Bu finansal güç ve vizyon KOBİ’lere özel!
Türk ekonomisinin temelini oluşturan KOBİ’leri ve onların finansal gücünü pekiştirmeyi hedefleyen Paraşüt'te hedef net: Temel finansal süreç yönetim araçlarını birbiri ile konuşan yazılımlardan okuyan bir ekosistem sunarak, bunu sürekli geliştirmek.KOBİ’ler ekonominin temeli, ama konu BT harcamaları olduğunda, büyük ölçekli şirketlerle aralarında büyük farklar var. Bu da, yatırım dağılımında eşitsizlik, daha doğrusu KOBİ’lerde BT’ye daha az yatırım sonucunu beraberinde getiriyor, doğal olarak şirketlerin büyümesini sınırlıyor, etkili çalışma kapasitesinin önüne geçiyor. “Pazarın yüzde 99’u BT’ye daha az yatırım yapıyor ve bu, sadece Türkiye’deki kurumsal hayatta değil, küresel bazda da benzer bir sorunu ortaya koyuyor” yorumunu yapan Paraşüt kurucu ortaklarından Sean Yu’ya, bir diğer kurucu ortak Andaç Türkmen de “Tüm ülkelerde KOBİ’ler ve büyük ölçekli şirketler arasında bu tarz bir yatırım eksikliği sorunu var. Ayrıca, insanlar donanım alıyor, ama yazılım olmadan bu donanım ne kadar işe yarar? Şirketlerin buluta ne kadar hazır oldukları da bir soru işareti” eklemesini yaptı. Paraşüt kurucu ortaklarından Fahri Özkaramanlı’nın da belirttiği gibi, KOBİ’lerin çoğunluğu internete sahip, ama yazılım kullanmıyor, buluta hazırlar ama bulut tabanlı yazılım kullanmıyorlar. Paraşüt ekibine göre, işte bu tablo, önemli bir fırsat noktası. Edinilebilir, kullanımı kolay çözümleri KOBİ’lere ulaştırmaya öncelik vermek, karşılığında ekonomik performansın bir bütün olarak gelişmesini sağlamak ise bu yolda öncelik. Detayları üç kurucu ortakla konuştuk:
KOBİ’lere nasıl bir fayda sağlıyorsunuz?
Sean Yu: KOBİ pazarı büyük bir pazar ve mikro iş kanalından biraz daha farklı. KOBİ’lerin BT yatırımları çok düşük. Ciro bazında yaptıkları harcamalar da doğal olarak büyük ölçekli şirketlerin harcamalarının çok altında. Ama geldiğimiz noktada teknoloji, her bütçe ve ölçekteki şirket için erişilebilir durumda. BT yatırımlarının dinamikleri ve BT’yi tüketme alışkanlıklarına baktığımızda, bulut bilişim sayesinde köklü bir değişim görüyoruz. Çünkü artık KOBİ’lerin büyük BT yatırımları yapma zorunluluğu, bunları yapma gücü yoksa da BT’siz yola devam etme sıkıntıları yok. Bir taraftan da 6-8 ayda bir kendini yenileyen teknoloji gerçeği karşısında, bu tarz yatırımları yapmanın yüksek maliyeti ve ne kadar etkili olduğu da tartışılır hale geliyor. Biz sunucuyu, BT ekibini dış kaynak olarak sunuyor, abonelik modeli ile ilerliyor ve yazılımlarımızı sürekli güncelliyor, yeniliyoruz.
Andaç Türkmen: Bu stratejimiz SaaS yapısının temelini oluşturuyor. Biz hizmeti ve altyapıyı sunuyoruz, teknolojiyi değil. Bunu bir araç olarak kullanıyoruz. Bu amaçla kendi teknolojimizi ve kendi araçlarımızı inşa ediyor, son kullanıcının beklentilerinin karşılanmasını sağlıyoruz. Altyapının güncellenmesi ve geliştirilmesi gibi başlıklar bizim sorumluluğumuz. Bunları sunarak, onların işlerine odaklanmasını sağlıyoruz. Çok farklı ihtiyaçlar her bir KOBİ’de kendini gösteriyor. Biz ise ortak ihtiyaçları saptamaya öncelik veriyor, bunları karşılıyoruz. İhtiyaçlarda ortak noktayı bulup doğru çözümle adreslemek önceliğimiz.
Nasıl bir strateji ile ilerliyorsunuz?
Sean Yu: ‘Anadolu’daki KOBİ’ler teknoloji yatırımı yapmıyor’ şikayetlerini hep duyarız. Oysa en yeni mobil cihazları kullanıyorlar. Ama konu iş için teknoloji kullanmak olduğunda, bu teknolojiyi de sunabilmeniz gerek. Birçoğu sosyal medya kullanıcısı ama iş hayatında bulut teknolojisini nasıl kullanmaları gerektiğini, bunların işlerine nasıl yararlı olacağını bilmiyorlar. Oysa onlara doğru çözümleri sunarsanız, onlar da bunları kullanmaya istekli olur, bu çok net.
Fahri Özkaramanlı: Birçok KOBİ’nin bireysel cihazlar ve sosyal medya kullanıcılığı ışığında yazılımları tasarlarsak, onların sosyal medya kullanırkenki rahatlığını ve bu arada işlerini yürütmelerini sağlarsak, KOBİ’lerin de iş odaklı yazılım ve uygulama farkındalığı pekişir. Bu strateji ile ilerliyoruz. Yazılım tasarlarken önceliğimiz; onlara kullanım kolaylığı ve işlevsellik sunmak. Arayüzlerde sosyal medyada alışkın oldukları yönlendirmeleri ve ekran görüntüsünü kullanmaya bu nedenle önem veriyoruz. Kullanıcı dostu yapı bu yönüyle bizim için önemli. Gmail veya Facebook hesabına erişim gibi bir kolaylık, uygulamanın benimseme hızını güçlendiriyor.
Andaç Türkmen: Faydayı maksimize etmek herkesin önceliği. Biz de bu faydayı sürekliliği olan bir yapı çerçevesinde sunuyoruz. Birçok insan farkında olmadan bulut kullanıcısı. Güvenlik başta olmak üzere birçok soruyu bizlere yöneltiyorlar. Alışkanlığın gelişimi biraz zaman alacak ve bizim hassasiyetle üzerinde durduğumuz konu da marka gücümüz ve açık iletişim yetkinliğimiz. Bu ikisinin doğru birleşimi, güveni beraberinde getiriyor. Kullanıcı deneyimini sürekli ve bütünsel olarak kontrol etmeye bu nedenle büyük önem veriyoruz.
e-Fatura ve e-Ticaret entegrasyonu gibi çözümlerde konumunuz nasıl şekilleniyor?
Sean Yu: Tüm iş süreçlerinde kağıt işlerini minimize etmek istedik. Bu hedefimiz iş yönetiminde de kolaylık ve takip edilebilirlik demek. Artık her adımın dijital, daha hızlı ve daha akıllı olması şart. Bir faturayı dijital dünyada ve uygun sistemle günler değil, posta ile kaybolma riski olmadan saniyeler içinde gönderebilirsiniz. Her ölçekte şirkette iş süreçlerini dijitale taşımak öncelikli hedef. Tüm verileri şirket içinde istediğiniz zaman kullanabilme özgürlüğüne de sahipsiniz. Stok takibi, bilanço ve gelir kontrolü, iş ortakları ile bağlantılar gibi tüm başlıklar sürekli ve kolayca kontrol edilebilir durumda. E-ticaret konusundaki adımlarımızda iş ortaklıkları önemli. İşin devamlılığı için bazı gereklilikler vardır. CRM, İK uygulamaları, operasyon yazılımları gibi… Biz tek alana odaklanıyor, diğer başlıklarda ise en iyilerle işbirliği yapıyoruz. Çünkü doğru entegrasyon, tüm sektörlerde verimliliğin temeli. Küçük bir e-ticaret şirketi olarak, farklı büyük sitelerde konumlansanız bile tüm bu platformlarda sipariş, ödeme ve iade bilgisi gibi detayları takip etmek zor olabilir. Bünyesinde kendi e-mağazanız olan büyük e-ticaret sitesinin tepkisi de kaçınılmaz olur. E-ticaret entegrasyonu ile bir çözüm geliştirmek ve bunun da pazar yeri ekosistemine uygun olmasını hedefledik. Temel süreçlerin optimizasyonu ile daha anlamlı sonuçlar böylece ortaya çıktı. Ama artık e-ticaretin de ötesine bakıyoruz. E-ticaret bir kanal, ama fiziksel satışlarınızı da offline satışlarınızı da Paraşüt ile entegre ederek, bütünsel bir bakış sağlayabiliyoruz.
Andaç Türkmen: Yılbaşı, Sevgililer Günü gibi özel günlerde kat be kat fazla sipariş ve fatura ile karşılaşırsınız. Fatura süreçlerindeki sıkıntılar yüzünden sipariş gönderimleri gecikebilir. Bu noktada da Paraşüt çözümü imdada yetişiyor. Vizyonumuzun temelinde Türk ekonomisinin temelini oluşturan KOBİ’ler var. KOBİ’lerin ayakta kalma süresi önemli ve bu da finansal gücüne bağlı. Yeni kurulan KOBİ’lerde ortalama ömür maksimum 2 yıl. Bunun sebebi ise nakit akışını yönetememeleri. Biz ise onlara finansal operasyonlarını daha iyi yönetebilmeleri için gereken aracı sağlıyoruz. Hedefimiz temel finansal süreç yönetim araçlarını birbiri ile konuşan yazılımlardan okuyan bir ekosistem sunarak sürekli geliştirmek.
Fahri Özkaramanlı: Biz, tek alana odaklı stratejimizi sürdürürken, yetkin iş ortakları ile işbirliklerine yönelmeyi sürdüreceğiz. Bunlar da çözümlerimizin katma değerini pekiştirecek. Herkesin derdi büyük veri ve bu da entegrasyon yetkinliğini gerekli kılıyor. Bu nedenle başından beri açık bir yazılım geliştirmeye önem verdik. İşbirliklerine açık bu yapı ile kullanıcılarımıza daha iyi ve kapsamlı hizmet verebiliyoruz. API’miz ile arka plandaki servislere bağlanmak kolaylık sağlıyor. Böylece farklı servisleri sunabiliyoruz. Üçüncü parti yapılarla işbirliği, sanal POS gibi ödeme yapılarında kolaylığı sunuyoruz.
Bankalarla nasıl bir işbirliği stratejiniz var?
Fahri Özkaramanlı: Tüm bankaların bu tarz girişimlere açık olmak istediğine inanıyoruz. Onlar da bunu yapmaları gerektiğini biliyorlar. Biz ise iki taraf arasında yetkin bir köprü görevi üstleniyoruz. Bankalarla görüşmelerimiz hep devam ediyor.
Andaç Türkmen: Bankalar bu tarz açık uygulamalarla işbirliklerinin öneminin, her şeyi tek başlarına yapamayacaklarının farkında. Onların Ar-Ge ve inovasyon ekipleri bu başlıklarda fırsatları ve işbirliği imkanlarını değerlendiriyor. Bu aslında bankacılık sektöründe küresel bir çaba.
Sean Yu: Türk bankacılık sistemi çok yaratıcı ve çok güçlü. Küresel bazda kimse geride kalmayı istemiyor. Bu sadece bankacılık sektörü değil, ülke ekonomisi ve inovasyon yetkinliği için de çok önemli. Düzenlemelerin de bu paralelde yenilenmesi gerek. Düzenleyici kurumlar bilinmeyenden korkmak yerine, bunları anlamaya çalışmalı ve inovasyon için pay bırakmalı. Küresel bazda bankalar ve düzenleyici kurumlar, inovasyon başlığında aynı dili konuşabilmeli.
Güçlenen ‘Paraşüt’ farkındalığı
Sean Yu: Farklı sektörlerde binlerce şirket işini yürütme çabasında. Biz de farklı müşteri ihtiyaçlarını anlayıp, bunlara uygun çözümler geliştirmeye odaklı çalışıyoruz. Bu da sonu olmayan bir yenilik döngüsü demek. Kullanıcılarımızın geri dönüşleri de olumlu. B2B odaklı öncelikli bir marka haline geldiğimizi görüyoruz. Onların verimi ve artan istihdamı için çalışarak markamızı güçlendirdiğimizi görüyoruz.
Andaç Türkmen: Tüm finansal operasyonları kolaylaştırmak ve KOBİ’lere işlerini büyütme fırsatı yaratmak için ‘Mutlu patronlar’ platformumuz var. Bir patronu işine odaklanmak mutlu eder ve biz de buna odaklanıyor, iş yönetiminde onlara kolaylık sağlıyor, online tahsilat, anahtar teslim gibi uygulama başlıklarımızla iki hafta süren süreçleri iki güne indiriyoruz. Önceliğimiz patron için işini yönetmede kolaylık ve zaman avantajı sağlamak. Biz de detayları üstlenen finansal asistan olarak görev üstleniyoruz.
Fahri Özkaramanlı: Kendi satış kanalımız önceliğimiz. 8 bine yakın kullanıcımız var. Bu pazarda ise 3 milyon şirket bulunuyor, yani gidecek çok yolumuz var. Dağıtım kanalı çok farklı bir süreç. Biz önce kendi satış yapımızı oluşturduk. Bir formülümüz var ve iyi işlediğini görüyoruz, ama bizler de süreç içinde çok şey öğreniyoruz. Bir ‘kutu çözüm’ satmıyoruz. Bu nedenle doğru ihtiyacı doğru çözümle adreslemek kritik önemde.