Berlin’de Bergama panoraması
Berlin’de 360 derece panoramik bir ekran inşa edildi: 108 metre uzunluk.
30 metre yükseklik. Bu ekrandaki üç boyutlu görüntü: Milattan Sonra 129 yılında Roma İmparatoru Hadrian döneminde Bergama’nın yüksek tepesinden (Akropol) aşağılara doğru bakış. Ortada büyük amfitiyatro. Arkasında Zeus Sunağı. Günlük hayatını yaşayan Bergama halkı. Roma İmparatorluğu’nun henüz güçlü, varlıklı, güvenli dönemi. 21’inci yüzyıl turistleri ise, 17 Kasım’dan beri üç katlı bir platforma asansörle çıkarak kendilerini bu –en ince ayrıntısına kadar resmedilmiş- üç boyutlu görselliğin içinde buluyor: Yoğuşmalı algıyı destekleyen artırılmış gerçeklik.
Berlin Bergama Müzesi’nde Sunak Bölümü 2024’e kadar onarım nedeniyle kapalı. Bu yüzden Müze, hem bu panoramayı hazırlattı, hem de Bergama halkını “gösteren” 80 heykeli, rölyef ve mozaikleri panorma merkezinde sergilemeye başladı. Panoramada, Bergama’nın gündüz ve gece görüntüsü de olacak, kendi başına bir seyirlik, merak alanı yaratacak. Müzeye de ek gelir. 2011-12’de deneme olarak yapılan daha küçük panoramayı 1.5 milyon kişi ziyaret etmişti.
Bu eseri yaratan sanatçı, ailesi İranlı, Viyana doğumlu, Almanya’da mimarlık öğrenen Yadegar Asisi. Almanya’da üç boyutlu panoramalarıyla ünlü. Berlin’i 1961 – 1989 bölen, Doğu Almanya’nın inşa ettiği Duvar’ın üç boyutlu panoraması halen Berlin’de ziyarete açık. Şubat 1945’te İkinci Savaş’ı Almanya’nın kaybettiği belliyken, halkın moralini sıfırlamak için ABD ve İngiliz savaş uçaklarınca feci bombalanan Dresden kentinin önceki Barok ve sonraki yıkıntı panoramasını da 3D olarak hazırladı. Ayrıca 7 tane daha başka panoraması, konumlandırmaları (enstalasyon), sergileri var. Bütün bu yenilikçi yaratıcı faaliyet için Asisi’ye görsel ve sergi tasarımcıları, 3D modelleme uzmanları, baskı ustaları, mimarlar, ışık ve giysi tasarımcısı, kültür yöneticisi, metin yazarları vb çalışıyor.
Zeus Sunağı’nın Türkiye’den götürülüş öyküsü –yanlış ve kasıtlı bir şekilde- daima “kaçırılma” olarak tanımlanır. Oysa değil: Zeus Sunağı 1860’larda henüz toprak altındaydı. Ama heykel parçaları tarlalarda, yol kenarlarında görülüyordu. Bergama – Dikili karayolunu yapan ekibin Alman mühendisi Carl Humann, Sunağın bulunmasına öncü oldu. Kazı izni 8 Eylül 1878’de Padişah İkinci Abdülhamit’ten alındı. Osmanlı Hükümeti, 20 bin Alman Markı karşılığında tüm arkeolojik buluntuların Berlin’e götürülmesine izin verdi. Anlaşmalara göre Osmanlı’nın payına düşen üçte bir hisse bile 40 bin Frank karşılığında Almanya’ya terk edildi (J. Modern Turkish History Studies. 2017. 17:43-67). Her bir taşı numaralanan Sunak, 1.5 kilometrelik yamaçtan aşağıya bir kaç ton ağırlığında kesikler halinde indirildi, Dikili’ye kağnılarla taşındı. Aralık 1886’ya kadar bütün taş bloklar Berlin’e gitti. Orada yeniden taş üstüne taş konularak aynen kuruldu. Sonuçta bugün, Zeus Sunağı kendisini koruyan büyük Bergama Müzesi’nin içinde Berlin’de yanyana duran beş müzenin en yıldızı.