Berlin’de Netflix sorunu
Berlin’de 7 – 17 Şubat’ta yapılan Film Festivali’nde (Berlinale) Netflix yine tartışma konusu oldu. Soru hep aynı: “Bir internet sitesi olan Netflix’in filmleri “sinema filmi” sayılır mı?” (Görsel: “Berlinale Yarışması’nda Netflix istemiyoruz”).
Netflix Berlin’de iki film sundu: Birincisi, Afrikalı bir çocuğun, köyünü kuraklıktan kurtarmaya yarayacak bir rüzgar türbini yapmasını anlatan “Rüzgarı Dizginleyen Çocuk” (The Boy Who Harnessed the Wind). Tartışma yaratan ise İspanya’da gerçek bir öyküye dayanan, Elisa ile Marcela’nın eşcinsel evliliğine odaklanan film. Sorun, Netflix’in (çoğu kez) gösterim tarihi açıklamaması, ya da filmini sadece bir kaç sinemada kısa süreyle göstermesi- yani filmi kitleye açmaması, bir “sinema filmi” tanımına girmemesi. Bu film için de filmin yapıldığı İspanya dışında, diğerlerinde ne zaman gösterileceği belli değil. Bu durum, sinema sektörünün “sinema film”i tanımına uymuyor.
Tartışma kronikleşti. 2017 Cannes Film Festivali’nde Netflix’in yine iki filmi Okja ve Meyerowitz Stories (Dustin Hoffman, Adam Sandler, Ben Stiller, Emma Thompson) bu kavram kargaşası yüzünden Fransız sinemalarında gösterilmedi. Cannes’daki özel gösterimi ise o kadar beğenildi ki, filmden sonra alkış 4 dakika sürmüş. 2018 Venedik Film Festivali’nde ise Netflix’in “Roma” (Alfonso Cuaron) Altın Arslan Ödülü’nü aldı. İnternette yayınlanacak filme “film denilmez” diyen Cannes Festivali’ne nispet, Venedik aksini düşündüğünü gösterdi.
Berlinale’ye “Elisa ve Marcela”nın katılacağı anlaşılınca 180 Alman bağımsız sinema yöneticisi/sahibi, Kültür Bakanı’na mektup yazarak bu kararı protesto ettiler: “Berlinale, sinema perdesi için, Netflix ise bilgisayar ekranı için film üretir. Netflix, bir sinema filmi için en az çabayı gösterip yine de ödül yarışmasına katılmaya hak kazanmak peşinde.”
Bütün bu tartışmalar arasında Berlinale Jürisi (Başkan: Juliette Binoche) filmi ödüle yeterli bulmadı.