“Bölgenin yüksek teknoloji üssü olacağız”
Türkiye’nin teknoloji lideri kuruluşlarından Netaş, geliştirdiği ürün ve çözümleri Mobile World’de tanıttı. ZTE ile birleşen şirketin ilk etaptaki gündeminde Avrupa ve Kuzey Afrika pazarları var.
Türkiye’nin gururu firmalarımızdan Netaş’ın GSMA Mobile World’deki kalabalık ve birçok ülkeden gelen ziyaretçilerle dolu standını ziyaret ettik, şirketin CEO’su Müjdat Altay ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Türkiye gündeminde yerli ve milli yazılım var. Baktığınız zaman her şey yolunda, iyi bir vizyon çerçevesine oturdu ama uygulamada aksaklıklar var gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Yerli ve milli teknolojilerin gelişiminde Türkiye’nin geldiği noktayı değerlendirebilir misiniz?
Bence ben pek sıkıntı olarak görmüyorum bunu. Açıkçası Cumhurbaşkanımız çok güzel bir yol açtı. Türkiye’de yerli bir şekilde üretimin yapılması gerektiğini ve bununla hem ülkenin teknolojik altyapısının yükseleceğini hem de ilerde bunun ihracata yönlenebileceğini ve yerliliğin önemli olduğunu ülkenin lideri olarak çok net bir şekilde açıkladı. Şimdi ne var; karşımızda bunun uygulaması var. Bu uygulamada da benim gördüğüm kadarıyla telekom camiası olarak mesaj alındı ve bu mesajının nasıl en iyi, en uygun şekilde uygulayacağımızı düşünüyoruz.
Bu noktada Netaş kendini nasıl konumlandırıyor?
Biz bu konuda aslında şanslı bir firmayız çünkü Netaş 50 yıldır yerlilik konusunda millilik konusunda çok ciddi çalışmalar yapmış bir firma. Türkiye’de kendi yaptığımız özel telefon santralı ve kırsal santraller ile Türkiye’nin altyapısında bulunan 8 milyon hattı bağladık, bunu da sadece yerli tasarım ve üretimi ile yapan bir firmayız.
ZTE işbirliği sonrasında Netaş’ın hedef ve stratejileri hakkında bilgi verebilir misiniz?
ZTE’nin gelmesiyle birlikte çok güzel bir şans yakaladık. Nortel zamanında öğrendiklerimizi, deneyimlerimizi ZTE ile birlikte telekomünikasyon endüstrisine kazandırmak için canla başla çalışıyoruz. Tabii ki her şey de olduğu gibi ilk adımlar zordur ama bu bebek adımlarımız destek aldığı takdirde bunun arkası gelecektir. Ben, operatörlerimizin buna pozitif baktığına inanıyorum. Zaten bir yerlilik şartı da var, bunu hep birlikte en üst seviyeye çıkarmalıyız. Biz Netaş olarak kendimizi çok hazır hissediyoruz. İşlerimiz büyüdükçe daha çok yerli, daha çok yerlilik oranı olan ürünleri ortaya çıkaracağız ve Türkiye’mizin hizmetini sunacağız ki daha sonra bunların ihracatını düşüneceğiz. Zaten biliyorsunuz teknoloji ihracatında Netaş son 10 senede çok büyük adımlar attı. İhracatı yüzde 22-23 seviyelerine kadar çıkardı. ZTE ile birlikte biz bunun daha yukarıya çıkartacağımıza inanıyoruz. Onun için bizim amacımız ülkemiz için yerli teknolojiler geliştirmek ve daha sonra da bu teknolojileri diğer pazarlara ulaştırmak.
Yerlilik oranını yüzde 35-45 olarak belirlendi. Şu an kaç seviyelerinde? Türkiye olarak bu oranların altında mı ilerliyoruz?
Benim de duyduğum oranların altta olduğu ama Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi burada babayiğitlere iş düşüyor. Biz de bu alanda Netaş olarak bu işin babayiğidi olacağız. ZTE ile birlikte, biz hızlı bir şekilde yerliliğe önem vereceğiz ve bu oranları daha yüksek seviyelere ulaştıracağız. Biz bunu yaptığımız zaman diğer firmaların arkamızdan geleceğine inanıyoruz.
Fakat millilik konusunda biraz şüphelerim var, çünkü dünyanın hiç bir ülkesinde milli diye bir ürün kalmadı. Bugün cebinizdeki cep telefonuna baktığımızda A firması, B ülkesinde üretmiş ya da ürettirmiş. C ülkesinden teknoloji almış. Bir küresel dünyada yaşıyoruz. Bana göre Türkiye’ye yatırım yapan herkes Türk’tür. O nedenle ben yerliliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Millilik tabi ki savunma sanayisi gibi kritik bazlı alanlarda çok önemli, bu nedenle bu tanımları çok iyi yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Netaş’ın teknoloji ihracatı konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bizim ülke olarak yatırımıza ihtiyacımız var. Küresel yatırımı çekmek adına biz küresel yatırıma hoş geldin demeliyiz ve küresel yatırımın Türkiye’de yerli üretmesi için çalışmalıyız. Biz bunu 1967’de deneyimledik. 1967’de Nortel Türkiye’ye geldiği zamanki hedefi Türkiye’de yerli üretimdi ve bununla Türkiye ekonomisine 3.5 milyar dolar üzerinde döviz kazandırdık. Eğer Nortel bugün gelseydi aynı şeyleri yapsaydık bu rakam 35 milyar dolar olurdu. Biliyorsunuz şu anda telekomdaki rakamlar çok büyük rakamlar, benim bahsettiğim senelerde 50-60 milyon dolarlık yatırımlar yapılıyordu, bugün Türkiye’de milyar dolarlık yatırımlar yapılıyor.
Son 9 senede 7 defa en başarılı araştırma ve geliştirme ihracatı yapan firma seçildik. O konuda 7 tane şampiyonluğumuz var. Diğer taraftan biz şu anda Cezayir’de, Kazakistan’da, Bengaldeş’de ve Malezya’da birtakım teknolojik atılımlar yapıyoruz. Oraya Türkiye’de geliştirdiğimiz teknolojileri götürüyoruz. ZTE, bizi Avrupa ve Afrika pazarını açmak için uğraşıyor. Onlarla birlikte çok başarılı bir noktaya gideceğimiz inanıyorum. Ben şu anda ileriye çok pozitif bakıyorum. Türkiye’de büyüdüğümüz kadar da yurtdışında da hızlı bir şekilde büyüyeceğimize ve ülkemizden çok güzel teknoloji ihracatları gerçekleşeceğine inanıyorum.
Bu doğrultuda Mobile World’de dünyaya ne tür mesajlar verdiniz? Hangi ürün ve çözümlerinizi tanıttınız?
Bizim aslında buraya 4 veya 5. gelişimiz. Telekomünikasyonun kalbi burada atıyor. İhracatımıza destek olmak için Kuzey Afrika’dan, Avrupa’dan çok değişik operatörleri, müşterileri burada ağırladık. Amacımız Netaş’ın yüzüne göstermek tabi ki. Her müşterimiz Türkiye’ye gelemiyor. Biz buraya geldiğimiz zaman kontak halinde oluyoruz. Hem Bangaldeş’ten hem Malezya’dan hem Kuzey Afrika’dan hem de Avrupa’nın değişik yerlerinden ziyaretçilerimiz geldi.
Netaş’ın özgün çözümleri var. IoT bugün yükselende değer ve IoT, bulut ile ilgili çözümlerimizi, dijital dönüşüm projelerimizi gösterdik. Netaş bugün dijital dönüşüm projelerinde Türkiye’de açık ara lider.
Bölgenin teknoloji üssü olma hedefimiz ve bu hedefin 3 önemli ayağı var. Birincisi 29 Kasım’da imzalanan anlaşmayla hem ZTE’nin dünya çapındaki müşterilerini hem kendi müşterilerimizi eğitebileceğimiz, aynı zamanda kamuya da hizmet vereceğimiz Netaş Akademi. İkincisi Onarım Bakım ve Servis Merkezi. Son olarak da GSMR dediğimiz GSM Altyapı Hizmetleri Merkezi.
Diğer yandan, biliyorsunuz FATİH Projesi’nin nerdeyse yüzde 75’ini biz yaptık. Gururumuz olan üçüncü havalimanında iki tane büyük proje kazandık. Diğer taraftan hem ülkemiz hem de KKTC’de çok değerli e-devlet projelerine imza attık. Futbol Federasyon ile harika bir projemiz var. Şu ana kadar 49 adet stadyum projesini hayata geçirdik. Dünyada böyle sayılara erişen firma yok. Ben hep bunu söylüyorum. Netaş daha da değerli bir noktaya gelecek. Zaten Türkiye’de çok iyi bir noktadayız ve bunu uluslararası arenaya da yansıtacağız. Cumhurbaşkanımızın hedeflediği 10 markadan birinin biz olacağımıza inanıyoruz. Tüm arkadaşlarımız da aynı inanç ile çalışıyor.