Beklentiler ve zorunluluklar uçtan uca değişiyor
Koronavirüs, turizm sektörünün tüm paydaşlarında iş süreçlerini, iş yapma biçimlerini yeniden tanımlıyor.
Koronavirüs, iş hayatını yeniden tanımlarken, tüm sektörleri de kaçınılmaz olarak etkiledi. Mevsimsellik etkisiyle turizm sektörü ise bu etkiyi en yoğun hisseden sektör. Ulaşımdan konaklamaya turizm sektörünün tüm paydaşları bu yeni düzende mevsimi mümkün olduğunca olumlu geçirmeyi hedefliyor ve burada bilişim teknolojilerinin payı da büyük oluyor. Bu gerçekten yola çıkan BTvizyon Dijital, 9 Haziran’da “Pandemi Sonrası Turizm” başlığında sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Turizm Teknolojileri ve İnsan Kaynakları Danışmanı Timuçin Diş’in “Pandemi Sonrası Turizm” başlıklı sunumu ile başlayan etkinlikte içinde bulunulan süreç ve çözümler üzerinde duruldu. Turizmin otelcilik kısmına değinerek, bu konudaki gözlem ve öngörülerini paylaşan Timuçin Diş’in dikkat çektiği gibi Covid-19 döneminde büyük bir paranoya düzeyi yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Korona virüsünün bitmesi yönünde ise farklı çözümler ortaya atılıyor. Deloitte’un konuyla ilgili araştırmasını paylaşan Timuçin Diş, şunları söyledi:
“Bu araştırma; dijital etkileşim değişimi ile tahmini toparlanma hızı arasında sektörlerin dağılımının olduğu bir çarkı gösteriyor. Bu çarkta, turizm, otelcilik, havayolu gibi sektörlerin alt köşede olduğunu görüyoruz. Bu, oldukça karamsar bir tablo. Tüm dünyada ekonomilerini zora sokan bu paranoya seviyesini aşağı çekmek için yeni tedbirler alınıyor. Havayolu şirketleri zorda ve havacılık sektörü ile sadece turizmi, otelciliği düşünmemek, kargo sektörünü de hesaba katmak gerek. Bu sektör ekonominin can damarı ve havacılık sektörü, hükümetler düzeyinde yönetilmesi gereken bir konu haline geldi. Sağlık sisteminde oluşabileceği düşünülen kaygıların giderilmesiyle bu aksiyonların alınmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Yeni normale dönüşte iki temel senaryo çiziliyor. İlk görüş; 2021 içinde Covid-19 öncesi iş hacimlere geri dönüşlerin başlayacağı ve en geç 2022’de eski seviyesine ulaşacağı. Diğer görüş ise 2023’te eski seviyelerine ulaşacağı yönünde. Şu anki ivmeye göre ilk seçeneğin daha gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Bunlarla ilgili otellerle ilgili bir düzenleme söz konusu olacak. Her otel işletmesi bir ‘sağlık işletmesi’ olacak. İş sağlığı güvenliği konusundaki düzenlemeler daha sağlık odaklı olacak. Ürün ve hizmetler yeniden tanımlanacak. Yetişkin çocuksuz çiftler ile çocuklu ailelerin ayrıştığı bir konsept halihazırda vardı. Geçmişte konfor amacıyla yapılan bu ayrışma daha da belirginleşecek. Milliyete bağlı ayrışmalar da olacak. Alakart restoranların geri dönüşü gerçekleşmekte. Sağlık güvenliği de marka itibarının ayrılmaz bir parçası haline gelecek.”
Oteller ‘zorunlu’ olarak yenilenecek
Commscope Kıdemli Teknik Müdürü Nabi Hacıgaffaroğlu ise “Yeni Nesil Dijital Otelcilik” başlıklı sunumuyla turizmde değişecek alışkanlıkları ve bunlara nasıl çözüm sağlanabileceğini değerlendirdi. Turizm sektörü, koronavirüsten en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. “Önümüzdeki sene itibariyle bu problemi belki de geçmişte bırakabileceğimizi öngörüyorum. Ancak bazı alışkanlıklarımız yine de devam edecek” beklentisini dile getiren Nabi Hacıgaffaroğlu, şu başlıklara değindi:
“Otele gelecek misafirlerin önceliği temassızlık olacak ve bunun için IoT önemli. Giriş butonları, panik butonları, alarm butonları, bina yönetim sistemleri, ekipman takibi gibi IoT’nin kullanıldığı pek çok alan var. Bunların hepsini otelcilikte kullanılmasına belki gerek olmayacak; ama pek çoğu pandemi sonrasında otellerde misafir memnuniyetini artırması için kullanacağımız teknolojiler olacak. Otellere girildiği zaman check-in kuyruklarının mümkün olduğunca azaltılması için eldeki verileri doğru kullanmak, check-in sonrası müşterinin odaya girişi ve temassızlık öne çıkıyor. Müşteri, belki cep telefona kurulacak bir uygulamayla kapıya dokunmadan odaya girebilecek. İçeri girdikten sonra aydınlatma, iklimlendirme sistemi, TV uygulaması gibi kontrol etmemiz gereken birçok ortam oluyor. Tüm bu sistemlerin cep telefonu uygulamasıyla gerçekleştirilebilmesi söz konusu olacak. Misafirlere oda içerisinde mümkün olduğunca az temas sağlanmaya çalışılacak. Hatta belki bu yapılar ses tanıma sistemler ile entegre edilip cep telefonuna dahi dokunmadan sistemler çalıştırılabilir. Bir diğer husus, müşterinin bir problem yaşaması ve odayı değiştirmesi ve yeni IoT altyapısıyla resepsiyona inmeden cep telefonu uygulaması ya da size tanımlanan kartla resepsiyona gitmeden yeni odanıza inmeniz sağlanacak yapılar oluşturulacak. Tüm bunlar için IoT altyapısının kurulması gerekiyor ve IoT altyapısında kullanılan belirli standartlar var. Bu sistemler, müşterilerin insanlarla mümkün olabildiğince az temas edip sosyal mesafeyi koruyarak bir deneyim yaşamasını sağlayacak. Bir diğer önemli husus, lokasyon bazlı servisler olacak. Burada temel amaç; sadece otellerde değil, marketlerde, restoranlarda, alışveriş merkezlerinde içerideki insan sayısının mevcut yüzölçüme göre belli bir sayının üzerine çıkmaması.”
Pandemi, inovasyonu da beraberinde getirdi
Vector CEO’su Halit Erol Şengünler, “El Terminali Formunda Akıllı (IoT) Ateş Ölçer” başlıklı sunumuyla pandemi sürecinde izleme teknolojilerinde neler yapabileceklerine odaklandıklarına işaret etti. Bu noktada, ateş ölçmeye farklı bir boyut kazandırmak istediklerini ve günün sonunda ‘akıllı ateş ölçer’ dedikleri altyapıya sahip, el terminali formunda bir ateş ölçer çözümü üretmeye karar verdiklerini söyleyen Halit Erol Şengünler, bu inovasyonda geçen süreci ve yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı:
“Herkes için her yerde, izlenebilir ve entegre bir çözüm yarattık ve 60 günlük Ar-Ge çalışması sonucunda “VecTemp” ürünümüzü ortaya çıkardık. Bu, antibakteriyel malzemeyle üretilmiş bir el bilgisayarı ve alkol, dezenfeksiyon ya da solüsyon gibi silinme yöntemlerine dayanıklı. 1.5 metreye kadar düşmeye de dayanıklı ve üzerinde barkod okuyucusu olan bir bilgisayar bu. Üzerindeki kızılötesi modül sayesinde ateş ölçme özelliğine sahip. 4G özelliği ile birlikte sadece kablosuz değil, 4G üzerinden de eş zamanlı olarak sahadan bilgi toplayabilir, yazılımı geliştirilebilir bir döngü yönetimi ve entegre filyasyon yazılımını tek cihazda toplamaya çalıştık. Bu cihazı AVM’ler, fabrikalar, oteller, tatil köyleri gibi yapıların kullanabileceğini düşünüyoruz. Ulaşım sektöründe havalimanları, otobüs ve tren terminalleri de bu çözüm için elverişli yerler. Çözümün lansmanı 1 Haziran’da yapıldı ve o günden itibaren çok ilgi görüyor. Ürünü sipariş eden oteller de oldu. Otellerde personellerin giriş-çıkış kartlarını VecTemp’e okuttuktan sonra ateşlerinin de ölçülmesi, iki bilgiyi birbirleriyle ilişkilendirerek kayıt altına alınması ve uyarılar gönderilmesi, özel VecTemp yazılımı sayesinde geniş alandaki yüzlerce çalışanın vücut ısıları ve ilgili bilgilerin saklanması mümkün. Sağlık Bakanlığı’nda gerekli müracaatları yapıldı. VecTemp’in uluslararası pazarlara açılmasını en başında hayal ettik; ama ilk amacımız ülkemize bir faydamızın olması. Kaynaklarımız kısıtlı ve çok yoğun bir talep var. Bunları karşıladıktan sonra Ağustos ayı içerisinde yurtdışı pazarlara da ürünümüzü göndermeyi düşünüyoruz. Yazılımımızı kodlarken bunu hesap ettik ve çok dilli bir altyapıyla kodlamaları bitirdik. Şu anda Türkçe sürümü var. İngilizce, İspanyolca ve Çince dil desteği geliyor.”
Oysa ‘ucuz tatil’den çok daha fazlasıyız…
Dijital etkinlik, “En Hızlı Adımlar Turizmde” başlıklı panelle tamamlandı. Panel yöneticisi Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü Göker Sarp olurken, konukları da Dorak Holding Bilgi Teknolojileri Direktörü Baki Çubuk, Ela Quality Resort Genel Müdür Yardımcısı Emre Tatar ve Sherwood Resorts and Hotels Satış ve Pazarlama Müdürü Sezer Şener oldu. Turizm sektörünün pandemi paralelinde yaşadığı dönüşümü anlatan Sezer Şener, şu tespitleri paylaştı:
“Dünya Turizm Örgütü’nün yaptığı açıklamalarda ve yorumlarda Ocak ayında optimist bir görüş hakimdi. Geçen senenin yüzde 10-15 büyüme ile biteceği öngörülüyordu. Mart ayında revize oldu. Şanslıyız, sektör dinamik ve bu sürece hazır. Şanssızız, çünkü sadece bizim merkezde olmadığımız, uçakların kalkması, insanların katılım göstermesi gibi sorular var. Biz bu süreçte pek çok alışkanlığımızı değiştirdik. Duruma misafirlerin gözünden de bakmaya çalıştık. Destinasyon anlamında Türk turizmcisi olarak pek çok eksiğimizi gördük. Ülkelerin Eyfel Kulesi gibi destinasyonları varken, Türkiye denince “ucuz tatil” yaklaşımının olduğunu gördük. Bizim amacımız sadece turizm odaklı olduğumuz, herhangi bir destinasyon pazarlaması görmediğimiz için biraz daha zor bir süreçten geçiyoruz.”
Herkes ‘samimiyet’ bekliyor
Pandemi sonrasında alışkanlıkların değiştiği gerçeğine işaret eden Emre Tatar, kurumsal pazarlama planlarının değişimini şöyle anlattı:
“Tüketicilerin şu anda en çok önem verdikleri konu güvenlik. Tatile geldiğinizde hijyen odaklı bir turizm anlayışı belirliyoruz. Tüketici alışkanlıklarında belirsizlik hakim. Pandemi sonrası pazarlamada iletişim kurarken samimi olunması gerek. Sadece tüketici deneyimi değil, tüketici+çalışan deneyimi olarak insan deneyimine odaklanmış durumdayız. Satın alma gücü de pazarlamanın yönünü değiştirdi. Satın alma gücünde negatif bir görünüm hakim. İç pazar açısından bakıldığında krediler biraz nefes aldırdı. Misafirin konfor alanı çok ön plana çıkmış durumda. Sigorta konusu pazarlamada öne çıktı. Pazarlama olarak baktığımızda göz önünde bulundurduğumuz en yeni trendlerden biri füzyon. Pandemi sonrasında bakıldığında sağlık ve ekoloji turizmi ön plana çıkıyor.”
Temassız ödemenin ve mobilitenin yükselişi
Baki Çubuk, otel misafirlerinde teması azaltmaya yönelik uygulamaları kullanmaya başladıkları gerçeğinden yola çıkarak, detayları şöyle anlattı:
“Teması önleyebilecek en büyük teknolojik yatırımlardan biri olarak mobilizasyonu düşünüyorum. IFG firması mobil uygulamalar, otel içinde yapılabileceklerle ilgili önemli bir doküman paylaşmıştı ve dijital siparişi önermişti. Müşterilerin QR kod okutarak yiyecek ve içeceklere, menülere ulaşması ve uygulama ya da web tarayıcı üzerinden sipariş verip ödeme yapmaları ilk sundukları yapılardan bir tanesiydi. Diğeri de kayıt işlemleri ile ilgiliydi. Müşterilerin kayıt formlarını mobil uygulama üzerinden dijital olarak imzalanması ile ilgili bir çalışma yapılabilir. Polonya hükümeti tüm işlemlerini Covid sonrası dijital imza üzerinden gerçekleştiriyor. Türkiye’de de bu çalışmaları yapan firmalar var. Kamu tarafında çalışmalar devam ediyor. Bir uygulama üzerinden otellerde de bu yapılabilir. Uygulama üzerinden konum bilgisi, tarih-saat bilgisi gibi bilgilerin yanında, check-in ve check-out da mobil bir şekilde yapılabilir. Müşterilere verilen kapı kartları noktasında, müşterilerin bir mobil uygulama üzerinden kapılarını açmaları sağlanabilir.”