Beraber yola çıktığımız iş ortaklarıyla birlikte büyümeyi çok değerli buluyoruz
VMware Türkiye Ülke Direktörü Murat Mediçeler, veri merkezinden son kullanıcıya kadar tüm hayat döngüsünü tek bir yerden desteklemek, güvenlik altına almak ve daha hızlı hale getirmek konusunda kurumların yanında yer aldıklarını vurguladı.
Müşterilerine dijital bir temel sunmaya çalıştıklarının altını çizen VMware Türkiye Ülke Direktörü Murat Mediçeler, “Biz kurulduğumuzdan bu yana hep verimi artırmaya, inovasyonu hızlandırmaya çalışan bir firmayız. Projenin başından sonuna kadar kurumla beraber çalıştığımız, faydayı beraber üretip gösterdiğimiz bir çalışma şekli içindeyiz” açıklamasını yaptı. Mediçeler, BThaber’in ‘3 Gazeteci 1 Konuk-3G1K’ başlıklı dijital etkinliğinin konuğu oldu ve BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan, BThaber Editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtladı:
- Pandemi döneminde bulut başlığında; dijital çalışma ortamı, güvenlik, ağ iletişimi gibi başlıklarda nasıl bir gelişim gözlemlediniz?
Pandemi bir haftada 10 yıllık bir değişimi yaşattı. VMware aslında 8 yıl önce bu stratejiyi benimsemişti: “Any App. Any Cloud. Any Device.” yani herhangi bir uygulamayı herhangi bir bulut üzerinden ve herhangi bir cihaz üzerinden çalıştırabilmek… 8 yıl önce bu söylendiğinde birçok soru işaretini de beraberinde getirmişti. Bugün geldiğimiz noktada bu stratejinin ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz. Bu dönem eski bir altyapıyla bu tip geçişleri sağlamak ve sürdürmek oldukça zor. Bu da beraberinde birçok kararın hızlı bir şekilde alınmasını getirdi. Bu süreçte hem bulut kullanımı ciddi manada arttı hem özel bulut dediğimiz; şirketlerin kendi iç ortamlarına da buluta benzer altyapıları kurmaları gündeme geldi. Dijital çalışma ortamı dediğimiz; çalışmayı cihazlardan ve lokasyondan bağımsız hale getiren teknolojiler çok hızlı bir gelişme gösterdi. Bunun arka planında gerek ağ gerek güvenlik yatırımları ciddi bir şekilde ön plana çıktı. Bu noktada herkes hummalı bir şekilde çalışmaya devam ediyor.
- Her sektörde her ölçekte şirket için bilişim öncelikleri neler halini aldı? Bu önceliklerde VMware ürün ve çözümleri nasıl bir konuma sahip?
Öncelikle her seviyedeki şirketin önceliklerinde ciddi değişiklikler oldu. Özellikle şirket yöneticileri, liderler, birkaç konuyu gündemlerinde daha üst sıralara taşıdılar. Bir yandan evden çalışma bir yandan müşterilere ulaşma yollarının farklılaşması bir yandan bütün dünyadaki ekonomik değişiklikler liderleri çok daha hızlı hareket etmeye, inovasyona daha çok önem vermeye doğru ittirmeye başladı. Bunlar hepimizin zaten gündeminde olan konulardı ama “olsa iyi olur”dan bir zorunluluk haline gelmeye başladı. Gündem maddelerinin içeriğine baktığımız zaman bir taraftan kendi finansallarını çok daha iyi bir şekilde yönetmeleri, giderleri kısarken gelirleri artırmanın yollarını aramaları ve bunların hepsini de dijital bir temelin üzerine oturtmalarının gerekliliği ön plana çıktı. Diğer taraftan çalışanlar çok haklı endişelerle ofise gelmekte veya müşteri ziyaretlerinde zorlanmaya başladılar. Bu durumda bu işlerin de dijital ortama taşınması bir zorunluluk halini aldı. Müşterilere yeni yollarla ulaşmak çok önem kazandı. Birçok konuyu çevrimiçi olarak ilerletiyoruz. Bu da tabii yatırımların bu yönde ilerlemesine yol açtı. Kullanıcıların aslında güvenli bir şekilde hem kendi verilerine hem diğer kurum ve kuruluşlara ulaşmaları daha da önemli hale geldi. Siber atakların sayısının son dönemde 3 katına çıktığı konuşuluyor belki şu an daha da artıyor. Güvenliğin önem seviyesi daha da arttı. Böylece bir taraftan ağ bir taraftan bulut bir taraftan son kullanıcı çalışmaları bir taraftan iletişimin devam etmesi ve finansal tablonun doğru rakamları gösteriyor olması gerçekten de bütün yöneticileri, bir nevi bir anda üç dört topu çevirmeye çalışan jonglörler haline getirdi. Karar alma ve harekete geçme mekanizmalarını çok daha hızlandırmaları sonucunu doğurdu. Bunların hepsine baktığınızda da biz VMware olarak tüm müşterilerimize bir dijital temel sunmaya çalışıyoruz.
KOBİ’leri daha iyi bir yere taşıma hedefini güdüyoruz
- Türkiye pazarında 2020 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? Gerek pandemi gerek kurda dalgalanmalar ve kurumsal devamlılıkta pandemi sebepli duraksamalar VMware ürün ve çözümlerine yönelik her kurumsal ölçekte farkındalık ve ilgiyi nasıl etkiledi?
Kurumsal farkındalık ve ilgi arttı. VMware olarak Türkiye’de de küreselde de küçülme planlarken büyümemizi sürdürdük. Son dönemde özellikle büyük firmalarda farklı çalışma modeli de geliştirdik: Firmalarla yan yana omuz omuza çalışıp hem bizim için hem de onlar için hangi alanlarda ne tip fırsatlar var; bu ortak alanları belirleyip bunu nasıl iş çıktılarına çevirebiliriz konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bunlar sonucunda da bir rapor ortaya çıkıyor; yatırım kararı almak, bunu hayata geçirmek çok daha kolay oluyor. Yatırım gerçekleştikten sonra da getirileri sunuyoruz. Bu aslında projenin başından sonuna kadar kurumla beraber çalıştığımız, faydayı beraber üretip gösterdiğimiz bir çalışma şekline dönüştü. Bu da kurumların hoşuna gidiyor. Diğer taraftan Türkiye’nin itici gücü KOBİ’lerde çok ciddi bir üretim potansiyeli var. Hem iş ortaklarımız hem kendi ekiplerimiz üzerinden buraya çok ciddi destek vermeye çalışıyoruz. Bu destekler kapsamında da onları bulundukları yerden daha iyi bir yere taşıma hedefini güdüyoruz. Bunun için de iş ortaklarımızın hem farkındalığını hem kabiliyetlerini yükseltmek için ciddi yatırımlar yapıyoruz. Maalesef kriz dönemlerinde KOBİ’lerde ilk kesilen bütçeler teknoloji tarafında oluyor. Zamanında yapılmayan yatırımlar daha sonra daha büyük bedeller ödetiyor, maliyetleri çok daha yüksek oluyor. İş ortaklarımızla beraber farkındalığı artırma ve ‘ne yapılabilir’i paylaşmaya çalışıyoruz. Pandemi, dönüşümü zorunlu kıldı. Bünyemizde ciddi bir iş ortağı ağı var. Armada ve Techdata olarak iki distribütörümüz mevcut; onların üzerinden 1000’in üzerinde iş ortağına, bunlar üzerinden de kurumlara düzenli şekilde ulaşıyoruz. İş ortaklarının önemine çok inanıyorum.
Kamu için ortak veri merkezlerinin verimi artıracağına inanıyorum
- Kurumsal kesintisizlik adına sanallaştırmanın ve bulutun önemi arttı. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu bakış açısının sürekliliğini sağlamak için VMware Türkiye’nin stratejisi ne olacak?
Bulut aslında uzun zamandır konuşuluyordu. VMware kurulduğu zamandan itibaren iş ortaklarına çok önem vermiş bir firma. Küreseldeki iş ortaklıklarıyla beraber büyümeyi çok iyi benimsemiş; HP ile IBM ile çok iyi iş ortaklıkları geliştirmiş, daha sonra EMC ile aynı gruba dahil olmuş ama diğer iş ortaklıklarını koruyarak büyümeye devam etmiş. Bulut tarafında da kendi ciddi bir bulut altyapısı sağlayıcısıyken Amazon Web Services ile ciddi bir anlaşmaya imza attı. Müşteriler Amazon ve VMware’i çok ciddi bir rakip olarak görürken bir iş birliğine imza atılarak bir altyapı kuruluyor. Bu ciddi bir ses getiriyor. IBM ile de bulut tarafında zaten ortak bir çalışması vardı, bunun yanına sonrasında Google’ı da ekledi. Arkasından Oracle ve Alibaba geldi. En son olarak da Microsoft’un Azure servislerinden de VMware çözümleri sunulmaya başlandı. Böylece VMware’in çoklu bulut dediğimiz ortamı, birebir hayata geçmiş oldu. Sanki birkaç bulutu ve kendi özel bulutunu, kurumlar tek bir bulut halinde görebiliyor. Bu çok ciddi bir verim artışı, maliyet düşüşü, esneklik ve hız kazandırıyor. Kurumlara; altyapıdan uygulama katmanına kadar çıkacak ve güvenliği de sağlayacak şekilde tüm çözümü sunabilmiş oluyoruz. Tüm bu altyapılar uygulama geliştiricilerin de hayatını çok kolaylaştırıyor. BT ekipleri ve yazılım ekiplerinin de, DevOps dediğimiz ortamda iş birliklerini bir üst seviyeye çıkarıyor. Bu büyük oyuncuların dışında Türkiye’de bizim yerel bulut sağlayıcılarımız da var ve ciddi bir büyüklüğe ulaşmış durumdalar. 20’nin üzerinde firma bu şekilde iş ortaklıklarıyla yine bizim bulut hizmetlerimize hem KOBİ’lere hem büyük kurumlara sunabiliyorlar. “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” konusu önemli. Özellikle bankacılık sektöründe, kamuda regülasyonlar ciddi manada kurallar, kısıtlamalar içeriyor. Her konuda regülasyonlar olmalı ve olacak. Bu regülasyonları beraber en iyi en faydalı hale nasıl getirebiliriz konusunda çalışmakta fayda var. Regülasyonların belli esneklikleri içerecek hale gelmesi biraz daha hayatı kolaylaştıracaktır. Lokaldeki veri merkezi yatırımlarının da arttığını sevinerek gözlemliyorum. İş ortaklarımız tarafından Ankara’da çok büyük veri merkezleri bizim hizmetlerimizi de sunacak şekilde kuruldu; bunların kamu hedefli gideceğini öngörüyorum. Kamu kurumları için ortak veri merkezlerinin, ortak bulut alanlarının verimi artıracağına inanıyorum.
Bugün evden her işimizi halledebiliyorsak e-Devlet bunun altındaki çok önemli bir bileşen
- Kamu ile bağlarınız nasıl bir gelişim sergiliyor? ‘Yeni normal’ kamuda nasıl yer buluyor? Kamuda dijital dönüşümde VMware nasıl konumlanıyor?
Kamu da bir süredir kendi özel bulutlarını kurma eğiliminde ve ciddi yatırımlar yaptıklarını görüyoruz. Diğer taraftan kamu bulutu, savunma bulutu gibi bazı inisiyatifler de başladı. Bunların hepsi bence çok sevindirici gelişmeler. Kamuda da hem verimi artırmanın hem maliyetleri düşürmenin bu şekilde önemli ölçüde mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda Ankara ofisimiz de ciddi bir çalışma içinde. Hem bizim hem kamu kurumları için Ankara’da da önemli fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Kamuda pandemi döneminde de yatırımlar sürdü. Kurumlar ciddi bir dönüşüm süreci geçirdi. Dönüşüm sürecinin de pandemiyle beraber hızlandığını da sevinerek görüyorum. Biz de burada elimizden gelen desteği sunmaya çalışıyoruz. Bugün evden her işimizi halledebiliyorsak e-Devlet bunun altındaki çok önemli bir bileşen. Bütün ülkenin hayatını kolaylaştırdığı için burada da tüm desteğimizi sunmaya çalışıyoruz. Ankara’da bir taraftan yurt içi ekiplerini güçlendiriyoruz diğer taraftan da kamu kurumlarında bulunan arkadaşlarımızın sayısını artırıyoruz. Turkcell, Türk Telekom, Vodafone gibi yerel bulut sağlayıcılarla da ortak inisiyatifler geliştiriyoruz.
- 2021 yılından beklentileriniz ne? Nasıl bir ‘yeni normal’ bizi bekliyor? Bireysel ve kurumsal olarak, buna ne derece hazırız?
Hazır olmak kolay değil! Büyük bir değişim yaşadık ve hâlâ da yaşıyoruz. Değişimin içinde birçok iniş çıkış var. Ben yoğun olduğumu düşünüyordum. Pandemiden sonra yoğunluğun ne olduğunu daha iyi anladık! Trafikte geçen zaman bile çok güzelmiş! İnsana düşünme, müzik dinleme gibi imkânları sunuyormuş! Artık zamanımız yoğun şekilde çevrimiçi toplantılarla geçiyor. Bunlara çözüm üretebileceğimiz bir 2021 diliyorum. Ev hayatı ve iş hayatı birbirine karışınca, işle bağlantı koparılamıyor. Lokaldeki şirketlerde oranlar çok daha yüksektir. Diğer taraftan dağıtık yapıya alışmamız gerek. Firmaların buna evrilmesi gerekecek; ‘yeni normal’ bunu getirecek. CEO’muzun öngörüsü önümüzdeki 3 yıl içinde iş gücünün yüzde 60’ı ofis dışından çalışmaya başlayacak. 100 işten 60’nın ofis dışında yapılacağı gibi bir öngörü, 100 kişiden 60’ı değil. Ofis alanlarının değişmesine, çalışan haklarının yeniden düzenlenmesine, birçok dönüşümü beraberinde getireceğini düşünüyorum. Dijital tarafa yapılan yatırımların artarak devam edeceğini öngörüyorum.