Böyle Çok Daha Güzelsin
Başkası olma, kendin ol
Böyle çok daha güzelsin
Şarkının mesajı çok net ama biz çoğunlukla enerji dolu bir müzik eşliğinde sanırım mesajı atladık. Tamam isterseniz şöyle yapalım J ben konuya tamamen toplumsal boyuttan yaklaşıp şarkıyı katletmeden siz önce dinleyin sonra devam edelimJ Ben beklerim gerçekten hiç sorun değil.
Dinlediniz mi?
İnsanın içi kıpır kıpır oluyor değil mi? Yalan yok ben yazmaya başlamadan önce birkaç kez dinledim J Yıllarca dinleyip, eşlik ederek dans ettiğimiz şarkı aslında içinde bir felsefe barındırıyor. Ama kafamız da karışıyor bu konuda çünkü Sezen Aksu’nun verdiği mesajı çevremizdeki çoğu kimsenin vermediği bir toplumda yaşıyoruz.
İmkan olsa bir anket yapsak bu yazıyı okuyanlardan kaç kişi kendisi ya da bir yakını aşağıdaki örnekleri yaşadı desek sanırım oran 100%’e yakın bir seviyede çıkar;
- Anneee sınavdan 90 almışım (bu coşku bu heyecan ve not, havalara uçuyorsun J)
- Aferin, Ayşe teyzenin oğlu Barış kaç almış?
Annem acaba gerçekte Barış’ın annesi olabilir mi? Çünkü Barış’ın notunu benim notundan daha çok merak ediyor, gerçi çok da benzemiyorlar zira Barış sarışın açık tenli bir çocuk annem ise esmer.
- 100 (Allah da Barış’ı bildiği gibi yapsın yine 100 almış)
- Aferin o çocuğa akıllı, uslu çok iyi bir çocuk o. Bak oğlum Barış gibi olsan, Barış gibi çalışsan.
Yahu 90 aldım, gerçekten iyi bir not fakat sevinemiyorum çünkü ucube Barış 100 aldı. 30 da alabilirdim bu gayet mümkündü ancak başarının o dönem iki tanımı vardı. Ya Barış kadar başarılısın ya da Barış’tan başarısızsın.
Mutlaka senden daha çok çalışan, senden daha saygılı, senden daha örnek birisi girmiştir hayatına. Küçücük çocukken başlar karşılaştırma, küçücük çocukken rol modellerin olur.
Hayatının her aşamasında olur Barış’lar, Zeynep’ler, Aslı’lar. Üniversiteye başlarsın orada siyasi işlere karışmayan komşu kızı Gülden vardır. Okulu 3 sene uzatmıştır belki ama akıllı uslu okumuştur. Senden daha az harcayan amcanın oğlu Oktay vardır. Okulu zamanında bitiren Tarık vardır örneğin ne hayırlı evlattır Tarık.
İşe girersin iş yerinde sivrilmemek için bir örnek önünde duruyordur Müge, ne güzel çocuktur Müge, çok iyi evlattır. Başka bir şirkette de Yücel seninle aynı yaşta olmasına rağmen çok zaman önce müdür olmuştur. Ya Savaş’a ne demeli? Savaş kendi şirketini açmış kendi işinin patronu olmuştur.
Seninkinden daha iyi mesleği olan, senden daha çok para biriktiren, senden daha iyi ev alan, senden daha iyi arabası olan, yurtdışına giden hatta çocuğu senin çocuğundan daha başarılı olan Barış’lar, Aslı’lar, Oğuz’lar, Ayşe’ler, Ersin’ler, Elif’ler ve Anıl’lar. Hepsinin yolu açık olsun hepsi mutlu olsun da ben de benim be kardeşim.
Evet hatalarım var size göre ama bana göre hata değildi onlar. Belki evrensel hata idiyse bile yaptım ders çıkardım hatamdan ve belki başka birisinin o hatayı yapmasına engel olarak faydalı olacağım. Çünkü hatalar doğrular için atılan ilk adımlardır.
Bu örnekleri bizi biz yapan ilk tecrübelerden yani ebeveynlerden verdim ancak yaşamın her anına çoğullanabilir. Akrabalar, arkadaşlar, okul arkadaşları, iş arkadaşları, yöneticiler yani bir an paylaştığımız herkes bizi bir başkası olmaya zorluyor olabilir. Toplum bir standart belirler ve o standart çizgiler içinde olanlara “iyi” dışında olanlara “kötü” der. Verdiği örnekler ise hep sınırlar içerisindeki en iyilerdir. Kimseyi asiliğe davet etmiyorum ama toplum eşeğe ters binene güler, o ters binme işi tutarsa bu sefer de tepesinde asırlarca taşır. Bunu her toplum yapar sadece dozu toplumdan topluma değişir. Böylece daha baskıcı toplumlarla daha serbest toplumlar arasında makas gittikçe açılır.
Toplum konusunu burada bırakıp bireye geldiğimizde ana mesaj “hiç kimseye bakmayın kendi bildiğiniz yoldan gidin” değil. Elbette bazı kişilerin bazı davranışlarını örnek alacağız zaten hayat taklit ederek başlıyor. Gözümüzü açtığımızda çevremizde kim varsa onu taklit ediyoruz ve bu şekilde öğrenmeye başlıyoruz. Ancak sağlıklı olan o kişiyi komple örnek almak her yaptığını yapmak değil size doğru gelen bazı davranışlarından esinlenmek olabilir. Aldığınız esine kendi yorumunuzu katmanız ise belki ortaya bambaşka harika bir şey çıkaracak.
Burada büyük oranda önemli olan şey şu; sistem örnek alındığı zaman çalışıyor örnek verildiği zaman değil. Hatta bir başkası örnek verildiği zaman ters etki yapmasının olasılığı daha yüksek bana göre. Ayrıca örnek verilen insandan nefret edilmesi de cabası J.
Birgün yaşamın sonlarına yaklaştığımızda göreceğiz ki o Barış’lar, Aslı’lar, Oğuz’lar, Ayşe’ler, Ersin’ler, Elif’lerin ve onların yollarının bir önemi yok. Tam o noktada “kendi yolumu çizdim, bu yol benim yolum, ben yürüdüm, benim hikayemdi benim hayalimdi. Tüm sorumluluk da bana ait çünkü ben başkası olmadım kendim oldum ve gerçekten böyle çok daha güzelim” diyebiliyorsak kazandık demektir.
İş buralara yani yaşamın son anlarına gelmeden bugünden farkında olalım “oynamayalım şıkıdım şıkıdım, yanar döner olmayalım” sadece kendimiz olalım.
Bir de tavsiyemdir sevdiklerimizi karşımıza oturtup büyük ve ağır öğütler vereceğimize, bu şarkıyı açalım ve onların gözlerinin ta içine bakarak şarkıyı birlikte söyleyip dans edelim. Verilecek en güzel öğüt bu olsa gerek.
“Başkası olma
Kendin ol
Böyle çok daha güzelsin”