak üzere mevcut politikalarda ve destek mekanizmalarında özel sektörün rolünün artırılması amaçlandığı göz önünde bulundurulduğunda, 85 milyar TL’lik Ar-Ge harcamasının büyük çoğunluğunun özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi bekleniyor. Ülkemizdeki mevcut eğilim, mevcut politikalar ve dünya örnekleri göz önünde bulundurulduğunda 2023 yılında gerçekleştirilmesi hedeflenen 85 milyar TL Ar-Ge harcamasının 2/3’ünün özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu durumda özel sektörün Ar-Ge harcamasının 57 milyar TL’ye ulaşması gerekiyor. Dolayısıyla özel sektörün yüzde 18 olan yıllık ortalama artışının yüzde 22’ye yükselmesi şart gözüküyor.
Diğer taraftan ülkemizdeki mevcut eğilim, mevcut politikalar ve dünya örnekleri göz önünde bulundurulduğunda 2023 yılında gerçekleştirilmesi hedeflenen 85 milyar TL Ar-Ge harcaması için ülkemizdeki araştırmacı sayısının TZE olarak 300 bini bulması gerektiği de değerlendiriliyor. Ülkemizde 2000-2010 yılları arasında TZE araştırmacı sayısının artışının yıllık ortalaması yüzde 11 olup, mevcut eğilimin devam etmesi halinde 2023 yılında TZE araştırmacı sayısının 256 bine erişmesi bekleniyor. 300 bin TZE araştırmacı hedefine ulaşmak için TZE araştırmacı sayısında yüzde 13’lük artış sağlanması ve araştırmacı başına düşen Ar-Ge harcamasının 280 bin TL’yi bulması gerekiyor. Ar-Ge harcamalarının GSYİH içerisindeki payı en yüksek olan ilk 15 ülkenin özel sektör araştırmacı sayısı ise 167 bindir ve toplam araştırmacı sayısındaki oranı yüzde 58. Ülkemizde ise 2023 yılında 300 bin toplam araştırmacı sayısının yüzde 60’ının özel sektörde olması, sayısal olarak da 180 bine ulaşması hedeflenmekte. Bu hedef için özel sektör araştırmacı sayısında yıllık yüzde 16’lık bir artış gerekiyor.
EUREKA’nın dönem başkanlığı Türkiye’nin
Türkiye; pazar odaklı, kısa sürede ticarileşebilecek ürün ve süreçlerin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge projelerinin desteklendiği uluslararası işbirliği platformu EUREKA’nın, Temmuz 2012 – Haziran 2013 tarihleri arasındaki dönem başkanlığını üstleniyor. Bu süreçte, 42 ülkenin üye olduğu EUREKA Programı’nın Ar-Ge gündemi Türkiye Başkanlığında belirlenecek.
EUREKA Dönem Başkanlığımız, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve TÜBİTAK Başkanı Prof.Dr. Yücel Altunbaşak’ın EUREKA programında aktif yer alan Türk şirketler ve EUREKA üye ülkelerinden temsilcilerin de katılımıyla 13 Temmuz 2012 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen açılış konferans ile başlamıştı. 120 Türk şirketinin 50 milyon avroluk proje hacmine eriştiği EUREKA programında, 2007 yılında Türkiye üye ülkeler arasında 28. sırada yer alırken 2011 yılında 11. sıraya yükseldi.