Bayi toplantısı…
Bu isimde bir film var, bilmiyorum seyredeniniz var mı? Ben 2 kere seyrettim, hani klasik laf var ya; film güldürdü de düşündürdü de.
Oyuncu kadrosu sahiden iyi, onlar bile gülmek için bir neden. Bir beyaz eşya markasının bayilerini Güney’de bir otele çağırıyorlar, sonra o bayilerin (bir kısmının) davranışları esprili hale getirilmiş. Doğal olarak ben her sahnesinde bilişim sektörü ile kıyasladım tabi, bazen güldüm bazen düşündüğüm dedim de bu kısmı zaten.
90’larda bilgisayar kullanımı arttıkça çok heves edilen bir meslek oldu “Bilgisayarcılık”. O dönemden hemen öncesinde seçkin kadroların yer aldığı mainframe, mini sistemler devrinden bir kuşak sonrası bu. Taşını toprağını satan da bilgisayarcı oldu o dönemde, her üniversite mezunu da hatta kabzımalı, nalburu da bilgisayarcı oluverdi bir günde. E mesleğe girişte ne bir diploma gerekli ne bir sertifika ☹
İlk zamanlar “Bilgisayarcı” olduklarına değdi tabi, kar marjının hatırı sayılır mertebelerinde olan günlerin tadını alanlar bir daha da bırakamadı mesleği. Fiyatları kıranlar, üç kuruşa iş yapanlar bir süre sonra dayanamadı, kaçtı gitti. Sektörde her gün açılan ve batan firmaların sayısını takip edemez duruma geldik. Her giden bir parça götürdü, güvensizlik ortamı arttı, kalite yerlere düştü. Bilgisayarcılık mesleği bir anda olduğu yerden kendini uçurumda buldu.
2000’li yıllarda başlayan döviz krizi ve bitmek bilmeyen ekonomik sıkıntılar bir elek timsali küçükleri altta bıraktı, görece güçlü olanlar bugünlere geldi. Sonralarında yazılımcılar Allahtan imdada yetişti de müthiş yazılımlarla kazandırdıkları teknoloji ile sektörümüz yeniden itibar kazandı, geldiğimiz noktaya şükür diyelim. Kaybettiğimiz prestij, finans ve zaman kaybını bir yana koyarak tekrar yapılanmak için tam zamanı, bu ayrı bir konu.
Bu bayi yapıları günümüzde halen devam ediyor. İlk grup büyük bayiler, artık kendine özgü çözümleri olması nedeniyle “Sistem Entegratörü” adıyla anılıyor, sektörün mihenk taşı durumunda. Üreticiden ya da toptancıdan aldığı ürünlerin üzerine katma değer katarak tüketiciye ulaştırıyor. Buna bir süredir toptancılar da niyetlense ya da benzer model uygulamak isteseler de bu sistem entegratörlerinin yaptığını yapamaz, zaten toptancıların tüketiciye gitme gibi bir niyeti yok genel olarak. Yani anlatmak istediğim sistem entegratörü kıvamına gelmiş ya da çok daha üzerine geçmiş firmalarımızın gücü hem finansal açıdan hem de bilgi, deneyim açısından çok iyi. İyi ki varlar.
İkinci grup Anadolu bayileri. Sıkıntının bir kısmı burada, genellikle vizyon zayıf, finansal güç nerdeyse hiç yok. Rüzgar nereye süreklerse o yönde hareket etmek zorunda. Onları eğitecek, yol gösterecek güçlendirecek derneklerimiz yetersiz kalıyor. Düne kadar yazıcı, laptop satarak para kazanan bu firmalarımız şimdilerde güvenlik kamerası ve bilgi güvenliği gibi yeni işlere girerek kendine yol arıyor ama işleri zor. Aralarında tabi ki bunu başarıyla yapanları var ama yıllardır aynı kafa yapısıyla hareket edip kendini aşamayanlar çok. Tutunmaya çalışıyorlar.
Üçüncü grup online satışın değerini keşfetmiş durumda. Bir zamanlar büyük mağaza zincirleri işlerini alınca kara kara düşünen bu grup, online mağazaların cazibesine kapılmış durumda. İlk fark edenler çok kazandı, sonra gelenlere pek ekmek yok gibi. Aynı 90’larda olduğu gibi fiyatı dibe indirenler var, onların ne kadar yaşayabileceği şüpheli. Bir elektronik cihaz ya da bilgisayar parçası ararsanız sitede kayıp olursunuz, yüzlerce firma aynı ürünü değişik fiyatlarla satıyor, sayfalarca aynı ürün görseli aynı yazılar, farklı firmalar. Özetle bu grupta günü kurtarma derdi var. Sektöre çok da faydalı oldukları söylenemez, al sat dışında bir faaliyetleri yok, pazarlamadan anladıkları bulundukları online mağaza içinde kategori başı olmak. Çok da farklı mecralara ihtiyaçları da yok aslında. Yine orta vadede güçlenmeleri zor.
Bu gruplar dışında irili ufaklı mağazaları olanlar, bir ürünü genellikle Uzakdoğu’dan getirip dağıtmaya çalışanlar, bir markaya arkasını yaslayıp güçlenenler de var. İş bilenin kılıç kuşananın demişler, söyleyecek, eleştirecek bir lafımız yok, yeter ki orta ve uzun vadeli planları olsun.
Neden iki ve üç numaralı bayilere pek olumlu bakamıyorum? Çünkü yeni teknolojiler geliyor, yapay zeka, blockchain, büyük veri analitiği, AR, VR. var da var. Ama bunlar onların konusu değil. Bırakın uzun ve ortayı yarın için planları yok. Bugün kaç tane satarım, fiyatı kaç yapsam geride kalmam, konu bu.
Gelelim filmimize 😀 Bayi toplantılarına gidenler bilir, gitmediyseniz gidilen yerlere bir bakın. Kıbrıs, Ukrayna, Belarus belki arada Küba filan. Bilmem anlatabildim mi? Yeni teknoloji, iş planları, bütçe çalışmaları filan palavra, önemli olan bugünümüzü gün edelim. Sektör mü? O da ne abi. Pazarlama, PR, basın, medya vs zaten gündemde değil. Tamam bize ne de, en ufak krizde en çok zarar gören, bas bas bağırıp sitem eden, borçlarını ödeyemeyerek dağıtıcılara ve markalara zarar verenler de onlar. Her batan bilişim firması hepimiz için kayıp, onun için bizi ilgilendiriyor.
Başarılı olan, vizyon sahibi, yeni teknolojileri takip eden, hesabını kitabını bilen, aklı başında, dürüst ve basiret sahibi çok sayıdaki bayimizi de burada yazılan olumsuz yorumlardan tenzih ediyorum. İstedikleri ülkede istedikleri şekilde eğlensinler, haklarıdır. Böyle bir sürü dostum, kardeşim var, onlara buradan işlerinde başarılar, iyi çalışmalar diliyorum
Yazdım…