BT projelerinde mavi okyanus
Rekabetin yoğun olduğu iş dünyasında geleneksel strateji kırmızıdır. Pazar bir bakıma savaş yeridir ve rakip şirketlerle şiddetli çatışmaların yaşandığı alandır. Bu alanda daha varsa yer sahibi olmak, daha fazla kar, daha fazla müşteri ve daha fazla kaynak demektir. Bu çatışmalar nedeniyle pazar kan rengidir, yani kırmızıdır.
2005 yılında Harvard Business Review’da yayınlanan bir makaleyi esas alan strateji profesörleri W. Chan Kim ve Renee Mauborgn Mavi Okyanus Stratejisi adında bir kitap yazar. Kitapta kısıtlı pazar paylarında kan kaybetmektense, şirketlerin kendi alanlarını oluşturabilecek inovasyonlara yönelmeleri gerektiği anlatılır. Kırmızı renk bilineni ifade ederken mavi okyanus bilinmeyeni, keşfedilmemiş olanı ifade eder. Mavi okyanus, yeni pazarlar, şirketler ve hatta sektörlerden oluşur.
Mavi okyanusta şirketler kendilerine rekabet edilemez bir boşluk oluşturur ve orada varlığının bir parçasını sürdürürler. Böylece rekabeti anlamsızlaştırıp, pazarın varlığı ile talepleri kendiliğinden oluştururlar. Bu stratejiyle kendine yeni boyut açan ünlü bir kahve markası, “meğer Türkler ne çok kahve içmeyi severmiş” dedirtmeyi başardı bile. “Benim kahvem daha güzel kavrulmuştur” diyerek klasik rekabet dünyasına girmeden, kahve içme mekânları oluşturup, cazibeli hale getirince mavi okyanusun dünyasına girmiş oldu.
Günümüzde yeni bir pazar oluşturmak ütopik derecede zor olabilir. İnsanların henüz böylesi bir şeye gereksinimleri olup olmadığını bilmedikleri bir dönemde, onların yerine düşünüp onlara bu hizmeti sunmak ileri bir vizyon ve cesaret gerektirir. Ancak bilişim dünyasında bu pazarı oluşturmak diğer dünyalara göre daha kolay olabilir. Teknolojinin hızla gelişmesi, internetin artık her an ulaşılabilir olması, donanımların hızlanması yeni mavi okyanuslar için bulunmaz fırsatlar sunmakta. Fırsatları yakalamayı düşünüyorsanız, mavi okyanusa açılmadınız demektir. Fırsatları oluşturuyorsanız mavi okyanustasınızdır.