Bulutistan, 2022 için kendine büyük hedefler koydu
Türkiye’nin uluslararası arenadaki B2B teknoloji şirketi olma yolunda hızla ilerleyen Bulutistan, pek çok ülkede ofisler açmaya hazırlanıyor.
Bulutistan, kurulduğu 2015 yılından bu yana çok hızlı bir büyüme süreci geçirdi. Bu süreci devam ettiren şirketin yeni hedefinde ise farklı pazarlara açılmak var. Avrupa’dan Afrika’ya kadar geniş bir yelpazede büyümeyi hedefleyen şirketin bu iş için kendine koyduğu süre ise bir yıl. Büyüme sürecinde yatırım konusunda da bir sıkıntılarının olmadığını dile getiren Bulutistan CEO’su Begim Başlıgil, sorularımızı yanıtladı.
- Teknoloji çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Bunun temelinde de bulut var. Buluta karşı çıkan pek çok firma, aslında farkında olmadan buluttalar. Dünya bu anlamda nereye doğru gidiyor, gidecek? Şirketler kendilerini bu dünyaya nasıl hazırlamak zorundalar?
Dünyada dijital bir dönüşüm oluyor. Analogtan dijitale doğru bir geçiş dönemi yaşıyoruz. Tabii insanlar alışveriş yapmayı yine sürdürüyorlar ya da yine sağlık hizmeti alıyorlar ama artık pek çok süreci internet üzerinden sürdürüyorlar. Her sektördeki kurumlar işlerini dijitalleşerek daha farklı yapmaya çalışıyorlar, dönüşüyorlar. İşler aynı, iş-yapış şekilleri dijitalleşiyor. Covid de bu durumu fazlasıyla hızlandırdı.
Dijital dönüşüm projelerinde birçok veri toplanıyor. Toplanan veriler işleniyor, anlamlandırılıyor, depolanıyor, gerek duyulduğu zaman geri çağrılıp tekrar anlamlandırılıyor. Veri, inanılmaz bir şekilde üssel olarak büyüyor. Bu verilerin saklanması, depolanması lazım. Her şirket milyonlarca dolarlık altyapı yatırımı yapmak istemiyor. Dolayısıyla bu analizleri yaptığınız müddetçe kullandığınız, kullandıkça ödediğiniz, mümkünse regülasyonlarla uyumlu bir altyapıya da ihtiyaç var. Biz de bu noktada, verilerin saklanabileceği, gerektiği zaman tekrar çıkarılabileceği, sürekli hazır olan, müşterilere bağlandıkları her zaman hizmet alabilecekleri bir ortam sunuyoruz. Tüm dünyada bir “elektroşok faaliyeti” yaşanmadığı müddetçe bu konu, üssel bir şekilde büyümeye devam edecek. Projeler gittikçe artacak, daha fazla kapasite gerekecek.
- Sadece yeni müşterilere yeni işleri yapanlar değil, eski işleri yapanlar da dijitalleşiyorlar, dijitalleşmek zorundalar.
McKinsey gibi kuruluşlar bu durumu “Yeni alan – yeni iş”, “Eski alan – yeni iş” olarak iki başlıkta değerlendiriyorlar. Bankacılık yeniden tanımlanıyorsa bu; eski alan -yeni iştir. Ama fintech, blockchain, as a service, NFT gibi daha önce yapılmamış bir şeyler yapılıyorsa, bu da yeni alan – yeni iştir. Nitekim ortam, format da dijital. Eser, dijitalde yaratılıyor. Dijital teknolojilerle yeni işe dönüştürülüyor.
- Sizin işiniz de yeni bir iş. 20 – 25 yıl önce “Bulutistan” adında bir şirket kuracağınızı söyleseydiniz sanırım size gülerlerdi.
Şimdi “Bulutistan”ı duyduklarına “Ne kadar güzel bir isim koymuşsunuz” diyorlar. Bulut ilk ortaya çıktığında veri merkezleri ile karıştırılırdı. “Veri merkezi alışveriş merkezi, bulut şirketi de orada yer alan bir mağaza” şeklinde bir benzetme yapardık. Biz alışveriş merkezi içerisinde kendi mağazalarında kendi müşterilerine ürün satan tarafız. Bina bizim değil. Dükkanı kiraladık. Olmasına gerek de yok. Ürünler bizim, ürün sunma biçimlerini biz belirliyoruz. Ürünlerimizi moda tasarımcılarımız yaratıyor. Tabii müşteriler de bizim.
Dünyada hiper boyutta üç büyük var: Amazon, Microsoft, Google. Biz Türkiye’de yerlilerin içerisinde en üst seviyede olup lider olduğumuzu düşünüyoruz. Bizler veri merkezleri içerisinde bulut hizmetleri sunuyoruz. Bulutta da blockchain kültürüne çok benzer bir trend var. Bu işi herkes kendi lokasyonunda, on-premise yapmaya çalışıyordu. Eskiden şirketler kendi kapalı şebekelerini kurarlardı. Bulutta her şeyi merkezde toplamaya başladılar. Şirketler dağıldı ve sonrasında bizim gibi şirketlerin altında toplandılar. Kapasiteyi müşterilerimizin olduğu lokasyonlara uzatıyoruz. İşlemlerin bir kısmını uç log’larda yapıyoruz, bir kısmını merkezde yapıyoruz. Bulut şirketlerinde blockchain mantığına döndüğümüz evrimin içerisindeyiz. Artık dağıtık bilişim hizmetlerini de yavaş yavaş vermeye başladık.
- Kimlerle iş ortaklığı yapıyorsunuz?
Bulutistan’ı 2015 yılında, Türkiye’nin bulut şirketi olmak amacıyla kurulduk. Biz Equinix, Türk Telekom, Vodafone gibi farklı veri merkezleri üzerinde kendi donanım, yazılımlarımızla kendi bulut platformumuzdan IaaS, PaaS veriyoruz. Türkiye’de PaaS veren tek şirketiz. Bunu kendimiz geliştirdik, kendi teknolojilerimizle evriliyoruz. Bulutistan’ın platformlarında adını bildiğimiz birçok büyük holding çalışıyor. Şu an Türkiye’deki en büyük 500 şirketin 376’sı Bulutistan altyapısında çalışıyor.
Öncelikle IaaS vardı. Bizler, sanal sunucu hizmeti veriyorduk. Sonrasında konteynerlere dönüşmeye başladı, mikro servis mimarisine döndü. Daha sonrasında Database as a Service, IoT as a Service, Platform as a Service verme gibi Bulutistan’ın kendi geliştirdiği hizmetleri de vermeye başladık. X, Y, Z Holding AWS, Google, Azure platformlarındaki, No SQL Database’i Bulutistan’a taşımaya başladı.
Son trend; Multi-Cloud Management. Örneğin Bulutistan ile çalışan bir holding, aynı zamanda SAP ile çalışıyor. SQL Database’leri için Azure ile çalışıyor. Farklı bir şey için Amazon, Google ile çalışıyor. Her kurum farklı bir şey için 5 farklı bulut platformu ile çalışıyor. Genelde bu 5 şirket; yabancılar, Bulutistan ve bir diğer şirket oluyor. Bu noktada 5 firmanın SLA’lerini ayrı ayrı yönetmeleri zorunluluğu karşılarına çıkıyor. 5 SLA, 5 ayrı maliyet anlamına geliyor. Biz TL’yiz, geri kalanlar dolar. Onlara kendi yazdığımız Multi-Cloud Management platformunu sunacağımızı, buradan Amazon, Microsoft, Google, Bulutistan’ın tümünü birden yönetebileceklerini söylüyoruz. Bulutistan, 60 ülkede Amazon, Microsoft, Google ile rekabet ediyor. İngiltere, Japonya, Nijerya, Türkiye, ABD, Rusya, Azerbaycan’da da işleri alıyorlar. Biz kendi bulut işlerini yapan, üreten lokal bir oyuncudan ‘kendi bulut işlerini yapan, üreten bölgesel bir oyuncuya’ doğru evriliyoruz. Amazon, Microsoft, Google ile farklı ölçekte işler de yapabiliriz. Onlarla rekabet etmek yerine birlikte hareket edebiliriz. Zaten günümüzde tüm rakipler birbirleriyle çalışıyorlar.
- Uluslararası oyuncu olma yolunda ilerliyorsunuz. Bu yola da Equinix ile birlikte mi girdiniz?
Biz bu kadar ülkeye Equinix üzerinden yayılıyoruz. Equinix, dünyadaki toplam IP trafiğinin yüzde 96’sının sonlandığı, Amazon, Microsoft, Google, Oracle, IBM gibi yapıların tümünün içerisinde olduğu bir veri merkezi şirketi. Diğerleri pazarı domine ediyor. Bu noktada bizim de altyapımız Equinix’te. Amazon, Microsoft, Google İrlanda, Almanya üzerinden Türkiye’ye hizmet veriyorsa biz de İrlanda, Almanya ya da dünyadaki birçok firmaya Equinix sayesinde Türkiye’den hizmet veriyoruz.
- Dünyanın her bölgesine hizmet verirken, destek konusunda nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Teknoloji aynı. Kendi donanımlarımızı alıyoruz. Üzerine kendi yazılımlarımızı kuruyoruz. Kendi sanallaştırma platformumuzu kuruyoruz. Alanlarında oldukça uzman olan bir ekibimiz var. Türkiye’de ne zaman bir problem çıksa bizim ekibimiz devreye girerek firmayı ayağa kaldırır. Türkiye’de bir sistem çöksen Bulutistan bulut danışmanları müdahale eder. Türkiye’deki bir firma saldırı problemi yaşar, Bulutistan danışmanları müdahale eder. Bünyemizde altyapı konusunda 100 kişilik sadece bulut için uğraşan Türkiye’nin en iyi ekibi yer alıyor. Bu yapı büyüyor. Üssel bir şekilde insan sayısı da artıyor.
- Bu noktada nasıl bir yapınız var?
Bizim iki şirketimiz var, Bulutistan ve Bulut Broker. Bulutistan, bulut servis sağlayıcısı alanında Türkiye’de lider. Bulut Broker ise bulut teknolojisi üretiyor, burada da developer’lar yer alıyor. Bu şirket aynı zamanda çoklu bulut yazılımı da üretiyor. Biz de müşterilerimize kullandırıyoruz. Amazon, Microsoft, Google’ın tek bir yerde konumlandığı, tüm kapasitenin tek bir yerden yönetildiği, network yönetiminin yapıldığı bir platform hizmeti veriyoruz.
Biz kendimizi “Mümkün kılıcı” olarak tanımlıyoruz. Bizim maliyet olarak görülmememiz lazım. Ben hayatımı buluta verdim ve iki önemli unsur öğrendim. İlki; konuyu, Türkiye’deki tüm şirketlerin anlaması lazım. İkincisi; bulut bir optimizasyon problemidir. Senin için yatırım yapacak bir şirketin o kasları yoktur. İşi, seninle birlikte öğreniyordur. Zaten altyapının, büyüklüğün orada olması lazım. Bu işi bu kadar profesyonel yapmayan şirketler yüzünden Türkiye’deki bulut stratejisi gelişmiyor. Bulut teknolojilerinin taahhüdü alınmaz. Bulutun mantığında müşterinin iş riskini sahiplenmek vardır. Örneğin; bir şirket bazen çok fazla, bazen çok az veri kullanır. Sizden her ay sabit bir para alacağını söyleyen bir şirket varsa, bu şirket bir bulut şirketi olamaz. Kullandığınız kadar ödediğiniz, istediğiniz zaman kontrattan çıkabileceğiniz bir şirkete ihtiyacınız var. Avukat ihtarnamesi ile bir sözleşmeden çıkıyorsanız o sözleşme bulut sözleşmesi değildir, dışkaynak sözleşmesidir. Bu dönüşüm mind-set’lerde de başlayacak. Bulut, bir dışkaynak değildir. Bulut firmanın bir uzantısıdır, firmanın parçası olmaktır. O şirket ne yaşıyorsa aynılarını yaşamaktır. O şirkete bir şeyler satma çabasında olmak değildir. Firma, kötü günlerinde bulut ile aşağı iner, iyi günlerinde bulut ile yukarı kalkar. Firma para kazanırken para öder, para kazanmıyorsa para ödemez.
- Peki bu noktada iş ortaklığı yapınızı nasıl oluşturuyorsunuz?
Bulutistan olarak doğrudan müşteriye giderek satış yapan bir firma değiliz. 138 iş ortağımız var. Biz, IaaS, PaaS özelinde faaliyet gösteren bir şirket olarak iş ortaklarımızın IoT, güvenlik gibi alanlarda verdikleri hizmetlere dokunmayacağımızı söylüyoruz. 2020 yılında Türkiye’de en hızlı büyüyen teknoloji şirketiyiz. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’nın en hızlı büyüyen 19. şirketiyiz. Bunun üzerine yüzde 200 daha büyüdük. 2022 hedefimiz, yüzde 300 büyümek. Hızlı büyümemiz, iş ortakları sayesinde oluyor. Çünkü iş ortaklıkları ekosistemi büyüyor. Diğer teknoloji şirketlerine de kendi hizmetlerini satmalarına yardımcı oluyoruz. Yönetilen hizmetler satıyorlarsa altyapıya ihtiyaçları var. Müşteriler tek bir yerden hizmet almak istiyorlar. Firmalar ise fırsatları görüp tüm hizmetleri vermeye başladıkça kalite düşüyor. Biz, tek bir hizmet veriyoruz. Çemberin ya içindesinizdir ya da dışındasınızdır. Bulut teknoloji alanında önce Türkiye’nin en iyisi olacağımızı söyledik, olduk. Sonrasında bölgedeki en iyi 3 şirketten bir tanesi olacağımızı söyledik, o yolda ilerliyoruz.
- Bu alandaki büyümeniz nasıl olacak?
60 ülkede çok dağıtık bir müşteri kitlemiz var. Şu ana dek yurtdışında hiç firma açmadık. İş ortaklarımız üzerinden ülkelerden iş getirdik. Öncelikle CIS, sonra Doğu Avrupa, sonra Körfez, sonra Avrupa’nın merkezi ve sonra da İngiltere olmak üzere hedef lokasyonlarımızı belirledik ve başvuruları yaptık. Adım adım bu bölgelerde ofislerimizi açacağız.
- Bunu ne kadar süreçte tamamlamayı düşünüyorsunuz?
Yönetim Kurulu’na verdiğim süre 1 yıl.
- Equinix buralarda da sizin ana iş ortağınız mı?
Biz onun müşterisiyiz. O, bizim veri merkezimiz. Gideceğimiz yeri onlarla birlikte seçiyoruz. Equinix’in olmadığı bir yere gitmek, sıfırdan veri merkezi konusunda iş ortağı bulmamız anlamına geliyor. Gittiğimiz yerde Equinix’in veri merkezi hazır olacak. Donanımlarımız, yazılımlarımız belli. Bizim bir ülkeyi ayağı kaldırma sürecimiz 1 ay. Sonrasında satış ekibi, iş ortağı ekosistemi kurarız. Teknik taraf Equinix sayesinde çok kolay. Aynı buluta 1 tane daha uç açacağız. Sonra bulutların sayısını artıracağız ve toplamda Equinix’in tüm veri merkezi kümesini kullanacağız.
- Sizin üzerinde uygulama, teknolojiler geliştiren, çözüm sunan pek çok iş ortağınız var. Sizin o ülkelere girmeniz onlar için de bir fırsat olabilir mi?
Şu an yazılım şirketleri ile iş ortaklıkları kuruyoruz, onları müşterilere götürüyoruz, elimizden geldiğince onların büyümesine destek olmaya çalışıyoruz. Bizim “Dijital Pazar Bulut Yeri” adında bir projemiz daha var. Biz bu pazar yerine, bu firmaları konumlandırmak istiyoruz. Bu, yeni bir fikir değil. Amazon, Microsoft, Google’da da var. Kendi dijital pazar yerimize dünyanın pek çok yerinde ciddi yatırımlar alacağız, Türkiye’nin pek çok şirketini buradan yurtdışına götüreceğiz. Şirketler bu sayede büyüdükçe bizim de altyapımızın büyümesinden kaynaklı olarak biz de otomatik olarak büyüyoruz. Yarışta hızı belirleyecek tavşan atletler yaratacağız. Çok hızlı koşan, herkesi çeken, başarılı yurtdışı şirketler yaratacağız. Bulutistan ile çalışmanın çok ciddi bir şekilde işlerini büyüteceğini söyletmek istiyoruz.
- Bu noktada siz de bir uluslararası ekosistem haline mi dönüşüyorsunuz?
Tüm şemamız, hedefimiz bunun için. Eğer olamazsak en azından birilerine ilham veririz. Ya biz olacağız ya da ilham kaynağı olacağız. Türkiye’nin B2B teknoloji şirketini yaratmak için çalışıyoruz. Bir eşiği geçtik. Şirket kârlı bir şekilde ilerliyor, büyümesine devam ediyor. Bir rüzgar yakaladık, gidebildiğimiz yere kadar gitmemiz lazım.