Baz istasyonlarına ince ayar
Baz istasyonlarının şehir dışına çıkartılmasına yönelik karar alan belediyelerin sayısı _x000D_
her geçen gün artıyor. Uzmanlara göre ise şehir dışına daha güçlü istasyonlar kurulacağından daha etkin dalgalar yayılacak ve insanlar daha fazla zarar görecek ya da cep telefonları ile konuşmak olanaksız hale gelecek.Baz istasyonlarına vatandaşların tepkisini dikkate alan belediyeler peş peşe kararlar alarak, bunların şehir dışına çıkarılmasını istiyor. Uzmanlar, baz istasyonlarının oluşturduğu kaygıyı “elektrofobi” olarak adlandırırken, kaygıların yersiz olduğu vurgusunu yineliyor. BTK ise durumu “bilgisizlik” olarak nitelendiriyor.
Ankara 24’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nin baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması için aldığı karar geçen yıl Yargıtay tarafından da onaylandı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda görüşülmeyi bekleyen karar onaylanırsa yaklaşık 25 bine yakın baz istasyonu şehir dışına taşınacak. Vatandaşların tepkisini dikkate alan belediyeler peş peşe kararlar alarak, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasını istiyor. Son olarak Aydın Belediyesi ve Muğla’nın Yatağan ilçesi Belediye Meclisi baz istasyonlarının 15 gün içinde şehir dışına taşınması kararını aldı. Balıkesir’in Edremit ilçesi ve Muğla’nın Marmaris ilçelerinin belediye meclisleri de benzer kararlar alma yolunda adım atmıştı. Bu kararlar söz konusu bölgelerde cep telefonu iletişiminin tamamen durmasına neden olacak.
Baz istasyonu azalırsa tehlike artar
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkan Yardımcısı Doç.Dr. Mustafa Alkan, baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasının teknik olarak mümkün olmadığını ve sağlıklı mobil iletişime engel teşkil edeceğini belirtti. Alkan, “Belediyelerin aldığı bu kararlar bilinçli değil, mahalle baskısı sonucu oluşmuş kararlar. Belediyeler aldıkları bu yanlış kararlardan döneceklerdir” dedi. Alkan, insan sağlığı konusunda baz istasyonlarının şehir dışına taşınması durumunda daha yüksek sinyal vermek zorunda kalacağını da sözlerine ekledi.
Teknoloji Bilgilendirme Platformu üyesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Tunaya Kalkan, baz istasyonu sayısının az olmasının daha büyük riskler içerdiğini belirterek, “Bu durumda telefon çok enerji yayıyor. Bu sağlığa daha fazla olumsuz etki yapıyor” diye konuştu. Kalkan, baz istasyonu kişilerden uzakta olduğundan alan şiddeti çoğu zaman izin verilen sınırın yüzlerce kat altında olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kişi kendi kontrolünde olmadığı bu alanın hangi şiddette zararlı olup olmadığına bakmaksızın baz istasyonunun kaldırılmasını istiyor. Artık kişi için atom bombası ile baz istasyonu neredeyse aynı algılanıyor. İşte bu korku kişide elektrofobi oluşturuyor. Zamanında baz istasyonunun hangi uzaklıkta hangi şiddette olduğunu vücuda etkisinin ihmal edilecek kadar düşük olduğunu bilse bu korkuya kapılmayacak.”
Teknoloji Bilgilendirme Platformu üyesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. İbrahim Akduman ise bugünkü mobil iletişim teknolojisi tamamen bir hücresel yapının oluşturmasına dayandığını belirterek, “Mobil iletişimin sağlanabilmesi için planlanan bölge küçük hücrelere ayrılmak zorundadır. Her bir küçük hücrede de bir baz istasyonunun bulunmasını gerektirir. Dolayısı ile bir yerleşim bölgesinde baz istasyonlarının kaldırılması mobil iletişimi tümüyle yok eder” diye konuştu.
Baz istasyonu mobil telefonların bulunduğu bölgeden uzaklaştıkça, mobil telefon ile baz istasyonunun iletişim kurabilmesi için çok daha fazla güçlü elektromanyetik dalga yayması gerektiğini vurgulayan Akduman, “Bu da doğal olarak, telefonunu kullanan kişinin daha güçlü bir elektromanyetik dalganın etkisi altında kalması demektir” dedi.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Başkanlığı (BTK) yetkilileri ise Türkiye’de baz istasyonlarının elektromanyetik alan değerleri hakkında da bilgi verdi. BTK’ya göre dünya üzerindeki GSM operatörlerinin büyük bir çoğunluğunun ICNIRP’nin (Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu) değerlerini referans aldığını belirtti. Komisyonun belirlediği elektrik alanı sınır değeri 41,25V/m olduğunu, ancak Türkiye’de bu değerlerin daha da azaltılarak 10,23V/m olarak belirlendiğini ifade ettiler.
Düzenli ölçümler yapılıyor
BTK’nın tüm yurtta baz istasyonları kurulum sürecini kanunlar çerçevesinde takibini yaptığını belirten BTK yetkilileri, “Baz istasyonları iddia edildiği gibi rastgele kurulmuyor. Bunun için çok sayıda yasal prosedür var. Ayrıca kurulan tüm baz istasyonlarının elektromanyetik dalga etkileri düzenli olarak ölçülüyor. İnsan ve çevre sağlığına zarar gelmemesi için gereken tüm önlemleri kurum olarak alıyoruz” dedi.
DDK raporu
Baz istasyonlarının şehir dışına taşınması tartışmalarına Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) da katıldı. DDK’nın BTK raporunda, “Nüfusu fazla olan şehir ve metropol yapılarında şehir içinde birçok hücre bulunması gerektiğinden, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır” denildi. Halen Türkiye’de toplam 36 binden fazla baz istasyonu bulunuyor ve bunun 25 binden fazlası şehir merkezlerinde yer alıyor. DDK raporunda, baz istasyonlarının yeterince denetlenmediği iddiası da yer aldı. Bu iddiaya karşın BTK, baz istasyonlarının yüzde 90’ının denetlendiğini vurguluyor.