BThaber CxO Yuvarlak Masa Konuk Konuşmacı – Yönetim Danışmanı Zeynep Altuntaş: “DUYGUSAL ZEKAYI CEPTE TUTUN”
“Bizim jenerasyon birçok çalışmayı gönüllü yapıyordu. Yeniler yapmıyor, büyütülme şekillerinden dolayı zorluklarla başa çıkma kapasiteleri düşük. Elimizde avucumuzda ne varsa çocuğumuza verelim mantığıyla çok iyi niyetle yapılmış davranışların sonucu bunlar. Sehpaya çarptıklarında sehpalar dövüldü. Doğal olarak yeni jenerasyonda sorumluluk, inisiyatif almama, zorlukla karşılaştığında hemen istifa etme gibi durumlar ortaya çıktı. Tabii ki yöneticileri çok zorluyor bu davranışlar. İnsanı da buluta taşısak çok daha mı rahat olurdu? diye düşünüyor insan ama tabii ki mümkün değil. Yöneticilik günümüzde en temelde psikoloji bilgisi gerektiren bir şeye dönüşmeye başladı.
Jenerasyon değişince, davranış şekilleri de kültürü yerinden oynatmaya başladı. Alışkanlıklar değişmeye başladı. Eskiden emek/maaş dengesi vardı. Yeni jenerasyon şunu diyor: Niye bu emeği bu şirkette ortaya koyayım? Kurumsal iş hayatıma 99’da girdim. Genel müdür arada bir gördüğümüz biriydi. Şimdi ise iletişimin boyutları bambaşka bir noktaya taşındı. Artık duygusal emek sarf etmeyi bizim kadar iyi yapabilen bir kitle yok karşımızda. İşi yönetme noktasında bağ kurmak için biraz daha duygulara temasa ihtiyaç var. Pek çok sektör artık yatkın duygusal temasa. Ama ben kültür açısından söyleyeyim, hangi sektörde çalışırsanız çalışın, biz duygulara temasla büyütülmüyoruz. Biz durumları, halleri sorarız. ‘Nasılsınız?’ derler, ‘Yuvarlanıp gidiyoruz’ deriz. Kendimizi anlatma şekillerimiz de bu. Çocuğunuz varsa büyük şans ve küçük yaşlardaysa özellikle çok rahat konuşmayı çocuktan öğrenebilirsiniz. Çünkü onlar bizimle engellenmiyorlar. Büyütürken dikkat edin, bizi frenleyen sistemler vardı. ‘Kendini ortaya çok serme, bunu sana karşı kullanırlar’ denir. İnsan bir duygu topağı. Duygularını kontrol etmek değil, ortama göre davranışını kontrol etmekle yükümlü. Duygularını bastırabilir ama sonra mutlaka o duyguyu dışa vurma zorunluluğu var. Yöneticinin de bu yeni ve duygusal emek sarf etmek konusunda istekli olmayan jenerasyonu yönetirken bağ kurma aşamasında duygusal bir farkındalığa ihtiyacı var. En basit psikolog tavsiyesi şu olabilir: Günün Z raporunu alıyorsunuzdur akşamları, bugün ne oldu, ne bitti, ne yaşandı diye. Başlarda bir şey hissetmeseniz bile zamanla fark edersiniz, duygu geçişi olur. Farkına varıyor muyum ona bakmam lazım. Farkına varmıyorsam yaşadığım korku hem işe hem eve yansıyabilir. Sonra oturup düşünüyoruz niye kimse bizi anlamıyor tam olarak diye. Özünde en temelinde işin duygusal zeka boyutunu cepte tutmakta fayda var. Çünkü bu dünya sadece IT ile yaşanacak bir dünya değil.”