Bilişime dokunan herkes için…
Bilişim sektörünü ben zaman zaman doktorlara benzetiyorum. Pratisyen doktorlar ve onlarca uzmanlıklar. Hepsi birbirinden farklı konularda çalışıyor ve hepsinin doktor olmasına rağmen kendi konusu dışındakilerden bayağı uzaktalar. Bizim sektörde de benzer bir durum hakim, yıllar önce bütün bilgisayarcılar pratisyen iken şimdi onlarca uzmanlık var. Yazılımcı, donanımcı ayrımını çoktan geçtik, yazılım türü ve tipine göre onlarca yazılımcı uzmanlığı var. Donanım tarafı da benzer şekilde sunucu uzmanları, ağ donanımları, güvenlik cihazları, POS, OT/VT liste uzar gider. Toptancı, sistem entegratörü, üretici gibi iş yapış şekilleri de çeşitli. Zaten bilişim hem bilgi hem de iletişim teknolojilerini barındırmasıyla baştan ayrılırken, şimdiki kırılımları tek elden bilmek, hakim olmak ve yönetmek çok zor. Bence artık bilişim kelimesini de iyice sorgulamamız gereken noktaya kadar geldik, bu da ayrı işlenmesi gereken bir konu.
Mevcut durumda önümüze birçok zorluklar çıkıyor
- Devlet tarafında sektörü tek elden yönetmek zor. Zaten şu an Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofis ve zaman zaman Sanayi Bakanlığı bu yüzden devrede. Sıkıntı şu ki, sektör için hangisi hangi bölümüne el atmış net anlaşılabilir değil. Mesela bilgi güvenliği kimin konusu? Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde BTK var, BTK bünyesinde telekom ağırlıklı olsa da SOME ve USOM gibi konular ağırlıklı burada işleniyor ama diğer yandan Dijital Ofis Bilgi Güvenliği rehberi gibi önemli bir hizmeti ortaya koyuyor, öncesinde de bilgi güvenliği için atılması gereken adımları da onlar açıklamıştı. Biraz kafalarımız karışıyor.
- Mevcuttaki sektörü temsil eden STK’larda da aynı soru var, hangi dernek hangi kesimi temsil ediyor, kimlerin hakkının koruyucusu olma yönünde çalışıyor?
- Sektörün duayeni kabul edilen isimler yabancı markaları ve toptancıları iyi biliyor, Anadolu bayi yapılanmaları hakkında bilgileri çok zayıf, ya da Anadolu’daki bayi oluşumlarının İstanbul’daki sektörün önemli lokomotif firmaları hakkında bilgileri yok denecek kadar az. Bir Anadolu bayisi için dağıtıcı ve onun başındaki kişi bir dev. İstanbul’daki sektör çalışanı ise bir yabancı markanın Türkiye müdürünü muktedir sanıyor.
- Önemli bir kuruluşun CIO’su, sektörün bağlı olduğu devlet kurumundan habersiz. Ayrım, bilişim firmaları ve bilişimi kullananlar arasında olması gerektiği kadar var elbette ama ortak müştereklerde beraber hareket etme kasımız güçlü değil. Çok kopuk.
Çözümlerin başında söylenebilecek ilk cümlem şu olur: Sektörün silkelenmesi ve toparlanması lazım. Bu kadar uzmanlıklara ayrılan sektörün yönetilmesi, yönlendirilmesi ve geliştirilmesi için daha büyük adımlar atılmalı.
Nedir bu adımlar?
- Mevcut yönetim erkinin bizim kafamızda oluşturduğu karmaşa çözümlenmeli önce. Hangi konuda kim sorusunun cevabı net olmalı.
- Güçlü ve yeni bilişim STK’ları oluşturmalıyız. Bugün mevcuttaki onlarca sektör STK’sını bünyesine alacak konfederasyonlar şart.
- Devlet alacağı kararlarda sektörümüzü her işin içine katmalı, önerileri dikkate almalı, dernek, akademi ve özel sektörü de dinleyerek hareket etmelidir. Bu yapıda gelişmeler umut verici olmakla beraber halen yetersizdir.
- STK’larımız arasında da uyum yoktur. Düşünce ayrılıkları asgari müşterekte ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin yerli ve milli ürünler kullanmak hepimizin idealidir ama bu süreci tamamlarken yabancı markaları dışlamak da aynı şekilde büyük bir hatadır. Önemli olan birlikte hareket edebilmektir.
- Belki de en önemlisi İstanbul (sektörün ağırlığını temsil etmesi açısından) ve Ankara yakınlaşmalıdır. Ayrı şehirlerdeki bu insanlar olarak, sektörün önemli kişileri birbirini tanımıyor, daha çok bir araya gelmeli ve ortak projeler üretilmelidir. Ankara kamu için, İstanbul özel sektör gibi bir ayrım kalmamıştır, birlik içinde olunmalıdır.
İşte bu konuların çözümüne bir miktar destek olmak adına yeni bir dernek kuruldu. Bilgi Teknolojileri Derneği BiTekDer. Sektörümüzde bayağı sayıda dernek varken neden yeni bir tane daha kuruldu diye soracak olanlara anlatmaya çalışayım: Dernek sayısından endişelenmeye gerek yok, çok daha fazla da olabilir. Önemli olan bu sivil toplum kuruluşlarının çalışma şekli. Bu yeni derneğimizin amacı, diğerlerinden biraz farklı olarak ülke ve sektörümüze fayda sağlamak için üyeleri arasında dayanışma ve geliştirmeyi hedefliyor. Ben şöyle diyorum, bilişime dokunan herkesin derneği olacak BiTekDer kendi için değil üyeleri için çalışacak.
Nihai hedef ülke menfaatleri olsa da bunu, üyelerini eğiterek, geliştirerek, kariyerlerine yardımcı olarak daha yetenekli ekipler oluşturma ile bu hedefe varışı sağlamayı planlıyor. Gündeminde bir meslek bilgi paylaşım platformu yok, Türkiye’yi dijital dönüşüme götürme gibi çok büyük hedefleri de yok fakat herhangi bir bilişim STK’sında olmadığı derece üyeleri arasında her konuda dayanışma var.
Bütün bu detayları duyarmak için bir de lansman planladık. 1 Ekim tarihinde gerçekleşecek lansmanı izlemek için www.1EkimdeGeliyoruz.com linkinden kayıt olmak gerekiyor. Detaylar 1 Ekim’de. Derneğimiz 1 Ekim’den itibaren üye alımına başlayacak. Birlikte olmak, birlikte hareket etmek ve birliğin gücünü göstermek için Bilişime dokunan herkesi derneğimize üye olmaya davet ediyorum. Üyelik başvuruları www.dernegimizeuyeol.com adresi kullanılacak.