Biriken veri hızlı ve etkin kullanılmalı
Küreselleşme gözönüne alındığında dünyanın bir ucundaki ekonomik ve siyasi kararların diğer bir uçtaki kurumları ve hatta ülke ekonomilerini, politikalarını etkileyebildiğini görüyoruz. Bu noktaya işaret eden BI Technology Yönetici Ortağı ve Teknoloji Direktörü Ruhver Barengi Böyle bir ortam içinde siyasi ve ekonomik kararları alan yöneticilerin biriken verileri hızlı ve etkin biçimde kullanarak çevik yöntemlerle karar verebilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bilginin değerinin bu kadar önemli olduğu böyle bir ortamda bir çok kurumun hala bilgi yönetimi ve iş zekası stratejilerine yeterli özeni göstermediğini belirten Barengi şunları aktarıyor: “Bu konuyu sadece iş zekası yazılım araçlarını alarak çok kısa sürede tüm problemlerin çözüleceğini düşünen kurumlarla da karşılaşabiliyoruz. Oysa iş zekâsı sadece yazılımdan ibaret olmayıp kurum içindeki süreçleri etkileyen, bilgiye erişme ve kullanma yetkinliğini arttıran kültürel bir değişim, kurum içinde ya da kurumlararası bilgi alışverişinde ortak bir dilin, ortak bir sözlüğün oluşmasını sağlayan bir anlayış olarak değerlendirilmeli. Kurumların bu gerçeği gözönüne alarak iş zekâsı konusunu sadece yazılım ya da tek bir proje olarak değil, yaşayan ve gelişen bir konu olarak ele alıp tüm planlamaları ona göre yapmaları gerekiyor.”
Tüm kurumları kapsayacak organizasyonel bir yapı gerekli
Yönetim sürecinin üç temel konusunu insan, teknoloji ve süreç olarak ifade eden Anadolu Bilişim Hizmetleri Profesyonel Hizmetler Müdürü Bektaş Özkan’a göre “Kamuda ağırlıklı olarak teknolojiye odaklanıldığını gözlemliyoruz. Bunun yanında BT konusunda yetişmiş insan kaynağı ile uluslararası standartlar çerçevesinde süreç analizlerinin de en az teknoloji kadar önem taşıdığı açıktır. Tüm kamu kurumlarını kapsayacak, BT yönetimi hedeflerini oluşturacak, takip edecek, kuralları ve politikaları belirleyecek ve uygulanmasını takip edecek bir organizasyonun eksikliği hissediliyor. Tabii ki böyle bir organizasyonel yapı olmadığından BT yönetim süreçleri, standartlar her kamu kurumu tarafından farklı bir şekilde ele alınmakta ve farklı uygulamalar bulunmaktadır.”
Netcad Teknik Hizmetler ve Eğitim Müdürü Tunç Emre Toptaş Türkiye’de e-devlet hizmetlerinin etkin biçimde yürütülmesi için, ülke ölçeğinde tüm kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ve bu kurumlarla elektronik ortamda veri alışverişi yapan tüm
kurumlar hatta üniversiteler de dahil olduğu makro yaklaşımlı bir e-devlet politikası izlenmesi gerektiğini belirtti. Topbaş sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Vatandaş odaklı ve vatandaşla bütünleşik, kurumlar arası veri etkileşiminin sorunsuz olarak sağlandığı, bütünleşik, denetlenebilir, güvenli, yasa ve yönetmeliklere uygun çalışan, hizmet çeşitliliği sunan bilgi sistemlerinin kurulması gerekir; aksi takdirde e-devlet yerine birlikte çalışabilirlikten uzak, ortak veri kullanımını sağlayamayan, birbirinden bağımsız, yalnızca bireysel çözümler üretebilen, birbirleriyle bütünleşik olmayan e-kurum’lar ortaya çıkacaktır.”
Türkiye’de kamu BT yönetiminde karşılaşılan en büyük eksikliğin yetişmiş yetenekli kalifiye eleman azlığı olduğunu vurgulayan KoçSistem Ankara Bölge Direktörü Birol Tolu, diğer eksikleri ise şu şekilde sıralıyor:
• İşleri delege etme eksikliği. Bu sebeple yetenekli ve kalifiye olan elemanlar bile oldukça yüklü bir iş ve sorumlulukla, stres altında işlerini gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.
• Üst yönetimin yetersiz desteği
• BT yönetiminde aktif rol alan her bir paydaşın gerek BT Yönetim ekibiyle, gerek diğer birimlerle gerekse de yüklenici firmalarla olan iletişim eksikliği.
Supercom Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Gökhan Gülal’a göre yetersiz donanımlarla yola çıkan kamudaki sistem sorumluları geleceğin değil günün kurtarılması zarureti ile hareket ediyor. Gülal konuyla ilgili ise şu önerilerde bulunuyor: “Bunun yerine kamuda çalışan yöneticiler için her şeyin bir yönetmeliği olduğu gibi çok değerli ve tecrübeli yöneticilerin olduğunu biliyoruz. Bunlardan oluşacak bir kurul ile kamuda BT yönetimi süreçleri düzenlenmelidir. Sivil Toplum Öğütleri’nin de bu kurulda yer alması doğru olabilir. Bu yöntem ile belki yöneticilerin elinin güçlendirilmesi sağlanabilecektir. Bunun yanında proje yönetimi konusunda bir Akademi olması gerekir. Bu özellikle yönlendirici kamu kurumları içinde kurum içi eğitimle sağlanmalıdır. En önemli husus ise veri güvenliği standardına göre EN-27001 belgesinin kamu ihalelerinde yeterince değer bulmaması ve BT yatırımlarında yerli firmaların gerekli değeri bulamamalarıdır. Daha da riskli olanı bu tür ihalelere BT’den bihaber İnşaat firmalarının ihalelere katılmasıdır. Kamu İhale Kurumunca bu sorun bir şekilde çözüme kavuşturulmalıdır. Hiçbir inşaat işi olmayan bir sektörde inşaat firmalarının ihaleye girmeleri ve bu konuda uzman olan firmaların ihaleye katılamamaları ironik bir durum ortaya çıkarmaktadır.”