Bir bilgi toplumu haberi
İngiltere Kültür, Medya, Spor Bakanlığı’nın “2015 Yaratıcı Sanayi Raporu”nda 46 sayfa veri arasından sadece bilişime dair olanlara bakalım (Creative Industries Economic Estimates 2015):
Bilişimin yazılım, donanım, hizmet olarak tek paketi 2012’de 791 bin kişiye istihdam sağlarken, bu sayı 2013’te 825 bine çıkmış – bir yılda. İstihdamı en hızlı artan sektör bu… Katma değere bakalım: 2012’de 30.9 milyar Sterlin (52.5 milyar USD) ölçülmüş. Bir yılda 35 milyar Sterline çıkmış. En yüksek ve hızlı katma değer bu sektörde… İhracata bakalım: 2011’de 7.2 milyar Sterlin (12.2 milyar USD) ve bir yılda 2012 verisi 8 milyar Sterlin. Sektörler içinde en yüksek ihracat kalemi bu sektörde.
İngiltere’de hükümetin finansal desteğiyle kurulan Tech City UK adlı kurum, sadece Londra’nın en merkezindeki teknoloji-bilişim şirket sayısının 3 bini aştığını, 250 binden fazla istihdam sağladığını açıkladı. Bu yılın ilk çeyreğinde sadece Londra’daki bilişim sektörüne 459 milyon Sterlin (711 milyon USD) girişim sermayesi yatırıldı. Bu miktar, 2014 yılının aynı dönemine göre % 66 daha fazla.
Londra dışındaki yerlerde ise 47 bin bilişim şirketi, 1.4 milyon kişiye istihdam sağlıyor. İngiltere ve Avrupa için büyük olan bu rakamlar, New York’ta üslenen bilişim sektörü için çerez: 2013’te oraya yatırılan girişim sermayesi 2.9 milyar USD, 2014’te 4.5 milyar USD. Amerika’da her şey büyük…
Bizim sürekli yakındığımız “orta gelir tuzağımız, katma değeri düşük teknoloji üretimimiz,” gibi acılı konuları aşmış bir ülkeden rakamlar…
Biz, “bilişimin inovasyona, istihdama, katma değer etkisini” nereden biliyoruz? Hep, bilgi toplumları istatistiklerine bakarak biliyoruz. Ülkemizde bu tür verileri tanımlama, hesaplama, toplama becerimiz yetersiz. Burada, tam o malûm sloganın yeri: Ölçmeden bilemezsin, bilmezsen yönetemezsin.
TÜBİSAD, bilişim verisi toplamaya çalışıyor. Ama bu işi esas TÜİK’in yapması gerek. TÜİK’in, AB ölçütlerine daha uygun veri üretmesini sağlama amacını AB, paraca ve bilgice desteklemişti. 2003 – 14 arasındaki iyileştirme programının bütçesi 23.6 milyon euro olmuştu. Hedef: AB’ne katılım hedefine doğru ilerleyen Türkiye, hazırlayacağı stratejilerde “doğru ve sağlıklı” veriler kullansın.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Öncelikli Dönüşüm Programları kapsamındaki istatistik konusunda “Doğru bilgiye sahip olmak, doğru bilgiyle doğru kararlar alabilmek ve bu konudaki elde ettiğimiz başarıları daha da çoğaltmak” amacına işaret etmişti (22.12.14). Bu hedefe doğru gidiliyor mu acaba?