Brexit ve medya okuryazarlığı
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma konusunda 2016’da yapılan referanduma, acaba “yasadışı” paralar mı akıtıldı? Üyeliği koruyalım, AB üyesi kalalım diyenler, bu soruya “evet akıtıldı, bu çok açıkça belli” diyor. Diğer taraf, AB’den ayrılalım diyen Brexit kampı, “Bu saçma bir iddia, seçmen özgür iradesini kullandı, kararını verdi, buna saygı duyun” diyor. Bu bitmeyecek tartışmada ortaya yeni “para miktarları” çıktı. Aaron Banks adlı, görünüşü dahi güven vermeyen bir “iş adamı”nın Brexit (AB’den çıkalım) kampanyasına bağışladığı (!) 8 milyon Sterlin’in “yasadışı” bir kaynaktan geldiği iddiasını savcılar araştırmaya başladı. 8 milyon Sterlin, çok çok büyük bir miktar. Bizim kurla hesaplamayı bırakın, İngiltere gibi parasının satın alma gücü yüksek bir ülkede bile çok çok büyük… Bu paranın kaynağı nedir? Acaba Rusya mı? Soruşturma henüz ilk adımını attı, kaç adım sonra “gerçeğe” yaklaşır (hatta, acaba hiç yaklaşır mı?) bilmiyoruz. Bu arada, İngiltere’nin AB’den ayrılma müzakereleri sürüyor…aslında buna, “sürünüyor” demek daha doğru.
Böyle bir siyasi konunun bu sayfada yer almasının nedeni ise yolsuzluk, algı mühendisliği, sahtekarlık bağlamında “yetersiz eğitimli” (yani, açıkçası cahil, eğitimsiz, gördüğüne duyduğuna inanan, kendi fikri olmayan) seçmenin medya/bilişim okur yazarlığı becerisine/bilgisine ne kadar çok ihtiyacı olduğunu göstermesi. Yüksek eğitim almış olanların dahi “Avrupa’ya” duydukları güvensizlik, “Ada Psikolojisi” de elbette etkili oldu.
Brexit’çilerin, tüm seçmenin sadece yüzde 2’sinin oyunu etkileyecek şekilde kampanya yapması yetiyordu (bunu, 2016’dan bu yana uzmanlar hesapladı, ortaya koydu). Bu yüzde 2’nin oyunu çekmek için de Facebook ve tabii ki suç ortağı Cambridge Analytica gerekiyordu. Geçen hafta ortaya çıkan “Bu 8 milyon Sterlin nereden geldi?” sorusu, tek tek her seçmenin Facebook hesabına gönderilmek üzere özel imal edilen reklamları yeniden hatırlattı. Brexit’çiler, Türkiye’yi de bu reklamlarda bol bol kullandılar: Tamamen sahte ve yalan beyanlarla birlikte. Yok efendim, Türkiye’ye AB üyeliği verilecekmiş de, milyonlarca Türk, AB’ye (ve İngiltere’ye) akın edecekmiş. Ve daha neler… Sadece kendi yaşadığı Ada’nın dünyasında hapsolan, dünyaya bakmayı bilmeyen, ilgilenmeyen “seçmen” için en kolayı, bu yalan beyanları doğru sanıp, ona göre oy kullanmaktı. Öyle de yaptılar. Şimdi ise, beceriksiz, vizyonsuz, bürokrat bir hükümet (The Economist, Başbakan May için açıkça “odun” diyor) 29 Mart 2019’daki “AB’den çıkma günü” yaklaşırken, hala daha bu işin nasıl gerçekleşeceğini saptayamıyor. Bu arada İngiltere’den ümidini kesip ayrılan şirketler, girişimciler, KOBİ’lerin başına gelecekler, İngiltere’de yaşayan 3 milyon AB vatandaşının yasal durumu, AB’de yaşayan 1.5 milyon İngiliz vatandaşının ne olacağı gibi soruların cevabı henüz yok. Brexit isteyenler ile istemeyenler arasında 50:50 bölünmüş İngiltere’de, iş dünyası Brexit’e karşı olduğunu 70 girişimcinin imzaladığı bir açık mektupla kamuoyuna duyurdu.