Biz nasıl bir farklılık yaratıyoruz?
Vimesoft CEO’su Mükremin Sarıer, “Kurum bana ‘gel benim veri merkezime kur’ diyorsa ben kurabilmeliyim, buluttan ver diyorsa verebilmeliyim. Kurumun ihtiyaçlarını gideren, kurumsal kimliğine uyan, diğer ürünlerle kolabrasyon yapılabilen bir yapı kurabilmeliyim” şeklinde konuştu.
Mükremin Sarıer, “İşimiz bütünleşik video erişim platformu” ifadesini kullanarak “3 ana ürünümüz var; birincisi video konferans. İkincisi ‘enterprise video’; canlı yayın ve videolarımızın saklandığı bir video portalı, kurumsal bir youtube gibi düşünebilirsiniz. Üçüncü ürünümüz ise uzaktan eğitim modülümüz” açıklamasını yaptı. Bu üç ürünün de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda kullanıldığına dikkat çeken Sarıer, “Ürünün yoğun bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyor. Çünkü kurumların bu şekilde; bize, ekosisteme desteğiyle ürünlerin gelişmesine ve büyümesine ve küreselleşmesine yardımcı olacağına inanıyoruz. Ürünlerimizin arkasındayız. Çok da iyi çalıştığını biliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
‘Big Tech’ dediğimiz ürünlerin birleştiği bir yer var: Kolabrasyon
Sarıer, “2020 yılında şirketi kurduğumuzda Gartner’dan danışmanlık aldım. 2 yıl sektör nereye gidiyor, biz neredeyiz, kime, nasıl gitmeliyiz diye Gartner’daki analistlerle tartıştım. Bize hep şunu söylediler: Video konferans olmalı, zaten işin özünde var. Ama iş burada bitmiyor. Artık ‘Big Tech’ dediğimiz firmalar buna bakıyor. Bütün ‘Big Tech’ dediğimiz ürünlerin birleştiği bir yer var; kolabrasyon tarafı. Bize bir yol haritası çizdiler. Kolabrasyon deyince neyi anlatıyorum: Bir kurumda çalışanların grup kurduğu, birbiriyle yazıştığı, çevrim içi dosya paylaştığı, istediği zaman ‘video call’, istediği zaman ‘audio call’ yapması… Bütün bu hizmetlerin iletişiminde isterse kurumun kendi merkezinde ‘on prime’ olarak isterse hibrit olarak çalıştırdığı bir yapıdan bahsediyorum. Biz kendi ürünlerimizi burada birleştirmek istiyoruz. Ve buraya gitmek istiyoruz. ‘Big Tech’ deyince; pandemi döneminde Facebook ‘Workplace’ diye bir ürün çıkarttı. Bizim ürünümüz de şu anda yazılım aşamasında, ürünü sonlandırmadık. Doküman yönetim ürünü diye düşünüyorum. Bizim kolabrasyon ürünümüzle yapacağımız tüm bu iletişimi birleştirdiğimizde, ürün çıktıktan sonra iletişim burada gerçekleştiğinde, dosyalar paylaşıldığında sizin ‘drive’a konulmasını sizlerle tartışmak isterim” şeklinde konuştu.
‘Gizlilikte güvenlik’ kurumlar için önemli bir sorun
“Biz nasıl bir farklılık yaratıyoruz?” sorusunu aktaran Sarıer, “Bu kadar çalışma var, bu kadar büyük kurum karşımızda. Nerede farklılaşıyoruz ve kurumları nasıl memnun hale getirebiliyoruz? Pandemi döneminde hepimizin yaşadığı; hibrit çalışma, uzaktan çalışma, uzaktan eğitim, verinin güvenliği gibi konular yeni eğilimler olarak karşımıza çıktı. Hepimiz artık bunları ezberimize aldık ve yaşadık. Kurumlarda iş yeri sürekliliği ön planda olduğu için hiçbir şey yapmadan ellerinde ne varsa, doğrudan çevrede ne buldularsa, hazır ne ürün varsa aldılar ve adapte ettiler. Hayat başladı. Hayat başladıktan sonra, ilerleyen süreçte bir adım geriye çekilindiğinde, kurumlar bazı problem alanlarının ortaya çıktığını gördüler. Bunların birincisi; gizlilikte güvenlik. Bugün ‘Whatsapp’ ile yapılan iletişim, Türkiye dahil birçok bankada yasaktır. Birçok bankada ‘Zoom’ yasaktır. Türkiye’de bazı bankalar yasakladı, bazılarında hâlâ var. Çünkü bulutta belli verilerin paylaşılması, kişisel bilgileri içeren, gerektiren dokümanların paylaşılması yasalarla da engellenmiş durumda” açıklamasını yaptı.
Ürünler birbiriyle konuşmalı
Mükremin Sarıer, konuşmasına şöyle devam etti: “Tabii ki pandemi döneminde işin sürekliliği öne çıktığı için herkes mecbur kaldı, bunu yaptı. Bizim inancımız; bu problemli alanların ilerleyen süreçte kurumlar tarafından daha fazla hissedileceği yönünde.” İkinci konunun ise özelleştirme olduğuna dikkat çeken Sarıer, şu detayları paylaştı: “Her kurum kendine özgü bir dünyaya sahip. O kurumun ihtiyaçlarını paket çözüm her zaman veremeyebiliyor. Üçüncüsü maliyet; verimli olmayan iletişim ve günün sonunda da sağlayıcıdan kaynaklanan durum. Bugün video konferans için birisine gidiyorsunuz, eğitim için birisine gidiyorsunuz, kolabrasyon için başka birisine gidiliyor. Birçok farklı ürün için farklı ‘vendor’lardan satın alma yapıyorsunuz. Gartner bize dedi ki; bir kere entegre olmanız lazım. Entegreden kasıt; bu ürünler birbiriyle konuşmalı. Tek elden biz size bunları verebilmeliyiz. İkincisi güvenlik olmalı. Ben bunu hibrit verebilmeliyim. Kurum bana ‘gel benim veri merkezime kur’ diyorsa ben kurabilmeliyim, buluttan ver diyorsa verebilmeliyim. Üçüncüsü; müşteriye göre özelleştirilmeli, etkin maliyetli olmalı. Kurumun ihtiyaçlarını gideren, kurumsal kimliğine uyan, diğer ürünlerle kolabrasyon yapılabilen bir yapı… Biz bu hizmetleri kurumlara sağlıyoruz. Kolobrasyon aracımızın özellikle banka, finans tarafında büyük bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yaptığım ziyaretlerde de bu ihtiyacı gördüm. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam edecek.”