Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği: “Sadece insan için teknoloji değil, evimiz dünya ve dünyalılar için de teknoloji”
Teknoloji insanların yaşamını kolaylaştırıyor. Peki ya hayvanlar? Bizim gibi yaşama hakkı olan, bizim gibi bu dünyanın olan hayvanların hayatına teknoloji nasıl etki ediyor? Teknoloji, insanlık ailesi ve diğer dünyalıların faydası için kullanıldığı sürece desteklenmeli. Ancak teknolojik devrimlerin kısa-orta ve uzun vadedeki fayda-zarar ilişkisi büyük bir titizlikle hesaplanmalı. Teknolojinin hayvanlar üzerindeki olumsuz etkilerini bilememiz, böyle bir etkilenme söz konusu olmadığından değil, bilim dünyasının bunu araştırmaya gerek görmeyişinden. Buna karşın özellikle internet ve sanal sosyal paylaşım ortamları, hayvanlar için insanların haberleşmesi konusunda çok geniş imkanlar sunuyor ve hayvan hakları savunucuları bu imkanları oldukça etkin biçimde kullanıyorlar.
Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği, sahipsiz sokak hayvanları sorununun çözümüne katkı sağlamayı hedefleyen bir sivil toplum örgütü. Derneğin temelleri, Kasım 2004’te “Sokak hayvanları için bir şeyler yapılmalı” diyen Yağmur Özgür Güven tarafından atılmış. Ekşi Sözlük’te “Hayvan Barınaklarına Yardım Kampanyası” başlığı altında birıaraya gelen sözlük yazarı hayvan severler, Barınak Gönüllüleri Platformu adı altında pilot bölge olarak seçtikleri Tuzla Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’nde çalışmalara başlamışlar. Nisan 2006’da dernekleşme sürecini tamamlayan ve tümü gönüllülerden oluşan BGD,
aynı zamanda Temmuz 2008’de Türkiye’de farklı illerde hayvan hakları konusunda calışmalar yapan 5 derneğin biraraya gelmesiyle kurulan ve kısa sürede bünyesinde birçok derneği toplayan HAYTAP-Hayvan Hakları Federasyonu’nun da kurucu üyesi. BGD, hayvan hakları ihlalleri konularında da yürütülen ulusal ve uluslararası hareket ve girişimlere de destek veriyor. BGD gönüllüleriyle ile hayvanlar ve teknoloji ilişkisini konuştuk.
Teknoloji hayvanların yaşamını sizce nasıl etkiliyor, yaşamlarını kolaylaştırma anlamında dünyada ve Türkiye’de ne gibi çalışmalar yürütülüyor, bunlarla ilgili bilgileriniz varsa paylaşabilir misiniz?
Bu alanda ilk sırayı elbette ki internet alıyor. internet, bizlerin hayatını kolaylaştırdığı gibi dolaylı olarak hayvanların da hayatını olumlu etkiliyor. Örneğin, zor durumda olup kurtarılmayı bekleyen bir hayvan için yüzlerce kişiye atılmış bir e-posta zinciri veya mesaja en kısa sürede hiç tanımadığınız kişilerden geri dönüş alabiliyorsunuz. Bu da zamandan kazanmak ve o hayvanın hayatının kurtarılması demek oluyor. Aynı şekilde sahiplendirmeler de internet üzerinden daha kolay gerçekleşebiliyor. Ancak teknoloji, insanlık için uygarlık ve ilerleme anlamına gelse de bizleri doğadan her geçen gün biraz daha koparıyor, daha kendine dönük, benmerkezci bireyler haline getirebiliyor. İnsanlık, doğaya öteki gözüyle baktıkça, bunun yansıması olarak hayvanlara da tahammülü gitgide azalıyor,
Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği, sahipsiz sokak hayvanları sorununun çözümüne katkı sağlamayı hedefleyen bir sivil toplum örgütü. Derneğin temelleri, Kasım 2004’te “Sokak hayvanları için bir şeyler yapılmalı” diyen Yağmur Özgür Güven tarafından atılmış. Ekşi Sözlük’te “Hayvan Barınaklarına Yardım Kampanyası” başlığı altında birıaraya gelen sözlük yazarı hayvan severler, Barınak Gönüllüleri Platformu adı altında pilot bölge olarak seçtikleri Tuzla Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’nde çalışmalara başlamışlar. Nisan 2006’da dernekleşme sürecini tamamlayan ve tümü gönüllülerden oluşan BGD,
aynı zamanda Temmuz 2008’de Türkiye’de farklı illerde hayvan hakları konusunda calışmalar yapan 5 derneğin biraraya gelmesiyle kurulan ve kısa sürede bünyesinde birçok derneği toplayan HAYTAP-Hayvan Hakları Federasyonu’nun da kurucu üyesi. BGD, hayvan hakları ihlalleri konularında da yürütülen ulusal ve uluslararası hareket ve girişimlere de destek veriyor. BGD gönüllüleriyle ile hayvanlar ve teknoloji ilişkisini konuştuk.
Teknoloji hayvanların yaşamını sizce nasıl etkiliyor, yaşamlarını kolaylaştırma anlamında dünyada ve Türkiye’de ne gibi çalışmalar yürütülüyor, bunlarla ilgili bilgileriniz varsa paylaşabilir misiniz?
Bu alanda ilk sırayı elbette ki internet alıyor. internet, bizlerin hayatını kolaylaştırdığı gibi dolaylı olarak hayvanların da hayatını olumlu etkiliyor. Örneğin, zor durumda olup kurtarılmayı bekleyen bir hayvan için yüzlerce kişiye atılmış bir e-posta zinciri veya mesaja en kısa sürede hiç tanımadığınız kişilerden geri dönüş alabiliyorsunuz. Bu da zamandan kazanmak ve o hayvanın hayatının kurtarılması demek oluyor. Aynı şekilde sahiplendirmeler de internet üzerinden daha kolay gerçekleşebiliyor. Ancak teknoloji, insanlık için uygarlık ve ilerleme anlamına gelse de bizleri doğadan her geçen gün biraz daha koparıyor, daha kendine dönük, benmerkezci bireyler haline getirebiliyor. İnsanlık, doğaya öteki gözüyle baktıkça, bunun yansıması olarak hayvanlara da tahammülü gitgide azalıyor,
Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği, sahipsiz sokak hayvanları sorununun çözümüne katkı sağlamayı hedefleyen bir sivil toplum örgütü. Derneğin temelleri, Kasım 2004’te “Sokak hayvanları için bir şeyler yapılmalı” diyen Yağmur Özgür Güven tarafından atılmış. Ekşi Sözlük’te “Hayvan Barınaklarına Yardım Kampanyası” başlığı altında birıaraya gelen sözlük yazarı hayvan severler, Barınak Gönüllüleri Platformu adı altında pilot bölge olarak seçtikleri Tuzla Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’nde çalışmalara başlamışlar. Nisan 2006’da dernekleşme sürecini tamamlayan ve tümü gönüllülerden oluşan BGD,
aynı zamanda Temmuz 2008’de Türkiye’de farklı illerde hayvan hakları konusunda calışmalar yapan 5 derneğin biraraya gelmesiyle kurulan ve kısa sürede bünyesinde birçok derneği toplayan HAYTAP-Hayvan Hakları Federasyonu’nun da kurucu üyesi. BGD, hayvan hakları ihlalleri konularında da yürütülen ulusal ve uluslararası hareket ve girişimlere de destek veriyor. BGD gönüllüleriyle ile hayvanlar ve teknoloji ilişkisini konuştuk.
Teknoloji hayvanların yaşamını sizce nasıl etkiliyor, yaşamlarını kolaylaştırma anlamında dünyada ve Türkiye’de ne gibi çalışmalar yürütülüyor, bunlarla ilgili bilgileriniz varsa paylaşabilir misiniz?
Bu alanda ilk sırayı elbette ki internet alıyor. internet, bizlerin hayatını kolaylaştırdığı gibi dolaylı olarak hayvanların da hayatını olumlu etkiliyor. Örneğin, zor durumda olup kurtarılmayı bekleyen bir hayvan için yüzlerce kişiye atılmış bir e-posta zinciri veya mesaja en kısa sürede hiç tanımadığınız kişilerden geri dönüş alabiliyorsunuz. Bu da zamandan kazanmak ve o hayvanın hayatının kurtarılması demek oluyor. Aynı şekilde sahiplendirmeler de internet üzerinden daha kolay gerçekleşebiliyor. Ancak teknoloji, insanlık için uygarlık ve ilerleme anlamına gelse de bizleri doğadan her geçen gün biraz daha koparıyor, daha kendine dönük, benmerkezci bireyler haline getirebiliyor. İnsanlık, doğaya öteki gözüyle baktıkça, bunun yansıması olarak hayvanlara da tahammülü gitgide azalıyor.
Sizce teknoloji hangi aşama ve hangi amaçlarla kullanılabilir, bu konuda öneriniz var mı?
Teknoloji, insanlık ailesi ve diğer dünyalıların faydası için kullanıldığı sürece desteklenmeli. Ancak teknolojik devrimlerin kısa-orta ve uzun vadedeki fayda-zarar ilişkisi büyük bir titizlikle hesaplanmalı. Cep telefonları, mikrodalga fırınlar, bilgisayarlar, teflon tencereler bir dönem için başdöndürücü gelişmelerdi, oysa şimdi bilim insanları bunların insan sağlığı açısından nasıl bir risk oluşturduklarını tartışıp duruyor. Uzay teknolojileri de aynı şekilde, dünyanın çevresi çöplüğe döndükten sonra “Şimdi bunları nasıl temizleyeceğiz?” diye düşünüp duruyoruz.
Teknolojiyi geliştirirken kısa vadeli düşünmemek lazım sanırım?
Evet kesinlikle öyle, teknolojiyi geliştirirken uzun vadeli hesaplar yapılmalı. Geliştikçe geriliyoruz, iki ileri bir geri adım atıyoruz. Hani Einstein’ın bir sözü vardır ya “3. Dünya Savaşı’nı bilmem ama 4.’sü taş ve sopalarla yapılacak” diye, durum biraz bunun habercisi gibi.
Hayvan hakları açısından düşünürsek, çeşitli teknolojilerin kullanımının hayvanlar açısından sakıncaları olabilir mi?
İnsan organizmasıyla hayvanlarınkinin, çevresel faktörlerden etkilenme potansiyeli olarak çok da farklı olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden bize zarar veren, onlara da verecektir. Örneğin ortamda radyasyon varsa hayvanlarımız da en az bizim kadar etkileneceklerdir.
Sizce teknoloji dünyası, geliştirilen teknolojilerin hayvanlar üzerinde nasıl bir etki yaratacağını yeterince önemsiyor mu?
Teknolojinin hayvanlar üzerindeki olumsuz etkilerini bilememiz, böyle bir etkilenme söz konusu olmadığından değil, bilim dünyasının bunu araştırmaya gerek görmeyişinden.
“Nasıl olsa hayvan” mantığı hakim yani. Bu varlıkların bizim komşularımız olduğunu, yerküre üzerinde en az bizler kadar hakları olduğunu nedense hep unutuyoruz.
Tıp teknolojileri de hayvanların hizmetinde
Doktorlar insanların acılarını dindirmek ve ömrünü uzatmak için yüksek teknoloji aracılığıyla ellerinden geleni yaparken, veterinerler de aynı çabayı hayvanlar için gösteriyorlar. Günümüzde insanları iyileştiren teknoloji yöntemlerinin birçoğu hayvanlara da uygulanıyor. Hasta hayvanları iyileştirmek için en gelişmiş insan hastanelerinde kullanılan röntgen, tomografi, sonografi gibi yüksek teknolojinin nimeti olan cihaz ve bilgisayar sistemleri kullanılıyor; lazerle ameliyat ve tedavi olanakları bulunuyor, endoskopi yapılıyor. Kanserli hayvanlara kemoterapi uygulanıyor. Veterinerler hayvanlarda, kemoterapinin insanlarda görülen yan etkilerinin görülmediğini belirtiyorlar. Düşük yapan kedi ve köpekler tedavi ediliyor, böbrek nakli yapılıyor, dizi tutmayan hayvanlara yapay kemik takılıyor, at kliniğinde gırtlağında daralma olan atlar lazerle tedavi ediliyor. Tabii aynı insanlarda olduğu gibi hayvanların bir bölümü bu olanaklarla tedavi olabiliyor ama bazıları tam tersi koşullarda ölüme mahkum oluyorlar.
GPS, insanların hayvan alanlarına girmesini minimuma indiriyor
Gün geçtikçe, özellikle de Afrika kıtasında insanlar hayvanların alanlarına daha fazla giriyorlar. Susuzluğun arttığı, kaynakların azaldığı kıtada insanlar daha çok kaynak elde etmek adına hayvanların ve özellikle vahşi hayvanların yaşam alanlarına ulaşıyorlar. Buna karşın Afrika hükümetleri ve bu ülkelerdeki vakıflarla dernekler, insan hayvan karşılaşmasını en aza indirmek için teknolojiden yararlanıyor. Tabii burda Afrika hükümetlerinin esas düşüncesinin hayvanlarca öldürülen veya sakat bırakılanlar insanların yakınları tarafından gittikçe yükselen tazminat taleplerinin önüne geçmek olduğunu gözardı etmemek lazım.
Bu örneklerden biri Kenya’dan. The Africa Wildlife Foundation-Afrika Vahşi Hayat Vakfı GPS (AWF) teknolojisini hayvanlar ve insanlar arasındaki çatışmayı azaltmak için kullanıyor. AWF, hayvanlar ve insan grupları arasındaki etkileşimi takip edebilmek için hayvanlara GPS cihazının takıldığı tasma teknolojisini kullanıyor. Örneğin filler, hep aynı göç yollarını takip ediyorlar. Yollarına ne çıkarsa çıksın rotalarını değiştirmiyorlar. Bu da göç yollarındaki hayvanların insanlarla karşılaşması demek. Bir yandan da ekinlere, tarım alanlarına zarar gelmesi demek. GPS teknolojisi filler, aslanlar ve zebralarla birlikte 11 Afrika ülkesindeki diğer tehlike altındaki türleri görüntülemek için de kullanılıyor.
“İnternet, hayvanlar için insanların haberleşmesi konusunda imkanlar sunuyor”
Türkiye’de ve dünyada hayvan hakları savunucuları, hayvanseverler, barınak gönüllüleri..vb interneti ve Facebook, Twitter gibi sosyal ağları nasıl ve ne derece etkin kullanıyor? Bu ortamlarda ekstra neler yapılabilir sizce?
Bizce sanal sosyal paylaşım ortamları, hayvanlar için insanların haberleşmesi konusunda çok geniş olanaklar sunuyor ve hayvan hakları savunucuları bu imkanları oldukça etkin biçimde kullanıyorlar zaten.
BGD olarak teknoloji şirketlerine ve kullanıcılarına vereceğiniz mesajlar var mı?
Lütfen, ama lütfen. “İnsan için teknoloji” değil, “Evimiz dünya ve dünyalılar için teknoloji”
PETA, sosyal medyayı en aktif kullanan örgütlerden biri
PETA, sosyal medyayı en aktif ve verimli şekillde kullanan örgütlerden. Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler (PETA, People for the Ethical Treatment of Animals); Ingrid Newkirk tarafından 1980’de Norfolk Virginia’da kurulmuş olan bir hayvan hakları organizasyonu. Dünya üzerinde milyonlarca üye ve destekçisi olan PETA, kar amacı gütmeyen, vergiden muaf bir kuruluş. Vakıf üyeleri tarafından finanse ediliyor. PETA’nın ABD dışında da ofisleri var. PETA kürkçülük, hayvanlar üzerinde yapılan testler, hayvanların eğlence sektöründe kullanılması, boğa güreşleri gibi birçok konu üstüne yoğunlaşıyor. PETA’nın Twitter’da 83 bine yakın takipçisi var. Youtube’da bir kanalı olan ve bunun üstünden videoları insanlara ulaştıran PETA’nın Myspace sayfasında 45 bin kişiyle arkadaş bulunurken, resmi Facebook sayfasını ise 746 bin kişi beğenmiş durumda.