Bana Balık Tutmayı Öğret Baba!
İçimde kalan bir ukdedir…
Babamla birlikte balık tutamadım hiç… Şöyle bir bakıyorum da geçmişe… Birlikte hiçbir şey yapamamışız neredeyse…
Bisiklete binememişiz, uçurtma uçuramamışız, misket oynayamamışız. Hayal meyal hatırlıyorum bir piknikte top oynamıştık birlikte. Kaleye geçmişti maçta… Dizleri kan içinde kalmıştı…
Hepsi bir yana balık tutamadık birlikte… Bana misinaya iğne bağlamayı o öğretmedi mesela. Fırdöndüye atılan düğümü, hangi suda hangi kurşunun kullanılması gerektiğini…
Çileli hayatı boyunca çalışmak için hep sabahın 05:00’inde uyanırdı. Palamut akını olduğu eski günlerden birinde beni uyandırmasını istemiştim. O işine gitti, ben de Galata Köprüsü’ne palamut avına…
Oysa atsaydık suya oltalarımızı birlikte. Balık vursun diye beklerken dertleşirdik. Sen anlatırdın ben dinlerdim, ben anlatırdım sen dinlerdin…
Bana balık tutmayı sen öğretseydin be baba!