BATI’NIN KORKTUĞU ROBOTLARI JAPONYA NEDEN SEVİYOR? DİNİ, KÜLTÜREL, EKONOMİK VE SOSYAL FARKLAR
“Bir Japon olarak, insan ile makinenin birleşip sayborg (cyborg) olduğu çizgi filmlerini kendimden geçmiş bir şekilde izleyerek büyüdüm. Biz Japon çocukların çoğu biyonik süper kahraman olma hayallerine dalardık. Robotlar her zaman Japonların ruhunda yer etmiştir. Robotlardan korkmayı bırakın, onları sabırsızlıkla beklerdik. Batılıların dünyasında şirin robotlar yok değildi ama onlarda robotlar ile ilgili endişeler var” (http://bit.ly/2Zo2XNU). Bu ifadeler, aktivist, girişimci, risk sermayedarı, MIT profesörü ve “Whiplash: How to Survive Our Faster Future” kitabının yazarı, 1966 Japonya doğumlu Joi Ito’ya ait.
Batıdaki filmlerde şirin robotlar kadar, insana zarar veren robotların da yaygın olduğunu biliyoruz. Örneğin, Terminator. Fakat, fark filmlerdeki robotlardan ibaret değil. Batı dünyasının endişe duyduğu robotlara Japonların daha olumlu bakmasının, ilginç ve somut nedenlerini Japon Joi Ito (http://bit.ly/2Zo2XNU) ve Batı dünyasından Financial Times editörlerinden Gillian Tett (https://on.ft.com/2Xhrmap) açıklıyor.
Din ve Kültür Farkı
Yuval Noah Harari tüm dünyada ve ülkemizde en çok satan kitabı “Sapiens”de, insanı canlı ve cansız herşeyin hükümdarı gören hristiyan batıda ortaya çıkan hümanizm anlayışının çevreye ve hayvanlara yaptığı zalimliği ikna edici bir şekilde ortaya koymuştu. Japon dini Şintoizm’de ise, canlısıyla cansızıyla, doğa insanın istediği gibi kullanabileceği mülkü veya kölesi değildir. Doğa insana değil, insan doğaya aittir. Çünkü, bu inanca göre, insanın yarattığı aletler ve nesneler dahil, cansız veya canlı herşeyin içinde bir ruh vardır.
İşte bu fark nedeniyle, diyor Joi Ito, Japonlar robotlara endişe ve kuşkuyla bakmıyor, onları da yaşamın bir parçası olarak görüyor. Öylesine ki, tıpkı insan ve hayvan hakları gibi, robot hakları da gündemimizde olmalı der Ito. Bu görüş bir fantezi gibi gelse de hem MIT hem de Harvard’da araştırmacı olan Kate Darling, sosyal robotların yasal hakları üzerine bir çalışma yayımladı (http://bit.ly/2IkNzMM).
Ekonomik ve Sosyal Nedenler
Geçen sene yapılan bir Pew araştırmasına göre, Japonların da %83’ü otomasyonun eşitsizliği artıracağına inanıyor (https://on.ft.com/2Xhrmap). Fakat, büyük çoğunluk işsiz kalma endişesi taşımıyor ve robotların yaygın olduğu ekonominin daha iyi işleyeceği inancında. Gillian Tett’in Japonya’da yaptığı inceleme ve gözlemlere göre, Japonlar inovasyon yeteneklerine güvendikleri için robotları tehdit olarak görmüyorlar. Hatta robotlarıyla gurur duyuyorlar. Nitekim, Japonya robot üretim ve teknolojisi olduğu kadar, 10,000 işçi başına 300’ün üstünde robot kullanımıyla dünyada lider.
Japonların robotlara olumlu bakmalarının diğer bir nedeni, nüfus artışının çok az olması nedeniyle, işgücü sıkıntısının ortaya çıkması. Başka ülkelerden işçi getirmek yerine robotlar tercih ediliyor.
Son önemli neden de sosyal güvenlik ağı ile ilgili. Japon toplumunun çoğunluğu (%63), otomasyonun ortaya çıkaracağı sorunun çözümünden hükümetin sorumlu olduğu anlayışında. Nitekim, çok yaygın ve etkin sosyal güvenlik ağı nedeniyle toplumda birlik ve beraberlik anlayışı yüksek. Amerika’da ise toplumun sadece %30’u böyle düşünüyor. Otomasyon ile ortaya çıkabilecek sorunlarda, toplumun %70’i bireyin kendi başının çaresine bakması gerektiği inancında.
Sanırım bu farklar, batı dünyası Endüstri 4.0’dan söz ederken, Japonya’nın Toplum 5.0 projesini (https://bbc.in/2KUrZjI) ortaya atıp buna odaklanmasını da kısmen açıklıyor.