Biz ‘engel’ olmayalım
Merhabalar,
Elin bildiğini kuldan saklamayalım, gündelik hayatta bazı veya birçok şeyi unutuyoruz. Aç değiliz ama bu unutkanlığın yediğimiz içtiğimiz şeylerle bağını, bazı şeyleri biraz daha fazla tüketerek bu unutkanlık derdini aşabileceğimizi de hatırda bir yerde tutalım. Hastane Derindere Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğba Günal, hafızamıza iyi gelecek besinleri haftada 2- 3 gün yenecek balık, her gün belli miktarlarda ceviz, fındık, kaju, badem, yer fıstığı ve ay çekirdeği, C vitamini zengini yaban mersini, günde 1-2 fincan içilecek yeşil çay, hücre gelişimini destekleyen yumurta, bor zengini üzüm, kötü kolesterolü düşürüp damar tıkanıklığına karşı koruma sağlayan yulaf ezmesi, tam tahıllı ekmekler ve kepekli tahıllar olarak sıralamış. Düzenli tüketim planı yapmak hiç de zor değil.
Doğru yiyip içerken, hava kalitemize de dikkat edelim. Bunu ben değil, Dyson ve National Geographic Türkiye işbirliği ile Yöntem Araştırma tarafından Türkiye’nin üç büyük şehrinde gerçekleştirilen iç mekân hava kirliliği farkındalık araştırması söylüyor. Şöyle ki: İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşayanların yaklaşık yüzde 70’i yemek pişirme sırasında çıkan duman, temizlik ürünleri ve evcil hayvan tüylerinin iç mekân hava kalitesini bozduğundan habersiz. Buna karşılık, katılımcıların yüzde 90’ından fazlası temiz hava solumanın “çok önemli” olduğunda hemfikir. Araştırmaya dönersek; bu üç ilde yaşayan her 5 kişiden 3’ü, yaşadıkları ortamdaki hava kirliliği kaynaklarının farkında değil ve katılımcıların yüzde 90’ı yeni mobilyaların, yüzde 79’u saç spreylerinin iç mekân hava kirliliğine neden olabileceğini bilmiyor. Bu üç şehirde yaşayanların yüzde 55’i iç mekân hava kalitesinin dış ortamdaki havaya oranla daha iyi olduğu kanısında, ama sanılanın aksine, ortalama bir evin havası, dışarıdaki havadan 5 kat kirli olabiliyor. Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı iç mekân hava kirliliğinin sağlık sorunları yaratabileceğinin farkında. Sıkıntılı bir sonuç olarak, katılımcıların yüzde 22’si ailelerinde alerji veya astım problemleriyle karşı karşıya. Bu sonuçların üstüne, Dyson Kıdemli Tasarım Mühendisi Tom Mogridge, “Çin dışındaki bütün ülkelerde iç mekân hava kalitesi konusunda farkındalık düzeyi çok düşük. Çoğu insan kirli bir şey solumadığı takdirde evlerinde soludukları havanın kirletici maddeler içermediğini düşünüyor, ancak bu gerçeği yansıtmıyor. Oysa günlük kullandığımız birçok ürün ve eşya iç mekân hava kirliliğini artırıyor” demiş, ki maalesef haklı.
Neyse, çevresel bazda iyi haberlerde sıra. WWF-Türkiye, uluslararası çevre gündeminin önceliği plastik kirliliğini önleme çalışmaları kapsamında, Adalar Belediyesi ile önemli bir adım atmış ve İstanbul’un Adaları Sıfır Atık Uygulama Bölgesi projesi başlatılmış. WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, plastik kirliliğine son vermenin yolunun davranış değiştirmekten geçtiğini vurgulamış. Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül de İstanbul’un adalarının Sıfır Atık Uygulama Bölgesi Projesi’nin ülkemizde bir ilk olacağını vurgulamış. Adalar’da öncelikle bilinçlendirici faaliyetlerle bireysel davranışların değiştirilmesi hedef. Öğrencilere ve gençlere, adada yaşayan yetişkinlere, adayı ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere yönelik bilgilendirici dokümanlar hazırlanması, plastik tüketimine karşı festivaller düzenlenmesi, okullarda bu konuda çalışacak kulüpler kurulması da planlanıyor. Önce İstanbul’un her yerinde, sonra memleket bütününde bu farkındalığın oluşması dileğiyle…
Örnek olmasını dilediğim haberlere devam edeyim. “Sen dokunursun değişir dünya” mottosuyla 53 yıldır tüketicilerinin hayatına dokunan Arzum, 23 Eylül Uluslararası İşaret Dilleri Günü’nde tüm çalışanlarını kapsayan işaret dili eğitimine başlamış. Haftanın iki günü devam edecek eğitim ile çalışanlarının işaret dilini öğrenmesini ve farkındalık kazanmasını hedefleyen Arzum, ileriki dönemde işitme engelli bireylerin iş ve sosyal hayata katılımlarının artmasına yönelik çalışmalar da gerçekleştirecekmiş.
Engelsiz Filmler Festivali ise “Çocuklar İçin” seçkisiyle, yedinci yılında da minik sinemaseverleri ağırlıyor. Sadece ufaklıkların değil, yetişkinlerin de ilgisini çekecek üç animasyon filmin gösterimi 7-9 Ekim arasında İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi Sinema Salonu (SineBu), 11-13 Ekim arasında Eskişehir‘de Yunus Emre Kültür Merkezi, 16-20 Ekim arasında da Ankara’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Goethe-Institut Ankara’da. Festival programında, otizm spektrum bozukluğu yaşayan çocuk ve gençlerin rahatça film izleyebilmelerine imkân veren “Otizm Dostu Gösterim” de var. Hatırlatması benden, Engelsiz Filmler Festivali her yıl olduğu gibi bu yıl da tüm gösterimlerini ve yan etkinliklerini ücretsiz sunuyor. Detaylar için adresimiz www.engelsizfestival.com
Gelelim sanata… Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Türk resminin en çok tanınan yapıtlarından Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ni sanal gerçeklik projesine taşımış. Eserin Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’na girişinin 15’inci yıldönümünde hayata geçirilen proje “Osman Hamdi Bey’in Dünyasına Yolculuk: Sanal Gerçeklik Deneyimi” başlığını taşıyor. VR uygulaması ile sanatseverler, sanatçının çalışma odasını ziyaret edebiliyor, tablonun içine girerek kaplumbağaları besleyebiliyor. Kaplumbağa Terbiyecisi’ne yakından bakma fırsatı, Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisi’nde Osman Hamdi Bey’e ayrılan özel bölümde bizi bekliyor. Haftaya noktayı pek sevdiğim Kadıköy, üstüne bir de çizgi roman ile koyuyorum. Zira Kadıköy Belediyesi’nin Karikatür Evi, Çizgi Roman Okurları Derneği ile birlikte düzenlediği ve 3 Kasım’a kadar sürecek “Çizgi Romanı Yaşatanlar” sergisine ev sahipliği yapacak. Tarkan, Karaoğlan, Kara Murat, Mister No, Zagor gibi yerli yabancı kahramanlar arasından seçilen orijinal eserleri görmek de mümkün.
O zaman, yeni yeniler haftaya,