Bilgi Toplumu Stratejisi’nin yeni yaklaşımı ekonomiyi güçlendiriyor
Stratejinin makro ve mikro etkileri
Emin Sadık Aydın, Bilgi Toplumu Stratejisi’nin uygulandığı dönem itibarıyla, bilgi toplumu çalışmalarına ilave katkısını şu şekilde dile getirdi: “2003 yılından bu yana bir adet strateji ve üç adet eylem planı hazırlayan ve uygulamasını takip eden birisi olarak rahatlıkla işaret edebileceğim faydalar olduğunu görüyorum. Her şeyden önce konunun taraflarının ortak bir vizyon etrafında bir araya gelmelerine vesile oluyor. Bunlar arasında siyaset kurumu da var, kamu kurumları, özel kesim, üniversiteler ve STK’lar da. Hatta strateji sınırlarımızı aşarak uluslararası arenada bilgi toplumu gündemimizi temsil eden temel referans oluyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, OECD gibi yapılar ilk aklıma gelenler. İkincisi ise; strateji, bilgi toplumuna yönelik çalışmaların bir arada gerçekleştirildiği ve görülebildiği bir platform mahiyetine bürünüyor. Bu da farklı kesimlerin birbirinden güç almasına, çalışmalar arasında etkileşimin artmasına imkân sağlıyor. Bir anlamda bir sinerji yaratıldığını ve çalışmalara sistematik bir bütünlük kazandırıldığını ifade edebiliriz. Üçüncü bir etki; normalde birbirinden bağımsız ve dağınık biçimde yürüyen bilgi toplumu çalışmalarının tek başına bir politika alanı olarak ön plana çıkması sağlanıyor. Bu neden önemli. Ülkemiz eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, savunma, ulaştırma, enerji, çevre, tarım, sanayi, ticaret, sosyal güvenlik gibi pek çok politika alanını büyük bakanlıklarla ya da büyük kamu kurumları ile yönetiyor. Bilgi toplumu alanında ise böyle bir kurumsal yapı yok. İşte bu eksikliği kapatan yapı ‘Bilgi Toplumu Stratejisi’ oluyor. Strateji etrafında tanımlanan hedeflerin takibi ve çalışmaların yürütülmesi etrafında farklı kurumlar ve toplum kesimleri seferber oluyor. Bir anlamda bu yapı; bilgi toplumu gündemimizin kurumsal yapısını teşkil ediyor. Yani hiyerarşik bir düzen oluşturup bütün çalışmaları bir kurumun inisiyatifine bırakmak yerine belirli bir dönem için yapılacak çalışmalar için çeşitli toplum kesimlerini sevk eden koordinasyona ve işbirliğine dayalı bir işleyiş. Tabii ki mikro düzeydeki etkilerine de değinmek gerekir. Bizim geçmiş deneyimimiz, kurumlarımızın yürüttüğü azımsanmayacak sayıda çalışmanın stratejiden destek bulduğunu, normalde daha yavaş yürüyecek çalışmaların hızlandığını, hiç gündeme gelmeyecek bazı konuların gündeme geldiğini, normal akışına bırakılırsa yanlış yöne gidecek bazı büyük projelerin doğru yöne kanalize edildiğini çok net biçimde ortaya koydu. Sadece bu fayda bile Bilgi Toplumu Stratejisi’nin varlığına bizim açımızdan büyük anlam katıyor.”