Bulut dünyanın işleyişini değiştiriyor
Bulut bilişim şirketler ve bireylerin iş yapış şekillerini, iletişim yollarını değiştiriyor. Hatta kültürel ve sosyal değişimler de yaratıyor. Şirketler artık verilerine her yerden ulaşılmasını, esnek bir yapı kurulmasını ve verilerin daha anlamlı hale getirilmesini istiyor. Bireyler de artık satın alacağı müzik, film ya da farklı bir eğlence türü için hafızalarını doldurmak yerine her zaman bağlı kalmak istiyor. Bulut bilişim, hayatımıza fazlasıyla giren araçlarla bunu yerine getiriyor.
Son dönemde internette kullandığımız mecralar bulut bilişim kavramının küçük birer prototipi gibi karşımıza çıkıyor. Sosyal medyanın getirdiği etkileşim ve veri depolama rahatlığı her fırsatta isteniyor. Kullanıcılar istediği videoyu Facebook’a yükleyebiliyor, istediği fotoğrafı Twitter’dan gönderebiliyor. Kimse verilerin nerede tutulduğunu önemsemiyor ancak sosyal ağlara yüklemiş olduğu kişisel verilerin kullanılmasını istemiyor. Bu durum da buluttaki güvenlik endişelerini sembolize ediyor. Buluttan kaçabilme şansımız bulunmuyor. Çünkü hayatımızın ta kendisi ve tüm çevresi sanal ortamda karşımızda duruyor.
IDC öngörülerine göre, 2012’de yüzde 80’i yeni ticari kurum uygulamaları bulut platformlarında yer alacak. Yüzde 80 gerçekten önemli bir rakam olarak karşımıza çıkıyor. Bu rakamın anlamı aslında öngörüdeki kelimelerde gizli. Ticari derken doğrudan müşteriye ulaşmak, kurum derken de web üzerinde ortaya çıkacak yeni girişimler kastedildiği için öngörünün çok da abartılı olmadığını söylemek mümkün.
2012’de bulut satın almaları artacak
Bulut üzerindeki uygulamaların ve bu uygulamaları sunan girişimlerin artması bekleniyor. Ayrıca kurumların web sitelerini ya da kritik olmayan verileri için daha fazla bulut tabanlı çözümler arayacağı net şekilde görülüyor.
Yine IDC verilerine göre, Amazon’un bulut hizmetleri 2012’de bir milyar dolarlık hacme ulaşacak. Bunun yanında, Google’ın kurumsal faaliyetlerinin de 18 ay içinde milyar dolar seviyesine yükselmesi bekleniyor. Google sadece üçüncü çeyrek boyunca 385 milyon dolarlık gelir elde etti.
Bulutun bu denli aktif olacağının öngörüldüğü 2012’de satın almaların da artması bekleniyor. Bulutta yer almak isteyen önemli markalar büyük satın almalar yapabilir. Örneğin Microsoft’un Netflix’i satın alarak uygulama ve içeriğini sunmak için avantaj sağlayabileceği şimdiden konuşuluyor.
Bulut hizmeti alınırken bağımsız güvenlik testleri istenecek
Gartner öngörülerine göre, 2016 yılında kurumların yüzde 40’ı herhangi bir bulut hizmeti alırken bağımsız güvenlik testleriyle güvenlerini tazelemek isteyecek. Bu noktada bulut şirketlerinin önümüzdeki yıldan itibaren daha fazla sigorta önlemi alarak kullanıcıları yanına çekmek isteyeceği öngörülebilir. Zira geçtiğimiz yıl içinde bulut servisleri yaklaşık bir hafta kadar hizmet vermeyen önemli sağlayıcılar sadece “altyapılarında bir sorun olduğunu” söylemekle yetindi.
Önümüzdeki yıl ve devam eden süreçte bulut sağlayıcılarının en önemli pazarlama araçlarından biri de güvenlik konusunda ne kadar iyi olduklarını ifade etmek olacak. 2016’nın sonunda Global 1000 şirketlerinin yüzde 50’sinden fazlası önemli müşteri bilgilerini genel bulutta depolayacak. Bu doğrultuda bu yıl Sony, Nintendo gibi dev şirketlerin veritabanlarına girilerek çalınan müşteri bilgileri akla geliyor. Şirketler verilerini genel buluta taşıyarak önemli maliyet avantajı elde ediyor ancak, ufak bir güvenlik sorununda müşteri bilgilerinin çalınması sonucunda zedelenen imajın düzelmesi zor görünüyor.
2012’nin olmazsa olmazı: “Büyük Veri”
Analiz şirketi IDC’ye göre, büyük veri kavramı 2012 yılında çok daha öne çıkacak. 2012 yılında 2.43 zetabayt yapılandırılmamış veri yapılandırılacak ancak en önemli sorun olarak depolama ortaya çıkacak. Yapılandırılmamış veri olarak adlandırılan fotoğraf, video ve müzik dosyalarının geniş hacmi düşünüldüğünde depolama sorununun ortaya çıkması kaçınılmaz görünüyor.
Önümüzdeki yıl büyük veri konusunda önemli satın almalar yaşanması bekleniyor. Potansiyel hedefler arasında Infobright, Attivio, Quantivo, Kognitio ve ParAccel gibi şirketler bulunuyor. Bu konuda en önemli örnek, geçtiğimiz yıl HP’nin Autonomy’yi yaklaşık 12 milyar dolara satın almasıyla gerçekleşti. Autonomy’nin kurucu ve CEO’su Mike Lynch, dünya üzerindeki verilerin yüzde 85’inin yapılandırılmamış olduğundan söz etti ve ekledi: “Artık 40 yıldır satır ve sütun üzerinden işleyen bir veri sisteminden sıkılmadınız mı?”
Lynch açıklamasına paralel olarak büyük veri kavramının önümüzdeki yıl daha fazla konuşulması ve ihtiyaç duyulması bekleniyor. Yapılandırılmamış veriyi algılayan ve ona uygun bir dil sunan NoSQL veritabanı sağlayıcılarının da hedefte yer alması bekleniyor. Zira büyük bulut sağlayıcılarından sadece Oracle’ın böyle bir çözümü bulunuyor ve onlar da kendi çözümleri için oldukça zaman harcadılar.
Diğer taraftan Gartner’ın öngörülerine göre, 2015 yılına kadar Fortune 500’de bulunan şirketlerin yüzde 85’i büyük veriyi rekabette avantaja dönüştürme konusunda başarısız olacak.
Listenin tepesinde bulunan birçok şirket şimdiden deneysel yöntemler kullanarak kendine rekabet avantajı sağlamak için çalışmalar yürütüyor. Gartner’a göre, eğer şirketler geleceğe bakmadan büyük veri araçlarına çok fazla odaklanır ve yatırımda bulunursa, büyük veri teknolojilerinin gerçek zamanlı bir karar verici olarak kullanılmasına hazırlanamaz.