Avrupa’da dönüşüm sancısı yaşanıyor
Telif haklarını korumak ve sahteciliğin önüne geçmek için gerçekleştirilen çabalar ifade özgürlüğü ile karşılaşınca tüm Avrupa’da protestolar hem sayısal hem de fiziksel ortamda gerçekleştiriliyor. Kuzey Afrika’da başlayan ve ‘Arap baharı’ sırasında protestocuların bir araya gelme kaynağı haline gelen sosyal medya, önce Amerika Birleşik Devletleri’nde SOPA ve PIPA gösterilerinde, ardından da Avrupa’da Sahtecilik Karşıtı Ticaret Sözleşmesi (ACTA) karşıtı protestolarda kullanıldı. İnsanlar, ifade özgürlüğünü kazanabilmek için önce internette, sonra da fiziksel olarak sokaklarda protestolarda bulundu.
Avrupa devletlerine ait siteler çökertildi
Slovenya’nın en büyük bankasının web sitesi, İsveç hükümetinin sitesi ve daha önce de Yunanistan Adalet Bakanlığı web sitesi çökertildi. Yunanistan’da tüm bakanlıkların ve medya kuruluşlarının da ACTA’nın durdurulmaması halinde çökertileceği tehdidinde bulunuldu.
Grubun yayımladığı mesajda bir sonraki hedefin Yunanistan’daki medya kuruluşları olduğu belirtildi. Ministryofjustice.gr adresinin sadece bir örnek olduğu belirtilen açıklamada, Yunanistan’da telif haklarının ihlaline ilişkin çıkarılan ACTA’nın durdurulması istendi.
Taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda tüm medya kuruluşları ve bakanlıkların 300 sitesine karşı siber savaş açılacağı duyuruldu. Yunanistan polisi Twitter’ın hesabından bakanlık sitesinin çökertildiğini doğruladı.
Yunanistan’a saldırının bildirildiği videoda, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Avrupa Birliği’ndeki bankerler ve monarşistlere hem ekonomik hem de siyasal olarak insanları sömürme imkanı verdiği aktarıldı.
Yunanistan’dan sonra İsveç ve Slovenya da hedef alındı
Yunanistan Adalet Bakanlığı’nın web sitesini çökerterek birçok veriyi çalan grup, İsveç ve Slovenya’yı da hedef aldı. Cumartesi günü gerçekleştirilen saldırıda İsveç hükümetinin web sitesi DDoS saldırılarıyla çökertildi.
Hükümet Sözcüsü Jacob Lagercranser web sitesinin çökertildiğini doğrularken, henüz çalınan bir veri tespit etmediklerini aktardı. İsveç’teki saldırıyı düzenleyen CyberForce isimli grup, Anonymous’un bir parçası olduğunu belirtti. Protestolarını caddeler yerine internet ortamında gerçekleştirdiklerini belirten grup, saldırının ACTA nedeniyle gerçekleştirildiği bilgisini verdi.
Slovenya’nın en büyük bankası NLB de saldırılardan nasibini aldı. ACTA nedeniyle gerçekleştirildiği bildirilen saldırının ardında yine Anonymous ismi yer aldı. Saldırılarda yine çok fazla talep ile sitelerin çökertildiği DDoS yöntemi kullanıldı.
Sahtecilik Karşıtı Ticaret Sözleşmesi (ACTA) nedeniyle saldırılar gerçekleşirken, yasaya verilen desteğin çekilmemesi halinde Sloven hükümetinin de sitelerinin çökertileceği tehdidinde bulunuldu.
‘İnternet sansürü’ sokaklarda protesto edildi
Binlerce insan Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde Ticarette Sahteciliğin Önlenmesi Sözleşmesi’ne (ACTA) karşı “internet özgürlüğünü” savundu. Almanya anlaşmayı ‘şimdilik’ imzalamayacağını duyurdu.
Geçtiğimiz hafta internet üzerinde web sitelerinin çökertilmesiyle başlayan protestolar sokağa taşındı. Sahtecilik Karşıtı Ticaret Sözleşmesi (Anti-Counterfeiting Trademark Agreement -ACTA) tüm Avrupa’da Gay Fawkes’ın, son dönemde Anonymous haktivist grubuyla gündeme gelen maskelerle protesto edildi.
Münih ve Berlin’de yoğunluk gösteren Almanya’daki protestolarda yaklaşık 41 bin kişi sokaklara döküldü. 27 Avrupa Birliği ülkesi ve diğer 10 ülkenin görüşmelerini devam ettirdiği sözleşme, aralarında Budapeşte, Bükreş, Bratislava, Prag, Paris, Varşova, Brüksel, Dublin, Sofya ve Viyana’nın da bulunduğu şehirlerde protestolara sahne oldu.
Sofya’da yaklaşık 3 bin kişinin toplandığı gösterilerde, hükümetin görüşmeleri gizlice yürttüğü ve halka danışmadığı için “ACTA’ya hayır!” ve hükümet kastedilerek “Mafya” sloganları atıldı.
AB görüşmelerin gizli yürütülmediğini açıkladı
Avrupa Komisyonu, protestolarda iddia edildiği gibi görüşmelerin gizlice yürütülmediğini aktaran bir bildiri yayınladı. Yapılan açıklamada, hiç kimsenin bilgilere erişmesine engel yaratılmadığı belirtildi.
Avrupa Komisyonu’nun web sitesinde tüm halkın görebileceği şekilde anlaşmanın tam metninin bulunduğu belirtilen açıklamada, hiç kimseye metinlerin tamamına erişim konusunda ayrıcalık sağlanmadığı vurgulandı.
ACTA geçtiğimiz yıl Tokyo’da, sahte ilaç ve diğer ürünlerin, ticarette sahteciliğin önüne geçilmesi için imzalanmıştı. Ancak anlaşmanın yasadışı indirme ve internette dosya paylaşımına da müdahale etmesi çevrimiçi özgürlüğün sınırlandığı iddiasını ortaya getirdi.
İfade özgürlüğü için önce sayısal sonra fiziksel protestolar yürütülüyor
Protestolar veri sızıntısına sebep olmaktan öte o sıradaki işleyişin yavaşlaması ya da engellemesine sebep oluyor. Birçok ülke yöneticisi internette kontrolün elde tutulamadığı için telif haklarının ihlal edildiği fikriyle hareket ediyor. Bunun sonucunda da internetteki ifade özgürlüğü ile ticari haklar birbirine giriyor.
Aslında internet ile dünyanın belkide hiç ticari anlamda ulaşılamayan yerlerine gidilebiliyor. Bu nedenle dağıtım maliyeti neredeyse sıfıra inmişken müzik, film ya da e-kitap gibi kültür sanat ürünleri çok daha uygun fiyatlarla satılabilir. Bu da hem sanatçılar hem de kullanıcılar için ortak bir fayda sağlar. Zira bu eğilim serbest piyasa ekonomisi teorisine de oldukça uygunluk gösteriyor. Ülkelerin şirketlerin çıkarları adına engellemelerde bulunmaya çalışmaları, korsana eğilimin artmasına, insanların tepkisini çekmesine neden olacaktır.
Bu kısıtlamalarla fikri gelişimin önüne geçilirken, tamamen paylaşma üzere kurgulanmış web 2.0 düzenine de bariyer oluşturuluyor. İnternet ile gelen özgürlük ve iletişim olanağı, telif haklarıyla önemli geliri elinde tutanların işine gelmiyor. Bu sektörler dönüşümü kabullenmek yerine ülkeleri yanlarına alarak paylaşımın önüne geçmeye çalışıyor.
Tüm protestolardaki ortak kanı ise; telif hakları nedeniyle ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının kabul edilemez olduğu. Avrupa’daki gençler bir araya gelerek, “internet sansürünü durdurun” fikri altında birleşiyor.
BTK’ya da protesto saldırısı düzenlendi
Dünya çapında gösteriler sürerken ülkemizdeki internetin düzenlenmesinden sorumlu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) saldırı düzenlendi. Kurumdan yapılan açıklamada, kurumun internet sitesinin haklanmadığı bilgisine yer verildi.
Açıklamada, ‘’Sadece, BTK tarafından tüketici şikayetlerinin hızlı ve etkili bir şekilde çözümü amacıyla 30 Ocak 2012 tarihinde hizmete açılan ‘Online Şikayet Bildirim Sistemi’ne ait ‘tuketici.btk.gov.tr’ sayfasına 12 Şubat 2012 Pazar günü bir saldırı gerçekleştirilmiştir’’ denildi.
Polonya ve Almanya ACTA’yı beklemeye alabileceğini duyurdu
Slovenya’da gerçekleştirilen siber saldırının yanında yaklaşık 2 bin kişi ACTA karşıtı gösteriler düzenlemek üzere hükümet binasının önünde buluştu. Kapitalizmin protesto edildiği gösterilerde 22 ülke arasında imzalanan ACTA’nın durdurulması istendi.
Münih ve Berlin’de yoğunluk gösteren Almanya’daki protestolarda yaklaşık 41 bin kişi sokaklara döküldü. Bunun üzerine hükümet sözleşme görüşmelerinin ‘bir süreliğine’ durdurulacağını açıkladı.
Varşova’da da birçok insan ACTA’yı protesto için sokaklara döküldü. Gelişmeler üzerine Polonya Başbakanı Donald Tusk, çevrimiçi ve fiziksel protestoların ardından ACTA’nın askıya alınabileceğini duyurdu. Ayrıca Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya da görüşmeleri dondurduğunu açıkladı.
ACTA nedir?
Sahtecilik Karşıtı Ticaret Sözleşmesi (Anti-Counterfeiting Trademark Agreement -ACTA), 22 Avrupa Birliği ülkesi ve AB’nin kendisinin de bulunduğu Büyük Britanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, İspanya ve İsveç ülkelerinin imzaladığı bir anlaşma metni. Avrupa ülkeleri dışında Avustralya, Kanada, Meksika, Fas, Yeni Zelanda, Japonya, Singapur, Güney Kore, İsviçre ve ABD sözleşmede taraf oldu.
Yapılan anlaşma çerçevesinde fiziksel ve sayısal taklit ürünlere karşı işbirliğinde bulunulması öngörülüyor. İnternet servis sağlayıcılarında hükümetlerin isteği doğrultusunda engellemeler yapılmasını içeren anlaşmanın doğrudan paylaşım sitelerinin ve internetteki ifade özgürlüğünün önüne geçmesinden endişe ediliyor.