Bizi teknoloji kurtarır!
Tesadüfen açtığım bir radyo kanalında üç genç eğlenceli bir program yapıyor ve güldürüyordu ama bir yere geldiler ki dayanamadım, çok kızdım.
“Bize misafirperverliği kodlamışlar, çek git diyemiyoruz misafire” dedi önce, bizim gurur duyduğumuz bu özelliğimizi yok sayarak. Bunun adına kuşak farkı diyelim diye düşünüp sakinliğimi korudum. Arkasından oto sanayide yapılan çayların kötülüğünden bahsettiler, nasıl da iğrenç ve pis olurmuş, sabahtan akşama kaynarmış filan. Halbuki en güzel çaylar orada içilir, bunu da onların deneyimsizliğine verdim. Taaa ki “yapay zekayı yasaklamak lazım” diyene kadar. Efendim çok tehlikeli gelişmeler oluyormuş, insanlar için tehditmiş deyip arkasından da benim hayranlıkla izlediğim Boston Dynamics robotları ile dalga geçtiler. Yahu siz belki de binlerce kişiye örnek teşkil ediyorsunuz, biraz okuyun araştırın, hadi kullandığınız argo kelimeler, amacını aşan espriler programın komik olmasından dolayı kaldırılabiliyor ama bu yapay zeka hakkında bir uzman edasıyla radyoda konuşacaksan, bu konuda bir bilgin olmalı. Hem de öyle kulaktan dolma değil bilgiler değil. Ya da konuk olarak bu konuda bir uzmanı programına davet edip, konuyu anlattıracak, aklına takılan soruları onlara soracaksın.
Tabi radyo tek taraflı bir iletişim, fikirlerimi söylemeye imkanım olmadı, bir süre sonra çok kızıp radyoyu kapattım.
Teknolojik gelişmeler insanlığı ve hatta Dünya’yı kurtaracak derken birkaç zıpır onca gelişmeleri, faydalarını görmeden yapay zeka çalışmalarını kötülüyor, çok üzücü.
Şükür ki biz bilişimciler bu çalışmaların destekçisiyiz ve peşindeyiz. Bu paralelde TC Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğinde hazırlanan ‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi (2021-2025) yürürlüğe girdi, devletimizin ilgili kurulları bu konuya gereken ilgiyi gösteriyor.
Stratejide belirlenen 2025 hedeflerinden bazıları şöyle:
-GSYİH’ya katkısı yüzde 5’e yükseltilecek.
-İstihdam en az 50 bin kişiye çıkarılacak.
-Merkezi ve yerel yönetim kamu kurum ve kuruluşlarında yapay zekâ alanındaki istihdam en az bin kişi olacak.
-Lisansüstü düzeyde mezun sayısı en az 10 bin kişiye ulaşacak.
-Yerel ekosistemin geliştirdiği uygulamaların kamu alımlarında önceliklendirilerek ticarileştirilmesi desteklenecek.
-Uluslararası kuruluşların güvenilir ve sorumlu yapay zekâ ile sınır ötesi veri paylaşımı alanındaki düzenleme çalışmalarına ve standartlaşma süreçlerine aktif olarak katkı verilecek.
-Uluslararası yapay zekâ endekslerindeki sıralamalarda Türkiye ilk 20 ülke arasında yer alacak.
ABD ve Çin’de yapay zekâ odaklı girişim sayısı 2 bini bulurken Türkiye’de bu sayı yaklaşık 200 civarında.
Aslında Türkiye’de yapay zeka çalışmaları yeni değil. Türkiye’de yapay zekâya ilişkin ilk adım, Ordinaryüs Profesör Cahit Arf tarafından 1959 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde ‘Makineler Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?’ konulu bir sunum ile atıldı. Strateji hazırlıklarında yürütülen çalışmalar, Cahit Arf’ın “Bilgiye olan iştiyakımızın kendine bir yol bulması, akl-ı selime güvencin yayılmasına bağlıdır” cümlesinden feyz alarak başlatıldı. Sonrasında birçok makale ve kitap yayınlandı.
Dijital dönüşün Ofisi sitesinden en çok beğendiğim bölümde şunlar yazıyor; (https://cbddo.gov.tr/sss/yapay-zeka/)
“En yaygın yanlış kanılar:
- Yapay zekâ, insanların yerini alacaktır.
- Yapay zekâ, önemli ölçüde işsizliğe yol açacaktır.
- Yapay zekâ sistemleri güvenilir veya güvenli değildir.
- Yapay zekâ, insan neslinin devamı için büyük tehdit oluşturmaktadır.”
Birileri radyoda komikçilik yapan gençlere söylemeli.
Dünyaca bilinen Future Of Life Institute 23 maddelik yapay zeka prensiplerini sıralamış. Etik değerler bölümünden sizler için birkaçını seçtim:
- Bir yapay zeka sistemi zarar veriyorsa bunun nedeni bilinmelidir.
- Gelişmiş AI sistemlerinin tasarımcıları ve kurucuları, yanlış kullanımlarının ve eylemlerinin ahlaki sonuçlarında, bu sonuçları şekillendirme sorumluluğu ve fırsatı ile paydaşlardır.
- Otonom bir sistemin yargı karar verme sürecine dahil olması, yetkili bir insan otoritesi tarafından denetlenebilir tatmin edici bir açıklama sağlamalıdır.
- Ölümcül otonom silahlarda bir silahlanma yarışından kaçınılmalıdır.
- İnsanlar hedeflere ulaşmak için kararları nasıl ve yapay zeka sistemlerine devredeceklerini seçmelidir.
Görüldüğü üzere yapay zeka (Makine öğrenimi) belirli kurallar ile geliştirilmektedir. Elbette bu kuralları çiğnemeye çalışanlar olacaktır, uranyumun enerjide kullanılması planlanırken atom bombasına dönüşmesi örneğinde olduğu gibi. Fakat insanlık yaşanabilir bir Dünya için seçimini yapmak zorundadır. Ya teknoloji sayesinde kurtulacağız ya da hava kirliliği, su kaynaklarının tükenmesi, küresel ısınma ve bunların neden olduğu dev göçler, savaşlar ve afetler ile Dünya’yı diğer canlılara bırakacağız. Buradan yola çıkarak, teknolojiyi geliştirerek insanlık için, doğa için, Dünya için fayda sağlamasına çalışmaktan başka seçeneğimiz yoktur demek mümkündür.
Yazdım…