Bulut ile geleneksel vergi sistemi çöküyor
Tüm dünya ekonomisinin dönüşmesine sebep olan bulut bilişim kavramı, sınırları aşan yapısıyla vergi alacak otoriteleri zor durumda bırakıyor. 2020 yılında da 241 milyar dolarlık bir pazar hacmine ulaşacağı öngörülen bulut bilişim işlemlerinin nasıl vergilendirileceği yönünde henüz kesinleşen bir şey yok.
Bulut bilişim dünya çapında kabul görerek bilinen bir kavram haline geldi. Hemen her ülkede bulut bilişimin yaygınlaştırılması ve konuyla ilgili ticari faaliyet gösteren şirketlerin teşvik edilmesi konuşulmaya başlandı. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli şirketlerin bir adım önce olduğu bulut bilişim konusunda Avrupa Birliği (AB) ve ülkemizde de birçok teşvik gündeme geldi.
Birçok faydasının yanı sıra daha önce karşılaşılmadık sorunları da ortaya çıkaran bulut bilişim, ülkelerin vergilendirmeleri konusunda yeni problemleri su üstüne çıkardı. Sayısal dünyanın kapılarının aralanmasını sağlayan, merkezi belli olmayan iş modelinin ortaya çıkmasının önünü açan kavram, fiziksel dünya ile sanal dünyadaki kuralları birbirine kattı.
Bulut bilişimin ekonomik olarak ele alınırken gelir çeşitliliği ülkelerin önüne ilk engel olarak çıkıyor. Zira artık söz ettiğimiz bir yazılım ya da donanım üretimi değil, sınırlar üstü bir hizmet alışverişi. Yani aslında havaalanında vergi ödemeden yapılan alışverişlerin sanal ortamdaki karşılığının bir benzeri bulut bilişim ile kamunun karşısına çıktı. Artık şirketlerin vergisiz alana gitmelerine gerek kalmadan, kendilerini oradaymış gibi göstererek sanal ekonomik yapıda vergiden kaçınabiliyorlar.
Özellikle teknoloji şirketlerinin yeni bir sayısal ekonomi yaratmasının yanı sıra kendi işlerini tamamen dönüştürerek sınırları ortadan kaldıran bir yapıya büründürmesi, hem bulutu kullananlar hem de bulut sağlayıcılar için örneği görülmemiş bir ortam hazırladı.
Bulut bilişim nasıl vergilendirilmeli?
Vergilendirilme konusunda yaşanan en önemli sorun ise “çifte vergilendirme” gibi duruyor. Zira Avrupa Birliği anlaşmaları nedeniyle Google ve diğer benzeri şirketlerin vergi avantajı sağladıkları İrlanda dışında operasyon gelirleri kadar vergi ödeyip, milyonlarca dolarlık vergiden kurtuldukları görülüyor.
Bulut bilişimi bir hizmet olarak kabul ederken hangi ülkede vergilendirileceği tartışma konusu oluyor. “Bulut bilişim hizmetinin ortaya çıktığı, üretildiği ülkede mi vergilendirilmeli, yoksa ülkelerarası bir hukukla mı?” sorusu gündemi meşgul ediyor.
Hizmetin ortaya çıkışı ve verildiği yer farklı olduğunda geleneksel vergilendirme sistemi çöküyor. Bu sebeple hükümetlerin, vergi alacak kurumların artık özel bir yol bulmaları ya da fiziksel dünyadan ayrılarak sanal dünyanın gerçeklerini kabul etmesi gerekiyor. Geleneksel vergilendirmede önemli olan kriterler sanal dünyada işe yaramıyor. Zira sınırlar ortadan kalkıyor, bulut bilişim ekonominin tümünü değiştirmeye aday görünüyor.
Ernst and Young’tan Onur Elele’nin makalesinde yer alan bilgilere göre bulut bilişimin vergilendirme sorunu “mevcut vergi düzenlemelerinin yeni ekonomiye ayak uyduramamasından kaynaklanıyor” ve sadece Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Elele’nin makalesine göre, bulut bilişimin vergilendirilmesinde öne çıkan ekonomik yükümlülükler şu şekilde sıralanıyor:
– Uygulanan iş modeli dolayısıyla işyeri oluşması durumunda kazancın ilgili ülkede de vergilendirilebilmesi,
– Stopaj yükümlülüğü,
– Transfer fiyatlandırması yükümlülükleri,
– Dolaylı vergiler.
Vergilendirme yetkisinin tespiti konusunda Elele, şu örnekle durumu özetliyor:
“Yurtdışında mukim bir kişinin elektronik ticaret amacıyla oluşturduğu internet sitesi için gerekli web barındırma hizmetini Türkiye’de mukim bir bilişim şirketinden temin ettiği durumda, basit kapasite tahsisi niteliğindeki ‘share hosting’ iş modelinin seçimi risk oluşturamayacak iken ‘co-location’ ya da ‘dedicated hosting’ modellerinde kiraladığınız ya da mülkiyeti size ait olan bir sunucuyu kullanmış olduğunuz için bu durum Türkiye’de işyerinin varlığı olarak kabul edilecek ve işyeri aracılığıyla elde edilmiş ticari kazancın beyanname verilmesi suretiyle vergilendirilmesi gerekecektir.”
Elele’ye göre, yurtdışında mukim hizmet kullanıcısının Türkiye’deki ticari faaliyetleri ile ilgili olarak yine yurtdışındaki hizmet sağlayıcısından sağladığı bulut bilişim hizmetlerinde ise KDV Kanunu’nun 6’ncı maddesi kapsamında hizmetten faydalanma Türkiye’de olduğunda, Türkiye’de yapılmış işlem olarak kabul edilerek KDV hesaplanması gerekebilir. Ancak hesaplanan KDV’nin beyanına ilişkin süregelen belirsizliğin de devam ettiği gerçeği tüm tarafların karşısına çıkıyor.
Bununla birlikte Ernst and Young yöneticisine göre, verilen hizmetin elektronik haberleşme hizmeti kapsamında değerlendirilip değerlendirilmemesine bağlı olarak hizmet bedeli üzerinden değişen oranlarda özel iletişim vergisi hesaplanması da gerekebilir. Buna karşın bulut bilişim üzerinden verilen hizmetler karşılığında elde edilen gelir kurumlar vergisinden yüzde 50 oranında düşürülebiliyor.
Dünyanın hiçbir yerinde somut adımlar atılmadı
Vergi ödemesi beklenen kurumlar olarak teknoloji şirketleri, uzun süredir hükümetlerin baskısıyla karşılaşıyor. Bulut bilişim araçlarını kullanarak hizmet veren Google, Amazon ve sosyal ağların gelirlerinin vergilendirilmesi hemen her ülkede tartışma konusu oluşturuyor. Ülkemizde de sıkça gündeme gelen konu hakkında henüz somut bir adım atılamadığı görülüyor.
Geçtiğimiz yıl Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bulut tabanlı arama motorları ve sosyal medya şirketlerinin çevrimiçi reklamcılıktan 1 milyar dolarlık gelir elde ettiğini açıklamıştı. Bu paranın yaklaşık yüzde 70’inin vergisiz şekilde yurtdışına aktarıldığı bilgisini veren Şimşek, “Bundan sonra Türkiye’den kazanan vergisini Türkiye’de ödeyecek” açıklamasında bulunmuştu. Bu yılın başında Twitter’ın kapatılması sürecinde de vergilendirme konusu gündeme gelmiş ve Şimşek, “Twitter de dahil olmak üzere birçok sosyal medya şirketi Türkiye’den adil olmayan kâr elde ediyorlar ve bu kazançlar üzerine hiçbir vergi ödemiyorlar. Bunu ciddi bir problem olarak görüyoruz” demişti.
Bunun dışında bulut bilişim üzerinden yapılan işlemlerin vergilendirilmesiyle ilgili bir açıklama BTK ya da Maliye Bakanlığı tarafından gelmedi.
Yeni düzenlemeler şart
Bulut bilişimde vergilendirme için en baştan tasarlanan bir yapıya geçilmesi gerekiyor. Yeni sanal ortamın gerçekliğine uyum sağlanması ve ülkelerin takip edilebilir bir vergi sistemi kurması önem taşıyor.
2020 yılında da 241 milyar dolarlık bir pazar hacmine ulaşacağı öngörülen bulut bilişim işlemlerinin nasıl vergilendirileceği yönünde henüz kesinleşen bir şey yok. Ancak gerçek şu ki bu işlemlerin gelişimi, ilgili ülke idarelerini bu konuda vergisel düzenleme yapmaya zorlayacak.