Atos, üç temel strateji ile büyümesini sürdürüyor
BT alanında uçtan uca tüm hizmetleri sunan Atos, “Yönetilen hizmetler”, “Danışmanlık ve sistem entegrasyonu” ve ”Büyük veri ve güvenlik ” alanlarında büyümesini sürdürüyor.
Küresel bazda 72 ülkede, 100 bin çalışanı ile faaliyetlerini sürdüren Atos, büyüme stratejisini; yönetilen hizmetler, danışmanlık ve sistem entegrasyonu ile büyük veri ve güvenlik olmak üzere üç temel bacak üzerine oluşturuyor. Bu alanda dünyanın en büyük şirketi olmayı hedeflediklerini kaydeden Atos Türkiye İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Ahmet Doğan, sorularımızı yanıtladı.
Öncelikle Atos’tan biraz bahseder misiniz?
Atos bütün dünyada üç ana konuda faaliyette bulunuyor. Bunlardan biri “Yönetilen hizmetler”(Managed services). Bu başlık altında, veri merkezi, ağ, masaüstü sistemler, altyapı gibi konularda hizmet sunuyoruz. Diğeri ise danışmanlık ve sistem entegrasyonu. Burada daha çok üst yapı ile ilgili hizmetler veriyoruz. Üçüncü konu ise “Büyük veri ve güvenlik”. Bu üç alanda, dünyada toplam 100 bin Atos çalışanı bulunuyor. Bunların yaklaşık yarısı yönetilen hizmetler tarafında çalışırken, kalanın büyük kısmı da danışmanlık ve sistem entegrasyonu tarafında çalışmalarını sürdürüyor. Atos, BT alanında uçtan uca tüm hizmetleri sunuyor. Bu alanda Avrupa’da bir numarayız ve tüm dünyada da birinci olmayı hedefliyoruz.
Bu “üç bacak” stratejisi Türkiye'de de geçerli mi?
Şu ana kadar Türkiye’de 550 kişilik kadromuzla ilk iki alanda hizmet sunuyorduk. Üçüncü alandaki hizmetlerimizi de buraya taşımaya karar verdik. Atos Türkiye olarak bu alana yatırımlarımız sürüyor. Büyük veri ve güvenlik alanında fırsatlara ve müşteri ihtiyaçlarına göre yavaş yavaş büyümek istiyoruz.
Şunu da eklemek isterim; Atos Türkiye’yi sadece bu ülkedeki hizmet alanı ve çalışanlarından ibaret saymak yanlış olur. Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de global bilgi birikimimiz ve ekibimiz aracılığıyla iş ortaklarımızın ihtiyaç duyduğu her türlü hizmeti sunabiliyoruz.
Türkiye'nin Atos fikir havuzuna katkısı nedir? Atos Türkiye'yi nasıl tanımlıyor?
Türkiye, Atos tarafında gelişen ve stratejik bir pazar olarak tanımlanıyor. Atos Türkiye’yi büyük bir pazar olarak görüyor ve bu nedenle buraya yatırım yapıyor. Türkiye’nin Atos dünyasına sağladığı katkısına ilişkin şu örneği verebilirim. Ankara’dan NATO ve hava komutanlıklarına hizmet sunuyoruz. Burada yer alan ekibin ve üretilen hizmetlerin dünya standartlarının üstünde olduğunu söyleyebilirim.
Türkiye pazarı umduğunuz gibi mi? İş potansiyeli olarak Türkiye'yi nasıl görüyorsunuz?
Göreve başlayalı altı ay oldu ve henüz pazarı tanımaya çalışıyorum. Bu zamana kadarki gözlemlerimden Türkiye’nin enteresan bir pazar olduğunu düşündüğümü söyleyebilirim. Müşteriden müşteriye ve sektörden sektöre farklılıklar içeriyor. Türkiye pazarı oldukça hızlı bir pazar; bu hız aslında karar süreçlerinin tamamlanmasını da olumlu etkiliyor. Bu konularda Avrupa’dan oldukça farklı. Daha çok yazılı değil, sözlü karar verilmesi ve karşılıklı güven üzerine kararlar alınıyor olması da, Avrupa’ya anlatılması biraz zor süreçler.
Buna karşılık Türkiye’nin inanılmaz bir potansiyel taşıdığına inanıyorum. Görevime başlamadan önce bu kadarını beklemiyordum. Bu fırsatlar hem beni hem de Atos’u oldukça heyecanlandırıyor.
Tabii siz de bunun yatırımı getireceğini söylüyorsunuz…
Yatırım getirecek, fırsat getirecek, ciro getirecek, risk getirecek… Her şey getirecek.
Peki burada gördüğünüz hedef sektörler neler?
Bugün kamu, finans, enerji, telekom, üretim sektörleriyle çalışıyoruz. Türkiye’de Avrupa’dan daha karma bir şekilde ilerliyoruz. Özellikle kamu alanında çok büyük projeler var. Hizmet ve sağlık tarafında yine büyük fırsatlar olduğunu gözlemliyoruz.
Atos’un haritasında Türkiye nereye bağlı?
Atos, ülkeleri coğrafi iş birimleri olarak ayırıyor. Fransa, Almanya, İngiltere, Amerika gibi büyük ülkeler, tek ülke olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Diğer ülkeler ise coğrafi bölgeler altında birlikte hareket ediyor. Türkiye olarak biz Doğu Avrupa bölgesine bağlıyız.
Türkiye’ye bağlı ülke var mı?
Türkmenistan’da süren projemiz var, Afganistan’da ise ofisimiz bulunuyor. Bize bağlı ülke bulunmasa da, Atos Türkiye olarak yürüttüğümüz yurt dışı projelerimiz var. Biz Atos’un diğer coğrafi iş birimlerine hizmet sunarken, başka ülkelerden de hizmet alabiliyoruz. Atos Türkiye bu noktada soyutlanmış ve tek başına bir birim değil, tüm Atos dünyasından destek alıp verecek bir yapıya sahip. Bu nedenle Atos’ta hangi ülkede, kaç kişinin çalıştığı çok önemli değil. Her ülke ve bölge birbirine ihtiyaçlar doğrultusunda en doğru desteği sağlıyor.
Size SBS’ten kalan VEDOP projeleri devam ediyor mu?
Evet, devam ediyor. VEDOP, büyük projelerimizden birisi. Ben görevi devraldığımdan beri bu alanda büyük müşterilerimize kendimizi yeniden tanıtma sürecindeyiz. Hem geçmişi değerlendiriyoruz hem de gelecek planlarımız üzerinde çalışıyoruz.
Spor müsabakaları sizin için önemli bir alan. 2016 Rio Olimpiyatları’nın altyapı işini de aldınız. Bu konudaki gelişmeler neler?
2002’den bu yana olimpiyatların resmi BT iş ortağı olmayı sürdürüyoruz. Dünyanın en büyük spor etkinliği olan olimpiyatların BT altyapısını, hiçbir güvenlik açığına izin vermeyecek şekilde hazırlıyoruz. Sizin de tahmin edeceğiniz üzere bu organizasyonlar, hem büyüklüğü hem de medyayla izleyicilerin kesintisiz izlediği etkinlikler olduğundan, hacker’ların da ana hedefleri arasında. Fakat biz bunun üstesinden gelebiliyoruz. Rio’da uzun zamandır çalışmalar sürüyor. Bir etkinlik sona erdiğinde bir sonraki olimpiyatlar için çalışmalara sadece birkaç hafta sonrasında başladığımızı söyleyebilirim.
Hatırlayacağınız üzere Mersin’de gerçekleştirilen 17. Akdeniz Oyunları’nın da altyapısını da biz hazırlamıştık. Ayrıca, Türkmenistan’da gerçekleşecek Asya Olimpiyatları için hazırlanan olimpik kompleksin de teknoloji altyapısını Atos Türkiye olarak hazırlıyoruz.
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde hangi teknolojilerin ön plana çıkacağını düşünüyorsunuz?
İlk sırada büyük veri bulunuyor. Bugünlerde dijitalleşme ve nesnelerin interneti gibi trendlerden söz ediyoruz. Özellikle nesnelerin interneti, herkesin yaşamını değiştirecektir. Türkiye de genç bir ülke olduğu için bu trendlerin içinde olacaktır.
Türkiye’den şirket satın alabiliriz
Geçen yıl Atos Bull’u satın aldı ve böylece büyük veri ve güvenlik konuları yeni bir faaliyet alanımızı oluşturdu. Bull’un satın alınması ile yönetilen hizmetler (Managed Services) ve danışmanlık ve sistem entegrasyonu ardından Atos’un üçüncü önemli hizmet alanı büyük veri ve güvenlik oldu.
Atos geçtiğimiz dönemde şirket alarak büyüdü. Bundan sonra da yeni satın almalar yaparak büyümeye devam edeceğini düşünüyorum. Satın alınacak şirketler Türkiye’den de olabilir, yurt dışından da… Türkiye’de de büyük fırsatlar ve büyük bir pazar bulunuyor. Neden olmasın? Her türlü sürpriz olabilir.
Projeler müşterinin ihtiyaçlarına göre şekilleniyor
Bizim asıl amacımız müşteriye en kısa zamanda, en uygun fiyata, en yüksek kalitede hizmet sunmak. Bu nedenle yanımıza alacağımız iş ortağımızı projeye uygunluğuna göre seçiyoruz. Kalite, zaman ve fiyat kriterlerini göz önünde bulundurarak en uygun olanı tercih ediyoruz. Atos olarak küresel iş ortaklarımız da var. Siemens, EMC, VMware, Samsung gibi büyük global şirketlerin çoğu bizim iş ortağımız. Ancak bizim ne ürün ne de iş ortaklığı tarafında bir bağımlılığımız var. Biz müşterinin ihtiyaçlarına göre projeyi şekillendiriyoruz ve iş ortaklarımızı seçiyoruz.
Güvenlik konusunun çok çeşitli alt dalları var. Tüm bu dallarda ve güvenlik alt yapılarının her bir bölümünde yer almaya çalışıyoruz. Öncelik verdiğimiz konuların başında, veri güvenliği çözümleri var. İzmir’deki Mobese sistemi bunun en somut örneği. Bu sistemin BT altyapısından, kontrol odasındaki ekranların izlenmesi, duruma göre alarm verilmesi ve raporlanmasına kadar komple süreçte uçtan uca Atos Türkiye’nin imzası var.