Bulut bilişimin olmazsa olmazı yüksek hızlı kesintisiz iletişim
Son yıllarda en çok konuşulan konulardan birisi bulut bilişim. Birçok analistin “önlenemez bir teknolojik eğilim” olarak gördüğü bulut bilişim aslında bilişim dünyasının bir nevi küreselleşmesi. Küçükten büyüğe birçok şirketin sunduğu ürün ve hizmetler sayesinde giderek hayatımızın içinde daha da derinlere giriyor.
Bu konuda araştırmalar yapan Gartner’a göre 2013 yılında bulut bilişim pazarının 150 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ülkemizde de durum pek farklı değil. 2013 yılı sonunda Türkiye’de bulut bilişim pazarının 300 milyon dolarlık bir sektör haline gelmesi bekleniyor.
Bulut bilişimin sağladığı avantajlar ortada, küçükten büyüğe birçok şirket buluta taşınmayı istiyor, hatta planlıyor. Böylece ihtiyaç duydukları teknoloji çözümlerini uygun maliyetlerle esnek ve ölçeklenebilir bir şekilde kullanabilecekler. Ama ortada çok fazla kişinin bahsetmediği ya da bahsetmek istemediği bulut bilişimin olmazsa olmazlarından olan önemli bir konu var: Genişbant internet.
Bulut uygulamalarının ve verilerin tutulduğu merkezlerde herhangi bir bağlantı sorunu olmaması gerekiyor. Bu yüzden bulut bilişimin gerekliliklerinin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğünü var sayarak bu noktalara hiç değinmiyoruz.
Peki, bulut bilişimin asıl kullanıcıları olan şirketler ve bu şirketlerin çalışanları tarafında durum nedir? Sahip oldukları internet bağlantısı gerekli hıza ve kesintisizliğe sahip midir? Özellikle iş için kritik önem taşıyan uygulamaların ve verilerin kullanıldığı durumlarda bu çok önemli. Bu uygulamalarda çoğu zaman 5 dakikalık bir kesinti bile işlerin tamamen durmasına ve büyük kayıpların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Şu an birçok küçük ve orta ölçekli şirket 8 Mbps’ye kadar ya da 8 Mbps’lik bağlantıya sahip. Bu bağlantı hızıyla eğer çok fazla veri kullanımı yoksa bulut uygulamalarını kullanmak teorik olarak elbette mümkün. Ama bu noktada çeşitli sorular sormaya başlıyorsunuz… Şirket çalışanlarından iki ya da üçü Youtube’da, Facebook’ta film seyrederlerse ne olacak? Bulut uygulamalarının çalışabilmesi için gerekli bant genişliği kalacak mı? İnternet bağlantısı kesilirse ne olacak? İnternet servis sağlayıcısı kesintiler için garanti veriyor mu? Kullanılan bulut uygulamaları düşük bant genişliği göz önünde tutularak mı geliştirilmiş?
Cihaz sayıları kritik önem taşıyor
Diğer bir sorun ise şirket içerisinde kullanılan cihaz sayısı. Artık teknolojiyi ortalama kullanan her bir kullanıcının internete bağlı en az iki cihazı bulunuyor. 20 çalışanı olan bir şirkette çoğu zaman neredeyse internete bağlı 30 cihaz bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında 8 Mbps’lik bağlantı ile hem o şirketin çalışanlarını hem de bulut uygulamalarını doyurmak mümkün gibi gözükmüyor. Şu an sorun yok gibi gözükse de eninde sonunda sorun yaşanacağı çok açık.
Evet, bulut hizmeti alan büyük şirketler ve hizmet aldığı sağlayıcılar bu gibi durumları göz önünde tutup gerekli önlemleri alacaklar. Ama yüksek erişilebilirlik ve bant genişliğini garanti edecek anlaşmaları ne yazık ki yüksek maliyetlerinden dolayı küçük ve orta ölçekli şirketler yapamayacak. Dolayısıyla bağlantı hızı, bağlantıdaki kesilmeler, şirket içindeki çalışanların internet kullanımından kaynaklanan sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz olacak.
Bu arada bulut bilişimden faydalananlar dediğimizde aklınıza sadece bir şirkette masa başında oturup uygulamaları kullanan çalışanlar gelmesin. Sahada çalışanlar dolayısıyla bu çalışanların akıllı telefonları ya da tabletleri üzerinden kullandıkları uygulamalar da var. Yani mobil internet bağlantısı da bulut bilişimin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
Bulut bilişimin gerektirdiği yüksek bant genişliği ve kesintisizliğin göz önünde tutulduğu 3G bağlantı hizmetlerine de ihtiyaç var. Mobil tarafta bant genişliğine olan talebin önemli ölçüde artmasıyla birlikte gözler 2015 yılında ülkemizde hayata geçmesi beklenen LTE’ye çevrilecek.
Sağlıklı ve kaliteli iletişim altyapısı
Sonuç olarak bulut bilişimin en iyi şekilde çalışması, herkesin beklentileri ve gereksinimlerini karşılayabilmesi için kaliteli ve sağlıklı bir iletişim altyapısı en ön plana çıkıyor. İşte, yolda hatta evden dahi bağlanıldığında en ufak bir sorun bile çıkmadan hizmet alınmaya devam edimesi gerekiyor. Böyle bir iletişim altyapısına sahip olmadan alınacak bulut hizmetlerinin kimseye fayda sağlamayacağını tahmin etmek için falcı olmaya gerek yok.
Çare fiber internet mi?
Bulut bilişimin bant genişliğine duyduğu açlığı karşılayacak en önemli araç ise fiber internet. Son yıllarda ülkemizdeki fiber internet yatırımları yurtdışı ile kıyaslandığında büyük ölçüde arttı. Fiber internet konusunda büyük bir rekabet yaşanıyor. Bu rekabetin sonucunda bu hizmetin alınabildiği yerlerin sayısı her geçen gün daha da artıyor. Şu an fiber internette en düşük bağlantı hızı 20 Mbps. Hatta Google’ın tüm dünyada büyük gürültü koparan ve Kansas City’de vermeye başladığı 1 Gbps internet hizmeti yaklaşık iki yıldan bu yana ülkemizde 10’dan fazla şehirde bulunuyor. Rekabetin artması, yüksek bant genişliğine duyulan talep ve dünyadaki yükselen eğilimler sayesinde fiber internetteki giriş seviyesi hızlar daha da artarken fiyatlar da ucuzlayacak. Bulut bilişimden daha fazla verim elde edilebilmesini sağlayan en uygun ortam oluşacak. İnternet servis sağlayıcılar da bulut bilişimin yüksek hızlı ve kesintisiz iletişime duyduğu ihtiyacın farkındalar. Bu gelişmeler ışığında tüm dünyada bulut bilişime özel bağlantı seçeneklerinin ortaya çıkacağı gün gibi ortada. Şimdiden hazır olmak lazım.