BT stratejileri merkeziyetsiz yapıya doğru evriliyor
Aruba Türkiye, Kazakistan, Karpatlar Ülke Müdürü Ersin Uyar, doğru soruyu sormak gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti: “Özellikle üretilen veri içerisinde sizin hayatınızı kolaylaştıracak husus nedir? Sizin hayatınızı kolaylaştıracak doğru soruyu sorduğunuzda, o veri setinin gerçek anlamda korelasyonundan alacağınız raporların bir anlamı oluyor. Çünkü ne kadar çok veriye ulaşırsak o kadar hızlı ve doğru karar veriyoruz.”
27 yıldır sektörün içinde olduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan Ersin Uyar, “Bunun son 10 yılı; mavi HP ile başlayan sonra yeşil HP’ye dönüşen, sonrasında da Aruba satın almasıyla da, Aruba iş birimi yöneticiliğini 8 yıldır yapmakla geçiyor” dedi. Uyar, ‘Edge/uç-sınır bilişim’den bahsederek Aruba’da gerçekleştirdikleri şu çalışmaları paylaştı: “Teknoloji ve BT stratejilerinin, özellikle merkeziyetsiz yapı üzerine kurulduğunu ve oraya doğru evrildiğini hepimiz görmekteyiz. Aruba genelde Ankara camiasında sadece kablosuz network/ağ yapısı olarak bilinir ama süreç şöyle işledi: 2003 yılında kurulan, 2015 yılına kadar özellikle iPhone’nun da hayatımıza girmesiyle o ‘kendi cihazını getir’ dediğimiz, akabinde bir tarafta da ciddi anlamda ‘IoT’nin de gündeme gelmesiyle beraber kullanıcı deneyimlerini yukarıya doğru taşıdı. Bununla beraber kablolu ağı da kendi tarafında farklı noktalara taşıyan bir üretici konumunda oldu. Son dönemlerde SD-WAN satın aldığı şirketlerle artık o da; ağ platformunda hem Türkiye’de hem dünyada iyi bir oyuncu pozisyonunda.” “BT’nin bir sonraki kritik aşamasını sizler çok iyi yaşıyorsunuz” diyen Uyar, “Verinin ne kadar değerli olduğunu, özellikle kritik kararların alınmasında ne kadar büyük önem arz ettiğini, bu veri setlerin yorumlanmasının ne kadar kıymetli olduğunu söylemeye gerek yok. Buradaki eğilimin; iş süreçlerinin devamlılığını sağlamak, iş süreçlerinin hızının artık ‘edge/uç-sınır bilişim’ tarafında yani akıllı kenarlarda nasıl önem kazandığını konuşmak gerekirse Gartner’ın, IDC’nin farklı bağımsız kurumların yaptığı araştırmalara bakmak lazım. Ciddi anlamda IoT ekipman artışı var. Ağlarımızda artık IP adresi alan, farklı farklı ekipmanlar mevcut. Bu cihazların 2022’de 55 milyar adet olduğu söyleniyor. 2023’te belki bu sayı 60-70 milyarlara ulaşmış olabilir diye düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.
Akıllı telefonlarımızla, akıllı bilekliklerimizle yürüyen birer sensörüz…
“Yüksek çözünürlüklü kameralardan tutun, farklı farklı ürünlere ki bizler de buna dahiliz; akıllı telefonlarımızla, akıllı bilekliklerimizle yürüyen birer sensörüz. Sürekli veri üretiyoruz” değerlendirmesinde bulunarak konuşmasına devam eden Uyar, “Veri ürettiğimiz platformda da bizler için artık uç noktalarda karar vermenin, uç noktalarda bazı hususlara değinmenin ne kadar kıymetli olduğu, ‘edge’in bir taraftan öneminden bahsederken artık kararların anlık olarak alınması ve uygulanması, bunların ölçeklenebilir bir hal alması gündeme geliyor. Sadece anlık olarak karar almaktan değil uç tarafta bununla beraber aynı zamanda sağlıklı bir şekilde büyüyebilir bir ağdan söz ediyoruz. Bunun yanı sıra kuruma katacağı değerden, çok fazla veri artışından bahsediyoruz. ‘Büyük Veri’ diye verinin arttığı platformlarda hep şunu söylüyorum; ‘Big Data/Büyük Veri’ değil de ‘Big Question’ gibi” dedi. Ersin Uyar, doğru soruyu sormak gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti: “Özellikle üretilen veri içerisinde sizin hayatınızı kolaylaştıracak husus nedir? Sizin hayatınızı kolaylaştıracak doğru soruyu sorduğunuzda, o veri setinin gerçek anlamda korelasyonundan alacağınız raporların bir anlamı oluyor. Çünkü ne kadar çok veriye ulaşırsak o kadar hızlı ve doğru karar veriyoruz. Uç taraflarda bu kadar çok veriyi almak, bu kadar çok veriyi bir şekilde ‘edge’nin içerisine kabul etmek için mutlak surette bir bağlantının sağlanması, bu sağlanırken de son dönemlerde gündeme gelen ‘Zero Trust/Sıfır Güven’ dediğimiz; ‘her zaman sorgula, kimseye güvenme, her daim doğrula ve sorgula’ durumu büyük önem taşıyor. Altyapı ile beraber bunu da mutlak surette gündemde tutmak gerektiği aşikâr.”
BT sektöründeki en büyük sıkıntı; kaynak sıkıntısı
Uyar, “Özellikle yeni BT operasyon modellerinde gerçek anlamda hangi platformdan gelirse gelsin kişinin ilgili ağa bağlanması, bunların sürekli olarak monitör edilmesi, bunları yaparken mutlak surette analitik bilgilerin oluşturulması, gözlemlenmesi ve proaktif olarak da bunların raporlanması çok büyük önem arz ediyor” değerlendirmesini yaptı. “Özellikle Gençlik Spor Merkezi, Gençlik ve Spor Bakanlığı dahilinde birçok yerde şunu gözlemliyorum” ifadesini kullanan Uyar, şunları aktardı: “BT sektöründeki en büyük sıkıntı; kaynak sıkıntısı. Siz her yere mutlak surette BT yöneticisi atayamıyorsunuz. Böyle bir platformda da kuracağınız altyapının öyle akıllı olması gerekiyor ki akıllı olan şebekeler bir bakıma bir şeylere kendileri karar vermeliler. Kendileri tedbir almalılar. Bu platformlarda da özellikle ‘edge’ teknolojilerinin üst standartta olmasının faydası şu: Gerçek manada yaşanılacak olan problemleri, sizlerin de yakından çalıştığı o makinelerin öğrenmesi, yapay zekâ öğrenmesi ki ben bunlara hep öğrenen şebekeler diyorum. Sürekli öğreniyorlar, sürekli fotoğrafını çekiyorlar. Gördükleri sıkıntıları da anlık olarak raporlayabiliyorlar ki bu tür altyapılar raporlamanın dışında aktif olarak kendi çözümünü de üretebiliyor. Bazı şeyleri ‘edge’de çözmek hepimizin hayatını kolaylaştırıyor. Bu farklı platformlarda farklı ortamlarda ortak platformun ne kadar kıymetli olduğundan bahsediyoruz ve hemen hemen her sektörde farklı kullanıcı deneyimleri yarattığımızı da düşünüyoruz.”
Verinin reaksiyon zamanı ne kadar kısaysa oradaki veri işleme de o kadar kısa oluyor
Son dönemde hibrit çalışma yöntemlerinin hayatımıza girdiğini dile getiren Ersin Uyar, “Ben ona mekân bağımsız diyorum. Oradaki deneyimleri kusursuz hale getirmek, hem kullanıcı için hem de BT tarafındaki yöneticiler için ‘edge’ platformunda uyumlu hale getirmek kıymetli. Formula yarışlarıyla ilgilenenler varsa onların ilgisini çekecektir. ‘Edge’; kenar tarafta alınan kararların, kenar tarafta yapılan çalışmaların ehemmiyetine güzel bir örnek. Mercedes, Formula yarışlarında veri merkezi çözümünü kendi merkezinde toplanan sensörlerden, kendi merkezinde yorumluyor. Buna göre pilota belli bilgiler gönderiyor. Pilotu, aracı kullanırken doğru hamleler yapması için yönlendiriyor. Mercedes son dönemlerde bu veri merkezini; arkadaşlarının olduğu stadın dışına, bir kamyon içerisine koyuyor. Burada yaklaşık olarak üretilen sensörlerden gelen bilginin mili saniye cinsinden her lab’de bir avantaj sağladığını görüyor. 30-40 lab’de bu milisaniyelere çıktığında da son dönemde 7 tane yarışı bu şekilde kazandığını söylüyor. Uçta çözerek, uçta bu bilgiyi alarak, yorumlayarak, veri merkezine göndermeden hareket ederek… Bu kıymetli bir bilgi bizim için. Bunu hemen hemen her platformda dillendiriyoruz. Veriyi işlerken verinin yükü ne kadar çok olursa olsun, mutlak surette bizim için önemli olan; verinin reaksiyon zamanı ne kadar kısa olursa oradaki veri işleme de o kadar kısa oluyor. Burada amaç, veriyi çok fazla almak, çok kısa sürede de bir şekilde bu veriden fayda sağlamak. Bunların ağ altyapısında çok aktif olarak kullanıldığını gözlemliyoruz. Bu da kıymetli bir sayfa bizim için. Biz ‘edge’ derken sadece ağ tarafından bahsetmiyoruz. Bir tarafta sunucu oluyor, ‘storage’ tarafı oluyor. Bunun için farklı iş ortaklıkları da yapıyoruz; AMD, Intel ile. Bunları da artık HP olarak Türkiye’de ve dünyada ‘as a service’ olarak vermeye başladık. Hem finansal servisler hem proje yönetimi hem de ‘as a services’ modellerini Türkiye’de uygular hale geldiğimizin altını çizmek isterim. Bizim için kıymetli olan artık ‘edge’ teknolojilerinin; süreci farklı bir noktaya taşıdığı, birçok şeye artık kenarlarda karar verildiği… Bu kenarlarda karar verilen verinin de anlamlandırılması için de doğru platformun sağlanmasının önem arz ettiğini ifade etmek isterim.”