Bilimin 350 yılı
Avrupa’da doğa bilimleri araştırması yapmaya odaklı ilk bilim akademisi Londra’da 1660’da kuruldu. 350. yılı dolayısıyla Londra’da yıl sonuna kadar sürecek “bilimle yaşamı bağdaştırma” etkinlikleri yapılıyor.
Her ne kadar Avrupa’da “ilk” akademi Floransa’da 1657’de kurulduysa da, on yıl içinde kapanmıştı. Londra’daki öyle olmadı. 28 Kasım 1660’da resmen bir araya gelen bilim adamlarının oluşturduğu heyet, Kral’ın fermanıyla resmiyet kazandı. Ve kesintisiz olarak 350 yıldır faal. Benzer akademiler Fransa’da 1666’da, Almanya’da 1700’de kuruldu. Sanayi Devrimi’ne giden yolu bilim döşedi.
Tam adı “Royal Society of London” olan bu kurumun temel bazı özellikleri var:
• Üyeleri mutlaka İngiliz olmak zorunda değil. Örneğin, akademinin dünyada ilk kez hakemli dergi yayıncılığına başladığı 1665’te Akademi Sekreteri Henry Aldenburg, bir Alman doğa bilimcisiydi. Tarih boyunca İtalyan, Alman, Felemenk ve başka ülke bilim adamları, isterlerse, ve akademi de uygun görürse üye oldular. Örneğin, calculus mucidi Alman matematikçi Leibniz’den Albert Einstein’a, psikanalizin mucidi Freud’dan Louis Pasteur’e kadar yüzlerce…
• Akademi “ulusal” değil, “uluslararası” olunca, belli bir ülkeye sadakati ve bağlılığı da yok. Akademi üyeleri bu sayede, devletleri birbiriyle savaşırken bile tarafsız sayıldılar. Napolyon Dönemi’nde İngiliz bilim adamları Fransa’da rahatça dolaşıyordu. Amerikan Bağımsızlığı sırasında Benjamin Franklin, akademi üyesiydi ve kral buna itiraz edemiyordu.
• Akademiye üye olmak için tanınmışlık, seçkinlik, aristokratlık, zenginlik gerekmiyordu. Bilgiye ve araştırmaya merak, ortaya bulgu/buluş çıkartmak esastı.
Royal Society (kısaca RS) bugün dünya çapında 3 bin bilim adamına finansal yardım yapar. 350 kişiye araştırma bursu verir. 7 bilimsel dergi yayınlar. Her yıl 500 sayfayı bulan yıllık raporunda o yılın faaliyeti anlatılır. Halen 1,400 üyesi var. Bunlardan 96’sı Nobel almış bilim adamları. Kuruluşundan bu yana 8 bin üyesi olmuş.
350. yıldönümü nedeniyle bir de kitap yayınladılar. 21 bilim adamı, çeşitli konularda nereden nereye geldiğimizi gündelik bir dille anlattı. Bilim dilini okuyucu daha iyi anlasın diye Amerikalı bilim gazetecisi Bill Bryson, kitabın editörü seçildi. Kitabın adı bile, RS felsefesine uygun: Daha İleriyi Görmek (Seeing Further).
Bu, zaten bilimin amacı.
Verilenle mevcutla yetinmemek. Sorgulamak. Araştırmak. Bulmak. Yayınlamak. Paylaşmak.
Bu paylaşımdan yeni bilgi ve varsayım üretmek. Yeniden araştırmak.
İlerlemek. Bilgi birikimi sağlamak.
Bilgi toplumu olmak.
Onların tarihiyle bizimki arasındaki en temel, ve asla giderilemeyecek fark işte bu: Bizde Sanayi Devrimi’nin nasıl ve neden olamadığı… Ve bunun, bugünü hala bile nasıl etkilediği.