Bu devirde tercih ‘işi uzmanına bırakmak’ halini alıyor
Pandemi ve kurdaki dalgalanmalar paralelinde her sektörden her ölçekte firma BT yatırımlarını yeniden değerlendirme noktasına geldi. Bu adımlar, ‘yönetilen hizmetler’ tarafına yönelimi öne çıkarttı. Bu arada, etkisi biraz olsun azalsa da varlığını hissettirmeyi sürdüren pandeminin sonucu olarak yeni normal ile öne çıkan hibrit iş hayatı, kurumsal bilgi güvenliğini ve iş sürekliliğini de yatırımların merkezine taşıyor. Uzaktan çalışma ve son kullanıcı güvenliği ile ilgili yatırımların, siber güvenlik ürünlerine ilgiyi artırdığı gerçeğine dikkat çeken Telcoset CTO’su Serdar Balık’ın belirttiği gibi, operasyonları sadeleştirmek ve kolaylaştırmak için firmalar veri merkezlerini de özel buluta taşıdı.
Gelinen noktada yatırımlarda öncelik, sadece zorunlu alımları yapma yönünde bir eğilimi beraberinde getiriyor. Ancak, Serdar Balık’ın hatırlattığı üzere, aynı anda global çip krizi sebebi ile ürün tedarik süreleri de uzamış durumda. Bu nedenle oluşacak ihtiyaçları artık çok daha önce belirleme ihtiyacı ortaya çıktı. “Birçok firma sene sonunda yapmayı planladıkları yatırımlar için şu anda siparişlerini vermek zorunda kalıyorlar” saptamasını yapan Serdar Balık, önemli bir gerçeğe işaret etti. Buna göre, global çip krizi maalesef tüm BT üreticilerinin tedarik zincirini ciddi şekilde etkiliyor ve donanım tedariği de birçok projenin en kritik konusu haline geldi. Bu şartlar karşısında, “Müşterilerimizin ihtiyaçlarını belirlerken, tedarik süresi göreceli olarak daha kısa olan çözümlere ya da bulut platformlarına yönlendirmeye çalışıyoruz” yorumunu yapan Serdar Balık, sorularımızı yanıtladı:
Yönetilen hizmetlere yönelik ilgide nasıl bir gelişim var? Her sektörde her ölçekte şirket bu tarz bir desteği almaya nasıl bakıyor?
2020’den bu yana özellikle pandeminin de etkisiyle yönetilen hizmetler tarafında ciddi bir müşteri ilgisini görüyoruz. Hem rakip firmalarda hem bizde belli bir yoğunlaşma oluştu, hizmet kalitesi ve yönetimi, teknik operasyonlar anlamında belirli bir seviyede servis alma isteği müşterilerden geliyor. Dolayısı ile biz de kendimizde hem yönetilen hizmetler organizasyonumuzda hem süreçlerimizde bir takım güncellemeler yaptık. Talep kesinlikle arttı. 2010’larda başlayan süreç, pandemi ve uzaktan çalışma sisteminin oturması ve işlerliğinin anlaşılması ile firmalarda BT tarafında bu tarz yatırımları arttırdı ve hızlandırdı. Bir de Türkiye’ye özel olarak kaynak eksikliği durumu söz konusu oldu. Yani firmalardan ayrılanlar, yurtdışına gidenler sebebiyle yedeklilik sağlamanın hali hazırda zor olduğu ortamda firmaların da en azından günlük BT operasyonlarını, yönetilen hizmetler olarak entegratörlere devretmeleri sürecini başlattı. Kendileri daha çok kontak yönetimi, kapasite yönetimi ve projeler noktasında aktif olup, günlük operasyonlarını ise belirli KPI’lar üzerinden takip edilmek üzere bizim ekiplerimize teslim ettiler.
Lokal regülasyonlara rağmen bulut projelerine olan ilgiyi nasıl açıklayabilirsiniz?
Lokal regülasyonlara rağmen kurumsal pazarda müşteriler özellikle e-posta, yedekleme servisleri, yazılım geliştirme servisleri gibi iş ihtiyaçlarını buluttan karşılamaya başladılar. Pandemi süreci, çalışma şartlarından yaşam standartlarına her şeyi değiştirdi. Pandemi, sanayinin yavaşlamasına ve talebin ani artışı ile birlikte teknolojik ürünlerde çip talebinin karşılanamamasına yol açtı. İş dünyası ise çareyi bulut sistemlerinde buldu. Pandeminin etkileri ile birlikte uzaktan çalışma, kalıcı bir trend haline geldi. Sağlık tedbirleri nedeniyle bir arada çalışmanın getirdiği risk, koşulların yeniden düzenlenmesi ihtiyacını doğurdu. Fiziki olarak yan yana bulunmak giderek zorlaşırken; iş dünyası çalışmanın ve üretimin sürdürülebilirliği için çözüm arayışına girişti. Dijital dönüşümde bulut bilişim teknolojileri şirketlerin imdadına yetişerek, işlerin devam etmesinde önemli rol oynadı. Çalışma düzenine esneklik getiren ve verimliliği maksimize eden bulut çözümleri, pandemi döneminde şirketlerin göz bebeği olmayı sürdürüyor.
Uzaktan çalışma ile birlikte siber güvenlik gereklilikleri de değişerek arttı, değil mi?
Piyasada, özellikle network ve sistem tarafında belirli bir hacim vardı, güvenlik tarafının daha fazla arttığını görüyoruz. Güvenlikte çok farklı üreticiler ve farklı çözümler var. Türkiye’de, bu çözümleri tek elden verebilen, bütün bunların arasındaki ilişkileri entegrasyonları bilip, günlük operasyonları yönetebilecek firma eksikliği var. Biz ise bu tarafta konsantreyiz, bir güvenlik operasyon merkezi (SOC) açmadık ama SOC’lar ile entegre şekilde çalışarak, onlardan gelen kayıtları müşterinin sistemlerinde ve ilgili entegre sistemlerde güncelleyerek, uçtan uca bir çözüm sunuyoruz. Müşterilerde bunun ilgi çektiğini de görüyoruz. Bu sebeple bu taraftaki konsantrasyonumuz da devam edecek. Farklı bileşenler; IPS, firewall, web uygulaması güvenlik duvarı (WAF), DDoS, ağ erişim kontrolü (NAC), veri kaybı önleme yazılımı (DLP), ayrıcalıklı erişim yönetimi (PAM), güvenli giriş katmanı (SSL) gibi birçok yapı tek bir yerden yönetiliyor. Bu da geliştirdiğimiz ve daha de büyüteceğimiz stratejik bir alan olarak duruyor.
Öncelikleriniz neler?
Telcoset olarak müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerimizi de oluşan yeni ihtiyaçlara karşılık verebilmesi için geliştiriyoruz ve yeni hizmet modelleri oluşturuyoruz. Servis, siber güvenlik ve veri merkezi altyapı tarafında sunduğumuz hizmetleri günümüz ihtiyaçlarına göre güncellemeye ve müşterilerimize sunmaya devam ediyoruz. Bu amaçla yönetilen hizmetler ekibimizi genişlettik, siber güvenlik alanındaki yetkinliğimizi de uzman kadromuzu ve iş ortakları ağımızı genişleterek arttırıyoruz.