Biyometrik sistemlerin kullanıldığı alanlar genişliyor
Biyometrik sistemler ağırlıklı olarak sağlık, sosyal güvenlik, finans, geçiş kontrol gibi yüksek güvenlik önlemi ve müşteri memnuniyetinin önemli olduğu alanlarda kullanılıyor.
Günümüzde biyometrik sistemler teknolojinin gelişimi ile birlikte hayatımızın her alanında yer almaya başladı.Netaş Kamu Satış ve Ankara Bölge Direktörü Ahmet Şüküroğlu, biyometrik sistemlerin en çok özellikle, ülke güvenliğinde giriş ve çıkış işlemleri, kriminal amaçlı teşhis ve tespit uygulamaları, sağlık ve sosyal güvenlik uygulamaları, e-devlet hizmetleri, ATM’ler, çağrı merkezleri, personel takibi gibi sosyal sistemler, bilgisayarlar, cep bilgisayarları, cep telefonları ve kilit sistemlerinde kullanıldığını belirtti.
Sestek Genel Müdürü Serdar Karadayı ise biyometrik sistemlerin kullanım alanlarını şu şekilde açıkladı: “Biyometrik sistemler daha çok, kişisel bilgilerin yoğun olarak paylaşıldığı, yüksek güvenlik önlemi gerektiren alanlarda kullanılıyor. Biyometrik teknolojiler yüksek güvenliğin yanı sıra kullanım kolaylığı sağlayarak müşteri memnuniyetine de katkıda bulunuyor. PIN kodları, şifreler ve kişisel güvenlik sorusu gibi güvenlik yöntemleri, unutulma ihtimalleri, hatırlanma güçlüğü yaratmaları ve işlem sürelerini uzatmaları nedeniyle müşteri memnuniyetsizliğine yol açabiliyor. Oysa biyometrik yöntemler, kişinin ne bildiği ile değil, kimliği ile ilgili olduğu için kaybolma, unutulma gibi riske sahip değil. Bu yöntemlerde kullanıcılar kolaylıkla ve güvenli bir biçimde sistemlere giriş yapabiliyor. Dolayısıyla biyometrik güvenlik sistemlerinin yüksek güvenlik önlemi gerektiren alanların yanı sıra; müşteri memnuniyetinin önemli olduğu alanlarda; özellikle gelişmiş müşteri deneyimi sunmak isteyen kurumlar tarafından tercih edildiğini söylemek mümkün.”
Günümüzde biyometrik sistemler ağırlıklı olarak geçiş kontrol sistemlerinde kullanılmaktadır. Fakat teknolojinin gelişimi ile birlikte biyometrik tabanlı sistemlerin hayatımızın her alanında yer almaya başladığını belirten SmartSoft Ürün Müdürü Merih Keskin, “Bilgisayarınızda herhangi bir sisteme giriş yapmak, hastanelerde işlem yapabilmek, ATM’lerde hesabınıza erişebilmek hatta cep telefonunda tuş kilidini açabilmek için artık biyometrik sistemler kullanılmaktadır” dedi.
Ölçsan Genel Müdürü Burak Sondal’ın belirttiğine göre, geçiş kontrol, sınır kontrol, devlet ve bankacılık bu teknolojiyi en fazla kullanan alanlar. Sondal, kullanım alanlarıyla ilgili şu detayları paylaştı: “Dünya genelinde birçok kamu ve özel sektör kuruluşu, çalışanlarına geçiş kontrol hakkı verebilmek için, biyometri ve akıllı kart kullanmaktadır. Personel Devam Kontrol Sistemleri’nde ise biyometri kullanımı ile çalışma performansı ve devamlılık, verimli ve hassas olarak hesaplanabilmektedir. Emniyet kurumları suçluları takip etmek amacı ile yüzyılın başından beri parmak izi yöntemlerini kullanmaktadır. Zamanla bu sistemler elektronik yapılara dönüşmüş – AFIS (Otomatik Parmak İzi Tanıma Sistemi) adını almış ve 100 milyon adet üzerindeki kayıtlar arasındaki sorgulama hızı 1 saniyenin altına çekilebilmiştir. Yine aynı şekilde, emniyet ve askeri amaçlı sistemler dışındaki sivil uygulamalar ile ulusal kimlik, seçim sistemleri, ehliyet belgeleri için biyometri teknolojileri kullanılarak vatandaşlara daha güvenli, suistimal ve sahtekarlıkları önleyen birçok yeni servis sağlanmıştır. Bankacılık sistemlerinde kart veya PIN yerine sadece biyometri kullanarak işlemlere hız kazandırılırken aynı zamanda banka müşterilerinin birden fazla şifreyi aklında tutması veya hatırlayamaması gibi sorunları ortadan kaldırmaktadır. Bu sistemler sağladıkları yüksek güvenlik sayesinde de kopyalanamadıkları için hem müşteri hem de banka açısından verimli çözümler olmaktadır. Benzer çözümler, bankaların kendi personellerinin bilgi sistemlerine girişi, uygulamalara erişimi, güvenli mesaj gönderme ve dosya şifreleme amaçlı da kullanılmakta ve banka içerisinde güvenlik oranını yükseltmektedir. Banka içi kullanımlarda, tek tip veya çoklu biyometri ile hem geçiş kontrol hem de bilgisayar sistemlerine erişim güvenli olarak sağlanmaktadır.”
“Biyometri, insana has özelliklerin matematiksel olarak ölçülmesi olarak özetlenebilir” diyen Proline e-ID ve Biyometrik Çözümler Departman Yöneticisi Serdal Karakaş, biyometrik sistemlerle ilgili şu detayları paylaştı: “Daha çok kimlik doğrulaması alanında kullanılan biyometriyi iki türe ayırabiliriz. Bunların ilki fiziksel ve değişmeyen özellikleri içeren DNA, parmak damar izi, parmak izi gibi doğuştan gelen özellikler; ikincisi ise klavye ile yazma hızı, konuşma şekli gibi davranışsal özelliklerdir. Bu özellikler, referans noktası kabul edilerek, kimliğinizin doğrulanmasında ve dolayısıyla fiziksel geçiş kontrol sistemlerinde oldukça fazla kullanılır. Öte yandan, özellikle bilişim alanında son teknolojik gelişmelerden sonra siber suçların ve siber saldırganların sistemleri kırmaya yönelik çalışmalarının artmasıyla insanlar daha güvenli referans noktaları aramaya başladı. Bugün bir alışveriş kartınızı verdiğinizde bilgilerinizin çalınması, şifrenizin ele geçirilmesi veya kartınızın kopyalanması ihtimali karşımıza çıkabilen problemlerden bazılarıdır. Bundan dolayı esas olan sizin değişmeyen bir özelliğe sahip olmanızdır. Biyometri dünyada bu soruna çözüm olma amacıyla yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Biyometrik çözümleri Türkiye’de TC kimlik kartının dönüşümü ile hayatımızda daha çok göreceğiz. Yeni TC kimlik kartlarının içerisinde parmak damar izi, avuç damar izi ve parmak izi olacak.”