Bir türlü Bilişemedik!
“Bilgi teknolojileri” ve “İletişim”i birbirinden ayırmalı mı diye sorduğumda bir kesim mantıklı buluyor, bir kısım ise şiddetle karşı çıkıyor. Karşı çıkmalarının en büyük nedeni iki tarafın birbirinin içine çok sıkı bir şekilde girmiş olması şeklinde açıklanıyor. Sahiden öyle mi?
Teknik açıdan bakınca bilgi teknolojileri sahiden de iletişim ile iç içe. Fakat hangi diğer sektörle aynı durum yok ki? Artık sağlık denilince bilgi teknolojisi onun ayrılmaz bir parçası, lojistik öyle, savunma öyle, şehirler hatta yaşam bile artık bilgi teknolojileri sektörü olmadan devam edemeyecek durumda. İletişim ile bilgi teknolojileri sektörlerinin bu bütünlüğü neredeyse her sektörde yansıma bulmuş durumda. Bilgi teknolojileri olmadan diğerlerinin gelişme ve hatta hayatta kalma imkanları bile yok.
Bu tür teknik konular fazlaca tartışmaya açık, bu konuyu bir tarafa bırakalım, zaten yazımın amacı bu değil. Benim sorum; bilgi teknolojileri ile iletişim teknolojileri sektörü, “Bilişim” çatısı altında birbirini destekler durumda mı? Güçlü ve görece daha maddi imkanlara sahip desteği vermesi beklenen iletişim tarafından bakınca kocaman bir hayır.
Öncelikle sivil toplum kuruluşlarına bakalım. Artık başta operatörler olmak üzere dernekler neredeyse tamamen ayrılmış durumda. Bilgi teknolojileri sektörüne hitap eden dernekler olduğu kadar iletişim ya da halen söylenmeye devam eden şekliyle telekomcular için farklı dernekler var. Hatta üye oldukları derneklere ödedikleri aidatları keserek, pahalı bir plazanın güzel manzaralı dairesinde sadece kendilerinin üye olduğu ayrı bir dernek bile kurdular.
Eylemler, etkinlikler, basın ilişkileri gibi konulara girdiğimizde ise ayrım tamamlanmış durumda. Mesela biz BThaber ve Bilişim Zirvesi olarak operatörlerle son 4 yılda hiçbir etkinlikte bir araya gelemedik. Reklam çalışması anlamında hiç olmadı denecek kadar az çalışma geldi. Diğer teknoloji basınından arkadaşlarla yaptığım sohbetlerden anladığım kadarıyla teknoloji firmalarının abisi konumundaki Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone neredeyse bütün reklam desteğini kesmiş durumda. E hani Bilişim? E hani bilgi teknolojilerine destek?
Yok destek yok, başta operatörler olmak üzere tüm telekomcuların haberlerini ulusun her bir yanına yaymış, binbir zorluk ve fedakarlıkla yaptığı etkinliklerle firmaları kullanıcılar ile buluşturmuş teknoloji basınına ve etkinlik düzenleyenlere destek yok, ya da sıfıra yakın diyelim. Desteklerini daha ziyade magazin basınını andıran mecralara kaydırdılar, Televole benzeri programlarda reklamlarını izler olduk. Verecekleri online reklamlar için de milyon takipçileri, milyar tıklamaları talep eder oldular. Vefakar ve dost teknoloji basınını unuttular. Kendi etkinliklerini yaptıklar, kendi ekosistemlerine seslendiler ve genellikle bilgi teknolojileri ile ilgilenen şirket yöneticileri ile bir araya gelmeyi de önemsemediler.
Gerçi teknoloji basınının gerçek değerli kişilerini hariç tutarsak, arada verdikleri telefon ve seyahatler ile zaman zaman gönüllerini de almadılar değil. Bu yazıdan hele bu paragraftan sonra hem operatörler hem basından bazı arkadaşlar bana estirecek biliyorum, buna da hazırım.
Peki sonuçta neler oldu? Yazılı mecraların biz ve bizim dışımızda bilinen iki marka hariç nerdeyse hepsi kapandı. Dijital tarafta hala gelir modelleri gelişmediğinden birkaç marka dışında hepsi sürünüyor, bitik durumda. Hani bilişim idik, hani kardeş idik? Bir türlü bilişemedik
Peki ülke için de bu kadar öneme sahip Teknoloji Basınına kim sahip çıkıyor? Kim destekliyor? Devlet birkaç büyüğümüz hariç hayır, TÜBİTAK, KOSGEB gibi teşvik ve hibe kurumları hayır, milli teknoloji üreten firmalar çok az, ne kaldı geriye yabancı markalar ve onların ülkedeki temsilcileri. Onlar olmasa basını da unutun, haberleri de, güzel etkinlikleri de.
Etkinlik konusu açılmışken, 21-22 Kasım’da yine bütün zorluklara rağmen yine güzel bir Zirve yapıyoruz. Herhangi bir devlet desteği olmadan, teşvik hibe olmadan, torpil olmadan, siyaset olmadan, Bilişim’in abileri operatörler olmadan, birkaç yerli teknoloji dışında bize ait firmaların desteği olmadan. Bize inanan, başta desteğini esirgemeyen başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan olmak üzere, Türkiye İş Bankası gibi önemli bir ulusal bankamız ve bir global dev Hewlett Packard Enterprise ana sponsorlarımıza, diğer tüm sponsorlarımıza, konuşmacılarımıza, daha 5 ay önceden bilet alarak bize yardımcı olan ziyaretçilerimize, tüm inanlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki, ilerleyen zamanlarda telekom firmalarımızı da hem reklam veren hem de etkinliklerde sponsor olarak görür, Bilişim 500 ödül töreninde yürekten alkışlarız.
Şimdilerde, vefakar teknoloji basınımızı ve Bilişim Zirvesi gibi kendi öz ve milli sermayesi ile hizmet veren şirketleri destekleyenler olması gelecek için bizi yüreklendiriyor.
Güvenli günler dilerim.