Ayçiçeği gibi panel
Yine İsveç’ten, çok hoş ve anlamlı bir yeşil bina örneği… En üst katındaki güneş paneli, ayçiçeği gibi yüzünü güneşe dönüyor bütün gün. Ertesi sabah, yeniden doğuya bakarak başlıyor. Panel damda değil. Binanın kenarına asılı iki ray üzerinde ileri-geri hareket ediyor. Güneş paneline benzemiyor ama. Tel kafes gibi. Binanın içindekiler, dışarıyı bu tel kafesten rahatça görsün diye. Kafes, bir tür perde…
İsveç’in Göteborg kentinde Chalmers Teknoloji Üniversitesi Bilim Parkı’ndayız. 6 katlı bina, çark dişi gibi tırtık tırtık katlı. Güneye doğru bombeli gibi. Her kat 1.5 metre daha geniş. Her katta 2 pencere daha fazla var. 192 tane ofis ünitesi yaratılmış. Güneye bombenin nedeni, bir alt kata gölge sağlasın diye.
Pencereler üçgen şeklinde. Amaç, ışığı mümkün olduğunca tavana yansıtmak. Ve binanın iç merkezine kadar ışığı taşımak.
**
Yürüyen güneş paneli binanın elektriğini sağlıyor. Damda ayrıca sabit güneş panelleri var. Sıcak su ve ısınma için. İsveç gibi gibi kuzey iklimli bir ülkede güneş ne kadar olsa bile, ondan yararlanıyorlar. Bir de, İstanbul’da biribiri ardına dikilen yüksek binaları düşünün. İthal doğalgazla ısıtılacak, soğutulacak.
İsveç’tekiyse, doğal havalandırma ve nemlendirmeyle bina içi sıcaklığı 22-26 derece olabiliyor. Enerji ihtiyacı acaip az: Yılda, metre kare başına 60kW/saat. Yeşilden de yeşil.
Tırtıklığı nedeniyle binaya –İsveççe bu anlama gelen “Kuggen” demişler. Kuggen türü yapılar yeni bir fikir değil. Uygulamaları, başka yerlerde var. En bilinen örnek, Londra Belediye
Binası da güneye doğru bombe yapan, dengesini kaybetmiş jölemsi görünümde. Ama, bu bombenin, bir mimari makyaj şıklığı değil de, “yeşil mimari” amaçlı yapılması, Kuggen’in özelliği.
**
Bir başka özellikse, dış yüzeyde kullanılan renkler. Kırmızının 6 değişik tonu ve tek bir yeşil. Kırmızı bir bina… Arada bir tane yeşil. Güneşe ve ışığa hasret bir kültürü, bizim gibi bir güneş kültürünün anlaması kolay değil. İskandinav şehirlerinin majestiği Stockholm’ün “ışık heykelleri”yle aydınlatılması, karanlık ve kasvetli göklere rağmen, ortalığı ışık seliyle yıkamak için. Bu, o coğrafyada hep böyle. Hele kış aylarında.
İşte Kuggen, bütün bu psikolojiyi yansıtıyor: Yetmeyen güneş ışığını çoğaltarak kullanmak. Bu, yeni bir kavram artık: Doğal kaynakların sağlayacağı enerjiyi, çoğaltarak kullanmak. “Gerçek” bile çoğaltılırken (bkz: augmented reality).