BT’de dünya markası olmak hayal değil
Bilişim teknolojileri sektörünün dünya ekonomisindeki ortalaması yüzde 2,5 iken Türkiye ortalamasında yüzde 1 oranında. Dolayısıyla Türkiye’nin BT sektöründe dünya ortalamasını yakalayabilmesi için yaklaşık 2,5 katlık büyümeye ihtiyacı var.
ANKAREF’in Genel Müdürü Erhan Binici, Türkiye’nin 2023’e kadar olan 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin büyük kısmının bilgi teknolojileri sektörüyle karşılanacağına ve bunun genç bilişimcilerle başarılabileceğine inandıklarının altını çizerek son dönem çalışmaları hakkında bilgi verdi. Nesnelerin Interneti (IoT) alanında Ar-Ge çalışmalarını yürüten, çip ve kimliklendirme çözümleriyle TOBB ve TEPAV tarafından açıklanan ‘En hızlı büyüyen 100 firma’ listesine 13’üncü sıradan girerek Türkiye’nin en hızlı büyüyen firması olan ANKAREF’in Genel Müdürü Erhan Binici, Türk bilişim sektörünün 70 milyar TL’yi aşan büyüklüğüyle, geleceğin kurgulanmasına katkı sağlarken, sektörün ‘kalifiye eleman’ sıkıntısı yaşadığına dikkat çekerek “Bilişim sektörünün önemli aktörlerine göre, gençler bilişimdeki geleceğe yönelmeli, gelişmeye devam eden bu dev pazara da tam donanımla girmeli” çağrısını yaptı. ODTÜ Teknokent’te faaliyetlerini yürüttüklerini belirten Binici, geleceğin dünyasına yön verecek teknolojilerin üretilmesi konusunda her geçen gün yeni inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının artarak devam ettiğini dile getirerek, “Türkiye’nin bu yeni bilgi ekonomisinde, teknolojiyi üreten ülkeler kategorisine geçmesi, genç bilim insanları ve yenilikçi yeteneklerin artmasıyla sağlanacak. Bilgi teknolojileri sektörünün dünya ekonomisindeki ortalaması yüzde 2,5 iken Türkiye ortalamasında yüzde 1 oranında. Dolayısıyla Türkiye’nin BT sektöründe dünya ortalamasını yakalayabilmesi için yaklaşık 2,5 katlık büyümeye ihtiyacı var. Bilgi teknolojisinde dünya markası haline gelmek Türkiye gibi genç beyinlerin hızla yetiştiği bir ülke için hayal değil ancak sektör yetişmiş, donanımlı eleman sıkıntısı yaşıyor. Bu durumu Türkiye’nin lehine çevirmek genç kuşağın elinde. Gençlerin mutlaka üniversite tercihlerini yaparken, geleceğin dünyasına yön verecek meslek alanlarına yönelmesini ve büyümesini artırarak devam ettiren BT’yi göz önünde bulundurmalarını öneriyorum” açıklamasını yaptı. “Gençlerin geleceği yönlendirecek bölümlerde yetişerek kariyerlerini şekillendirmeleri, ekonomik büyümeyi, istihdamın artmasını ve Türkiye’nin dünya pazarlarında daha da güçlenmesini sağlar” ifadesini kullanan Binici, “Türkiye’nin 2023’e kadar olan 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin büyük kısmının bilgi teknolojileri sektörüyle karşılanacağına inanıyoruz; bu hedef de genç bilişimcilerle yakalanabilir” dedi.
Teknolojiyle uyumlu sergileme yöntemleri, IoT sistemleriyle entegre edilmeli
Binici, teknoloji sektöründeki deneyimlerini kütüphane, arşiv ve müzeler için geliştirdikleri yeni sistemlere aktararak önemli projeleri hayata geçirdiklerini dile getirip konuyla ilgili çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı: Müzeler, gelişen teknolojiye uyum sağlayan güvenlik ve sergileme yöntemleriyle varlığını koruyabilir. Gelecekte IoT sistemlerinin her alanda yaygınlaşacak olmasının en önemli faydalarından biri; kültürel mirasımızı koruma ve sergileme yöntemlerinin geliştirilmesi yönünde olacak. TÜİK’in açıkladığı son rakamlara göre 2014 yılında müzelerimizi 29 milyon 799 bin kişi ziyaret etmiş. Bu sayı geçmişe göre artmış durumda. Fakat kültürel mirasımız dikkate alındığında daha fazla potansiyele sahip olduğumuz bir gerçek. Teknolojiyle uyumlu sergileme yöntemlerini IoT sistemleriyle entegre etmeli, aynı zamanda bu çok önemli eserlerin hak ettiği korumayı sağlamalıyız. Son yıllarda hem kamu hem de özel sektörün kültürel eserler ve müzelerin korunmasına dair ciddi çalışmalar yaptığını gözlemliyoruz. Bu hem turizm hem de teknoloji sektörü açısından çok yönlü bir kalkınma sağlar. Teknolojiyle uyumlu sergilemeler kadar, yeni nesil akıllı depolama sistemlerinin, sensör izleme, hassas iklimlendirme, yangın önleme ve söndürme gibi çözümlerin Türkiye genelindeki tüm müzelerde yaygınlaştırılması gerekiyor. Sadece sahip olduğumuz eserlerle övünmek yerine onları koruyup geleceğe aktarmak konusunda da üzerimize düşeni yapmalıyız.”
Otelcilik sektöründe de varız
Demirbaş takibinin bütün kuruluşlar için önem taşıdığını kaydeden Erhan Binici, “Özellikle envanter sayısı büyük olan kuruluşlarda bu takibin çağın gereklerine uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi verimliliği artıran unsurlardan biri. ANKAREF, bu anlayış çerçevesinde geliştirdiği UHF RFID tabanlı sistemlerle etkin bir demirbaş takibi sağlıyor ve sayım işlemlerinin çok kısa sürede ve hatasız olarak gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor. Demirbaş takibi konusunda özel çözümler de sunuyoruz. IoT’nin bir alt bileşeni olan RFID teknolojisinin sunduğu tüm kolaylıkları demirbaş takip süreçlerinde kullanıyoruz. Bu alanda en fazla referansa sahip firmalardan biri olduğumuzu söyleyebilirim” şeklinde konuştu. Demirbaş takibinin hem kamu hem de özel sektörde yapılmak zorunda olduğuna dikkat çeken Binici, şunları kaydetti: “Demirbaş takibi tüm sektörlerde gerekli fakat bu alanda sunulan çözümler sektörlerin özelliklerine göre şekillendirilmeli. Biz de sistemlerimizi bu anlayışla geliştiriyoruz ama hangi sektöre sunarsak sunalım, sistemlerimiz pratikleşen iş süreçleri ve artan iş verimliliği sağlıyor. Demirbaş sayısı, çeşitliliği ve hareketliliği çok yüksek olan otelcilik sektöründe sunduğumuz çözümler de bu sektöre has gereklilikleri içinde barındırıyor. Oteller müşterilerine kesintisiz hizmet verirken, demirbaş takip ve sayım işlemlerini de gerçekleştiriyorlar. Anlık takibe imkân veren yapısıyla otelcilik sektörünün hızına uygun bir sistem geliştirdik.”