Beyaz Ay Derneği Başkanı ve TBMM 23. Dönem Milletvekili LOKMAN AYVA: “İnternet ortamı özürlüler için büyük bir fırsat, bunu değerlendirelim”
Lokman Ayva, Türkiye’nin ilk görme engelli milletvekili. 11 yaşında görme yeteneğini kaybeden Ayva, yıllar boyu içine kapandıktan sonra, zor şartlarda da olsa aldığı eğitim sayesinde yeteneklerini ortaya çıkarmayı başarmış. 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünü bitiren Ayva, 1993-1996 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Bölümünde ayrıca Yüksek Lisans yapmış. Öğrencilik hayatında ve iş yaşamında her zaman engellilerin sosyal sorunlarıyla ilgilenen Ayva, “Karanlıktan Aydınlığa Adım” Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği ve Başyazarlığı, radyo-program yapımcılığı ve bilgisayar öğretmenliği de yaptı. 1994 yılında, Türkiye’de ilk kez İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluşturulan, Özürlüler Koordinasyon Merkezi’nin kurucu başkanlığı görevine geldi. 2002 tarihinde AKP İstanbul Milletvekili seçilen Ayva, aynı zamanda partinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi oldu. Ayva, başkanlığını yaptığı Beyaz Ay Derneği bünyesinde engellilerin sahip oldukları engelli psikolojilerini yıkarak, normal bir insan gibi hayata uyumları noktasında yoğun çalışmalar sarf ediyor. Renkli kişiliğiyle de tanınan Ayva ile engellilerin sorunları ve teknolojinin bu sorunlara sunacağı çözümleri konuştuk.
>>Lokman Bey, Türkiye’de engellilerin önemli sorunlar yaşadığını biliyoruz. Son yıllarda bu durumda olumlu gelişmeler oldu mu? Türkiye’de engelli vatandaşların yaşadığı başlıca sıkıntılar, sorunlar nelerdir?
Lokman Ayva: Önemli gelişmeler var. Bir örnekle şöyle tarif edeyim. Bir resim düşünün ama kafası aşağıda, ayakları da yukarıda yani tepe taklak duruyordu. Bu resim ters çevrildi yani taklak tepe oldu. Özürlüleri tepe taklak görmeye alışkın insanlık taklak tepeyi anlayamıyor. Alışkanlıklar çoğunlukla doğruları görmemize imkan vermez. Bunu biraz daha somutlaştıralım: Mesela bu sektördeki para hareketliliği aşağı yukarı 8 katrilyondur. İnsanlar ve kurumlar henüz bizleri müşteri, hizmet verilecek vatandaş gibi görmeye alışamadılar. Ama para imkanları ve hukuk da zorluyor. Ne olacak şimdi? Rehabilitasyon merkezi açılışlarına davet edilirim. Müesseseyi kuran özel sektör girişimcisi, “Efendim, maksadımız ticaret değil, özürlülerimize yardımcı olmaktır” der. Böyle laf mı olur Allah aşkına? Sanki dernek veya vakıf açıyor. Adeta bu alandan para kazanmaktan utanıyor. İş uygulamaya gelince de kârını nasıl maksimize eder onun yoluna bakıyor. Kârını artırmak istemesi işin doğalı, ama yardımcı olmak için şirket kurması ifadesi ne niyetle olursa olsun saçma, hatta etik de değil. Ben de diyorum ki “Arkadaşlar siz bir ticari müessese açtınız. Bu işten çok para kazanmanızı istiyoruz. Böylelikle daha çok bu işe girin. Hatta yurtdışında şubeler açın. Buradan insan kaynağı, tecrübe, birikim ihraç edin. Ancak, piyasa dinamiklerinin de çatır çatır işleyeceğini unutmayın, canınız yanarsa da bize kızmayın. Siz özürlüleri memnun ederseniz para kazanır, edemezseniz de batarsınız. Sonra bunlar kıymet bilmez falan da demeyin. Oyunun kuralı bu.”
“Teknolojiyi arayüz olarak kullanıp mevcut fiziksel ve sosyal sistemin içine özürlüyü sokalım”
>>Sizce teknoloji ve teknolojik gelişmeler engellilerin hayatını nasıl ve ne derecede kolaylaştırabilir? Şu an teknoloji bu anlamda nasıl kullanılıyor? Örneğin ne gibi icatlar, çalışmalar, teknolojik gelişmeler engelliler nezdinde bekleniyor? Bu konuda teknoloji ve bilişim dünyasına, sektörüne bir çağrınız veya önerileriniz var mı?
Ayva: Sorunuzun son bölümünden başlayıp, icat yapma anahtarlarını vereceğim. Sorunun diğer bölümleri de buradan cevaplanmış olacak. Cevabımın sonuna doğru da bir şey söyleyeceğim, okurlarımız, Ar-Ge profesyonelleri onu da kaçırmasınlar. Özürlülerle ilgili ne tür icatlar yapabiliriz? Üç şekilde icat yapabiliriz. Biz buna Kök Teorisi diyoruz.
Birincisi kapsamayan sistem dünyadaki fiziksel ve sosyal sistemler belli bir insana göre tasarlanmıştır. Özürlüler ise bu standartların dışındadır. Özürlü bireyi bu sistemlerin içine katmak için ürün geliştirmek lazım. Yazılımcı mısınız? Mesela herhangi birinin konuşmasını yazıya dönüştüren bir yazılımı cep telefonuna yükleyin ve sağırlar bunu tercüme cihazı gibi kullanırlar. Mesela ben sağırım ve telefonumda o program var: Sizle yüz yüze konuşurken mikrofon gibi telefonumu size tutarım, sizin konuştuklarınız ekranda yazıya dönüşür, ben de onu okurum sizin ne dediğinizi öğrenmiş olurum. Bunu yapamadınız mı?
Ama bir çağrı merkeziniz var: 3G teknolojisiyle sizin çağrı merkezinizde işaret dili bilen elemanınıza derdimi anlatırım, sizin elemanınız da doktora, hakime, karakoldaki polise, notere yani ihtiyaç duyduğum her yerde benim derdimi karşımdakine aktarır. Mesela körlerin derdi parayı görememek mi? Çünkü para sistemi görenlere kurulmuş bir sistemdir. Basit. Yazın cep telefonuna bir program ben parayı kamerayla çekeyim, telefondaki OCR programı TL’yi okuyup bana kaç para olduğunu söylesin? İlk cep kameralı cep telefonları çıktığında yazılımcılara söylemiştim, yapmadılar. Başka ülkeler şimdi kendi ülke para birimleri için yaptılar. Bu programı bizimkiler yapsaydı, ufak tefek değişikliklerle yurtdışına da satardık. Her engelli grubu için böyle binlerce konu var yapılması gereken. Burada hedef, mevcut fiziksel ve sosyal sistemin içine engelliyi sokmak. Bunun için en makul yöntem teknolojiyi arayüz olarak kullanabiliriz. Zihinsel engellilerin eğitimiyle ilgili simülasyon programları yazın. Bakıcı robotlar yapın. Aslında çoğu yerde bir teknoloji de icat edilmeyecek, inovasyon ve analoji yetiyor. Engellilerin en önemli üç sorun alanından biri de başka insanların kafasındaki “engelli acizdir, işe yaramaz, yüktür, maliyettir” düşüncesi. İnsanların tamamına yakını bu düşüncededir ve bu düşüncesinin yanlış olduğunun bile farkında değildirler. Bu konuda cihaz değil, yöntem icat etmek gerekir. Küçük çapta şeyler yapıyoruz. Evrensel bir yöntem henüz geliştirilmedi. Belki bunlardan soracaksınız, engelsizler birbirleriyle ilgili sorunu çözdü mü ki engellilerle ilgili sorunlarını çözebilecek? Engellilerle ilgili geliştirilecek çözümler, icatlar birbirleri arasındaki meseleleri de çözmeye yardım eder. Bu alandaki icatlar da aklınıza geleceği gibi bir insanı “kanıksanmış çaresizlik” durumundan çıkaracak her türlü uygulamadır. Ar-Ge profesyonellerine şunu söylüyorum; dikkat ettiyseniz yukarıda sistemin belli bir standarttaki insana göre tasarlandığını söylemiştim. Sadece engelliler değil, farklı olan herkes engelli gibidir. Yani icatların en kolayı farklı olan kişiler için yapılanlarıdır. Farklıları sisteme sokmayı hedeflediniz mi birçok icat alanı açılıyor önünüzde. Yaşlılar da böyledir. Ama daha da genişletici bir şey söyleyeyim. “Fark gelişme nedenidir”. Dünyadaki herkes de bir özelliğiyle çoğunluktan farklı, azınlıkla da aynıdır.