BTK, TTNET, Phorm ve hukuksuzluk
Biliyorsunuz, bu köşede daha önce de TTNET’in şaibeli Phorm şirketiyle anlaşarak başlattığı ve internet omurgasına DPI (derin veri sorgulama) sistemini gömerek kullanıcıların kişisel verilerini izlemeye imkan tanıyan Gezinti adlı uygulamasından bahsetmiştim (http://goo.gl/FNEPU; http://goo.gl/52D5p). Alternatif Bilişim Derneği’nin kampanyaları (http://enphormasyon.org/), TTNET ve Phorm hakkında suç duyurusunda bulunması (http://goo.gl/09Gar) sayesinde BTK’nın soruşturma başlatmasından (http://goo.gl/W7Bd8) da söz etmiştim (http://goo.gl/ZrdN0).
Benzeri hukuki gelişmeler, Phorm’un Türkiye dışında faaliyette bulunduğu Romanya ve Brezilya’da da gündeme gelmiş, Romanya’da şirketin faaliyetleri durdurulmuş; Brezilya’da yeni çıkan internet kullanıcı hakları düzenlemesiyle (Marco da Civil) Phorm uygulamaları hukuksuz hale gelmişti. BTK’nın soruşturması nihayet ülkemizde yeterli koruma altında bulunmayan kişisel verilerimizin korunacağı umudunu verdiyse de şimdilik bu umut boşa çıkmış görünüyor. Çünkü BTK üç ay içinde sonuçlandıracağı sözünü verdiği soruşturmayı hala bitirmedi. TTNET soruşturma sonucunda durdurduğu Gezinti servisini yeniden uygulamaya alacağını bildirdi; bu arada Alexa verilerine göre Phorm’un yurt dışındaki oix.net sunucularına veri akışı, soruşturma çerçevesinde yasaklanmasına rağmen hala devam ediyor (http://goo.gl/D1f7L). Yani açıkça suç işleniyor. Yine soruşturma kapsamında TTNET’in elindeki verileri silmesi gerekmesine rağmen bunu yapıp yapmadığını bilmiyoruz. BTK’nın sorumluluğu ele alıp bu gidişe bir son vermesi gerek.
Bu açıkça hukuksuz durumun bir an önce sona ermesi; gerektiği gibi soruşturmanın kişisel verilerin korunması ilkesi çerçevesinde sona erdirilmesi, kararın açıklanması ve bu gayri meşru uygulamanın AB kişisel veri düzenlemeleri temelinde bir an önce tamamen durdurulması gerekiyor. Zira Phorm’un Avrupa’dan kovulmasının nedeni tam da bu ilkeler. Biz de aday ülke statüsünde bu düzenlemeleri uygulama sözü vermiş bir ülkeyiz.
Eğer BTK bu soruşturmayı söz konusu ilkeleri çiğneyerek kullanıcı hakları aleyhine sonuçlandırıp gayrimeşru TTNET – Phorm işbirliğinin önünü açarsa, Türkiye’nin bir kişisel veriler cehennemi olduğunu resmen ilan etmiş olacak. Zira bu şirketin faaliyette bulunabildiği tek ülke Türkiye olacak. Bu durum, aynı zamanda Phorm uygulamalarının devlet destekli olmasına yönelik İngiltere’de getirilen eleştirilerin ülkemiz için bir nevi doğrulaması da sayılacak. Bu eleştirilere göre, devlet Phorm’un DPI uygulamalarını internet hizmet sağlayıcılara dayatıyor, çünkü reklam optimizasyonu maskesi altında vatandaşlarının kişisel verilerine hukuksuz bir biçimde erişebilmek için arka kapılara sahip oluyor. Üstelik TTNET dışında başka seçeneğin bulunmadığı, rekabet ilkelerinin fiilen işlemediği bir ülkede bu kuşkular daha da gerçeklik kazanıyor.
Phorm şirketinin tamamen dezenformasyona dayanan kampanyalarından ise hiç söz etmiyorum. Çünkü bu kampanyalar akıl ve mantık sınırlarını aşalı çok oldu. Kendilerine karşı çıkan herkesi Google için çalışmakla suçlayacak kadar zorladılar sınırlarını. Meraklısı, Phorm’un, Çevrimiçi Davranışsal Reklamcılık (Online Behavioural Advertising) uygulamaları içinde tek seçenek olmadığını, dahası bu seçeneklerin en kötüsü ve en hukuksuzu olduğunu Alternatif Bilişim Derneği’nin ilgili görüşlerine bakarak görebilir (http://goo.gl/YYggq). Yani Phorm reklamcılar için de akıllıca bir seçenek değil. Reklam sektörü faaliyetlerini hukuk sınırları içinde yürütmek zorunda. Geriye kişisel verilere izinsiz ve gizlice erişme kolaylığından başka bir şey kalmıyor.
BTK bütün bu şaibenin altında kalmak istemez diye umuyorum. O yüzden söz konusu soruşturmanın söz verildiği gibi sonuçlandırılmasını ve bu sonucun bir hukuk devletine yakışır bir şekilde kullanıcılar lehine olmasını bekliyorum.