Başarılı dönüşümün anahtarı: Hız ve Çeviklik
Hızlı gelişim gösteren teknoloji, iş dünyasını da kendi hızına katmış durumda. Teknolojiyi takip eden ve hızlı davranan, yatırımlarını doğru zamanda, doğru biçimde yapan şirketler rekabette bir adım öne geçiyor.
Globalleşen dünyada teknoloji sayesinde farklı lokasyonlardaki insanlar bir araya geliyor. Örneğin bir toplantı yapmak için fiziksel olarak bir araya gelinmesine gerek kalmıyor. İnternet aracılığıyla görüntülü ya da sesli iletişimle tüm faaliyetler sürdürülebiliyor. Bu alanda şirketlere çözümler sunan Crossover Türkiye’nin Ülke Müdürü Mine Dedekoca ile dönüşümün hızıyla nasıl başa çıkılabileceğini konuştuk:
Dijital dönüşümde şirketler bugüne kadar hedefledikleri hız, verimlilik, karlılık, müşteri ve çalışan memnuniyeti gibi konularda yeterli başarıyı sağlayabildi mi?
Dijitalleşme sürecinde başarıya giden zorlu ve hiç bitmeyecek uzun bir yol var. Bu yolculuğun sona ermesi mümkün değil fakat başarıyla sürdürebilmek mümkün. Birçok şirket, dijitalleşmek için öncelikli olarak ürün ve hizmet satın alma adımını uyguluyor. Ancak
ayrı bir uzmanlık alanı gerektiren dijitalleşme için şirketlerin ilk yapması gerek dijital liderin kim olacağını belirlemek. Şirketlerin dijital dönüşümde yaşadığı en büyük handikap, bunu hemen gerçekleştirmek istemeleri. Ancak küçük bir projenin bile 1 gecede bitirilemediği düşünüldüğünde, dijitalleşme gibi kapsamlı bir değişim konusunun zamana yayılması gerektiğini unutmamak gerekiyor.
Vizyon sahibi şirketlerin bu değişim rüzgarına ayak uydurup rakiplerine göre daha fazla kar etme ve pazar değerlerini artırma şansı var. Bunu yakalamak için ellerini çabuk tutmaları gerekiyor, çünkü bu dönüşüm rüzgarı şirketlere çok kısa bir zaman tanıyor. Yani bugün, bir şirketin başarısını veya başarısızlığını belirleyen en önemli faktör dönüşümün hızı olabilir.
Dijital dönüşümde yeni teknolojiler ışığında bundan sonraki adım ne olacak? şirketler organizasyon yapılarını buna göre nasıl geliştirmeli?
Dijital dönüşüm, bir şirketin her alanını yeniden şekillendiriyor. Teknoloji gelişmeye devam ederken, başarılı bir dijital dönüşüm için birlikte çalışmak, planlama yapmak ve sürece tüm departmanları dahil etmek gerekiyor. Teknolojinin hayatımızdaki yerinin artmasıyla birlikte iş yapış şekillerimiz de değişiyor. Artık bordrolu çalışma yerine daha esnek çalışma modeli olan serbest çalışma modellerini daha sık görüyoruz. Sözleşmeli ve serbest çalışanlar, evde veya sahilde otururken çalışabilme becerilerini geliştiriyor. Bu sayede şirketler, herhangi bir saat diliminde mevcut en yetenekli çalışanı seçme kabiliyetinden yararlanıyor. Şirketlerin dijital dönüşümleri telekomünikasyon yeteneklerini desteklemeyi sürdürdükçe, uzaktan işlemler için heyecan verici yeni gelişmeler ve fırsatlar görebiliriz.
Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik) (VR) teknolojileri ile çalışanların katılımı, eğitimi ve müşteri deneyimi için çalışma alanlarını VR ve AR ile birleştirmek geleceğin trendi olacaktır. Aynı zamanda veriler iş dünyasında büyük bir öneme sahip. Dünyada baş döndürücü miktarda değerli veri olduğunu biliyoruz, ancak az sayıdaki şirket onu maksimum etki için kullanıyor. Büyük veri, müşterilerin nasıl düşündüklerini, isteklerini ve piyasanın markanızı nasıl gördüğünü göstererek şirketinizi yönlendiriyor. Dijital Dönüşüm çağında, neredeyse her şey ölçülebilir hale gelmiş durumda.
İlerleyen dönemlerde blok zincir teknolojisinin, şirketler tarafından kontratlar, dijital ödeme sistemleri ve bulut depolamadaki iyileştirme alanlarında kullanılması öngörülüyor. Öte yandan blok zinciri teknolojisi, merkezi kayıt sistemi olmadan kişiden kişiye sigorta sunarak prim maliyetlerini düşürmeye, taleplerin daha hızlı doğrulanmasına ve işlenmesine fırsat sağlıyor. Dijital dönüşüm, şirketlerin gençleşmesine yardımcı olacak, daha esnek ve rekabetçi olmalarını sağlayacak büyük bir kolaylaştırıcı olarak görülüyor. Dönüşüm, başarılı bir şekilde yürütüldüğünde şirketlerin üretkenlik düzeylerini ve gelir akışlarını artırıyor.
Crossover kurum ve şirketleri dijital dönüşüm süreçlerine nasıl hazırlıyor?
Crossover olarak teknolojinin avantajını kullanarak şirketlere tüm dünyadan insan kaynağı havuzu sunuyoruz. Aynı zamanda çalışanlara da bulundukları ülkeden ayrılmadan yabancı bir şirket için çalışma ve global düzeyde maaş kazanma fırsatı sunuyoruz. Böylece hem şirketleri hem de çalışanları bulundukları yerin kaynakları ile sınırlı kalma derdinden kurtarıyoruz. İşe alım sürecimizi son aşamasına kadar online bir test ortamında gerçekleştirerek, sürecin çok daha şeffaf ve öznellikten uzak olmasını sağlıyoruz. Bu da işe alım sırasındaki cinsiyet, ırk, fiziksel özellik gibi ayrımcı seçimlerin önüne geçmiş oluyor. Bu sayede herkese eşit işe alım imkanı sunmuş oluyoruz. İşe alım sürecinde yapay zeka kullanımı konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışma tamamlandığında, daha önce işe aldığımız profiller baz alınarak bir adayın bu işe uygun olup olmayacağını henüz başvurmadan önce sistem bize önerecek.
Ayrıca uzaktan çalışanlarımızın işlerini takip edip, verimlilik analizi yapan WorkSmart adında bir uygulamamız var. Bu uygulama sayesinde tüm çalışanlarımıza kendi hedefleri doğrultusunda nasıl bir aşama kaydettiklerini gösterme ve kendi performansları ile takım arkadaşlarının performanslarını karşılaştırma imkanı sunuyoruz. Hatta çalışanın hangi uygulamada ne kadar zaman geçirdiği verisini de tutarak, ideal süreler ile ilgili önerilerde bulunabiliyoruz.