Arvento dünya markası yolunda ilerliyor
Türkiye’de geliştirip ürettiği araç takip, filo yönetim, kişi – nesne takip sistemleri ile M2M uygulamalarını üç kıtaya ihraç eden Arvento’nun hedefinde yeni pazarlar var.
Araç takip ve filo yönetim sistemleri, nesne ve kişi takip sistemleri ve M2M uygulamalarının geliştirilmesi gibi alanlarda faaliyet gösteren Arvento, Türkiye’de tasarladığı ve ürettiği donanım, yazılım ve çözümlerle dünya markası olma yönünde ilerliyor. Bu doğrultuda kendilerine agresif hedefler koyduklarını belirten Arvento Genel Müdürü Özer Hıncal, sorularımızı yanıtladı:
Arvento’nun uzmanlaştığı alanlar ve teknolojileri konusunda bilgi verir misiniz?
Türkiye’de mobil teknolojiler tasarlayan ve üreten Arvento, bu sistemleri üç kıtaya ihraç ediyor. Kurulduğu 2005 yılından bu yana Arvento, Türkiye’nin yanı sıra, Arap Yarımadası, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgelerinin en büyük oyuncusu olmayı başardı. Binlerce araçtan ve kullanıcı deneyiminden elde ettiğimiz tecrübe doğrultusunda geliştirdiğimiz çözümlerimiz ile Türkiye’nin en çok tercih edilen araç takip markası konumunda bulunuyoruz. Arvento’nun ürün portföyünde kurumsal ve bireysel kullanıcılar için paket takip çözümlerinin yanı sıra sektörel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş M2M uygulamaları da yer alıyor. Araç takibi alanında Standart, Profesyonel, OBD ve Konteyner takip sistemleri ile farklı ölçekteki şirket ve kurumlara hitap eden çözümlerimiz, kişi -nesne takip sistemleri ve tekne takip sistemleri ile hem kurumsal hem de bireysel kullanıcı ihtiyaçlarına özgü çözümler sunuyor. Bu paket çözümlerin yanı sıra araç takip sistemleri ile entegre çalışan sektörel M2M uygulamalarımız, özel sektör ve kamuda yüzlerce şirkette kullanılıyor.
Bu pazardaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yazılım ve donanımlarımızı tamamen kendimiz geliştiriyoruz. Tüm ürünlerimizi Arvento markası altında 26 ülkede satıyoruz. Türkiye’de yüzde 60’lara varan pazar payına sahibiz. Bu alanda Türkiye’de 50’den fazla firma faaliyet gösteriyor ve ciddi bir rekabet ortamı yaşanıyor. Tabii rekabet, inovasyonu desteklerken karlılığı ise öldürüyor. Şirketler özellikle Uzakdoğu’dan getirdikleri cihazlar ile bu pazara girip bir süre sonra da pazardan çekilmek zorunda kalırken sektöre de ciddi zararlar vermiş oluyorlar. Biz tüm tasarım ve üretimimizi Türkiye’de gerçekleştiriyoruz.
Uluslararası pazarda kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
Hedefimiz, bu alanda dünyada bir numara olmak var. Şu an bu pazarın lideri doğal olarak Amerikalı bir şirket. Pazar liderliği belirlenirken ciro, müşteri adedi, sahadaki cihaz adedi gibi unsurlar bazı alınıyor. Müşteri adedine baktığımızda biz öndeyiz, cihaz adedi bakımından sıralamada ilk beş içindeyiz. Ciro bazında ise daha aşağı sıralardayız. Tabii bunda ülkemizin gerçeklerini de göz önünde bulundurmalıyız. Bu dönem özellikle Avrupa pazarında ciddi bir büyüme rakamı elde etmek istiyoruz. Doğu Avrupa pazarında güçlüyüz, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu gibi pazarlarda lideriz ama Almanya, Fransa, İspanya gibi büyük ülkelerde de ciddi bir atılım yapmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu konuda nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz?
Bu ülkelerde bugüne kadar iş ortaklarımız üzerinden projeler gerçekleştiriyorduk ama artık kendi ofislerimizin ve ülke yöneticilerimiz olduğu bir çalışma metoduna geçeceğiz.
Bu hedefe ulaşma konusunda farklı şirketlerle işbirlikleri ya da satınalmalar gündeme gelebilir mi?
İki yıl önce uluslararası bir fondan yatırım aldık. Tabii büyük bir fondan yatırım alınca birçok firma kapınızı çalmaya başlıyor. Ama bizim pazar payımızı artırmasından ziyade bize değer katacak, rakiplerden farklılaştıracak, ürün tasarlama ve geliştirme açısından bize zaman kazandıracak ürünü olan şirketleri satın almak ya da onlarla stratejik ortaklıklar yapmak gibi bir düşüncemiz var.
Bu süreçte sizi en çok zorlayan konular neler?
Türk bilişim şirketleri olarak geliştirdiğimiz ürünlere baktığımızda birçok ülkeden daha iyi konumda olduğumuzu görüyorum. İnsan kalitemiz de yüksek. Tabii özellikle Ankara’da yeterli sayıda kalifiye eleman bulmakta zorlanıyoruz. Bu durum sadece bizim için değil birçok üretici için geçerli. Bizler bu konuda gelişmiş ülkelere göre dezavantajlıyız. Çünkü o ülkelere dünyanın her bölgesinden yetişmiş insan gücü akıyor. Açıkçası ben bu işe başlarken, insan kaynağı bulmanın kolay, yatırım sermayesi bulmanın zor olduğunu düşünürdüm. Sonra anladım ki bu ülkede iyi bir iş planın varsa sermaye bulmak kolay, kalifiye insan kaynağı bulmak zor. Dolayısıyla bugünkü en büyük sorunumuz kalifiye insan kaynağı.
Okullar açılırken veliler servis endişesinden kurtuluyor
Çocuğunu servis aracıyla okula gönderen velilerin endişesi yeni teknoloji ve çözümler ile sona eriyor. Ebeveynlerin içini rahatlatan servis takip sistemi ‘Arvento Kids’ sadece İstanbul’da 20 bin servis aracında kullanılıyor. Sistem sayesinde veliler çocuklarının okula ve eve varış zamanlarını görebiliyor, servis aracının hız ihlali yapıp yapmadığını mobil cihazından tek bir tıkla kontrol edebiliyorlar. Servisler için geliştirilen bu sistem ile veliler çocuklarının okula ve eve varış zamanlarını kolaylıkla görebiliyor, servis aracının hız ihlali yapıp yapmadığını kontrol edebiliyor. Sistemin mobil uygulaması Arvento Kids ile akıllı telefon ve tabletlerden servis aracının bütün hareketleri ve hızı anlık takip edilebiliyor. Servis aracı eve yaklaştığında velinin cep telefonuna SMS gönderebilen sistem sayesinde araç ve velinin kapı önü bekleyişleri sona eriyor.
Velilere, güvenli servis hizmetini servis takip sistemi ile sunan okul yönetimleri, servis araçlarının her hareketini ve hızını sistem üzerinden online takip edebiliyor. Ayrıca, servis şoförünün yapmış olduğu hız limiti aşımını ve sürücü hatalarını da sistem üzerinden anında takip etme imkânı buluyor.
Velilerden herhangi bir şikâyet geldiğinde sistem üzerinden bakarak doğru yanıtı veren okul yönetimi, servis araçlarının zamanında okulda olmasıyla eğitim ve öğretim saatlerinde aksama yaşamıyor.
Servis şirketlerinin, araçlarını kontrol altına almalarını ve veli şikâyetlerinin önüne geçmeyi sağlayan sistem ile servis araçlarının okullara geliş gidiş zamanları, hızı ve rotası kontrol edilebiliyor. Servis şirketleri, toplam km takibi, rota planlama ve hız kontrolü yapabilen sistem ile tam zamanında hizmet sağlayarak hem velilerin ve okul yönetiminin memnuniyetini artırmış oluyor hem de araçlarının yakıt ve zaman tasarrufunu sağlıyor.