Büyük balık büyük verinin altında mı saklanıyor?
IBM, Las Vegas’ta ‘Büyük Veri’ analizinin, kurumların karar süreçlerini desteklemekte neler sunabileceğini gözler önüne serdi. IBM, Las Vegas’ta gerçekleştirdiği Information on Demand 2011 etkinliğiyle ‘Big Data’, yani ‘Büyük Veri’ analizinin kurumların karar süreçlerini desteklemek adına neler sunabileceğini gözler önüne serdi.
Levent Daşkıran/Las Vegas
IBM, 23-27 Ekim tarihleri arasında Las Vegas’ta gerçekleştirdirdiği Information on Demand 2011 etkinliğinde iş analitiğine dair yeni yaklaşımlarını ve ‘Büyük veri’ vizyonunu paylaştı. Büyük veri, uzunca bir süredir her yıl katlanarak artan veri patlaması eşliğinde organizasyonların elinde biriken yapısal olmayan veri grubunu kapsıyor. Ses, video, taranmış dokümanlar, görseller, metin tabanlı içerik, sosyal medya akışları, kısacası herhangi bir veritabanı veya hesap tablosu içine yerleştiremeyeceğiniz her türlü içerik büyük veri sınıfına giriyor. Büyük veri, adı üzerinde günümüzde üretilen verinin yüzde 80’ini oluşturuyor ve bunların hem depolanması, hem analizi büyük bir sorun haline dönüşüyor. Toplantıda paylaşılan verilere göre akıllı algılayıcılar, sosyal ağ akışları, video, ses ve metin tabanlı içerikler gibi veri kaynakları üzerinden dünya üzerinde üretilen veri miktarı günde 2,5 exabyte, yani 2,5 milyon terabyte seviyesine ulaşmış durumda. Bu da her 2 günde bir, tarihin başlangıcından 2003 yılına kadar ortaya konulan tüm içeriğin toplamı kadar bilginin ortaya çıkmasına neden oluyor. Üstelik bu rakamlar katlanarak artmaya devam ediyor. Örneğin 2020 yılında günlük üretilen bilgi miktarının, bugün üretilenin 44 katına ulaşacağı öngörülüyor.
Bu kadar veriyi kim ne yapacak?
İşin diğer tarafına baktığınızda, organizasyonlar da bu kadar bilgiyle ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. IBM’in farklı sektörlerde çalışan yöneticileri hedef alarak gerçekleştirdiği küresel anketlerin sonuçları da bu durumu açıkça ortaya koyuyor. Yöneticilerin yüzde 60’ı etkin bir şekilde kullanabileceklerinden daha çok veriye sahip olduklarını düşünüyor, yüzde 71’iyse büyük veri patlamasını karşılamaya hazır değil. Bununla birlikte yüzde 74’ü değişen koşulları daha önce algılamalarına ve daha hızlı karar vermelerine olanak sağlayacak çözümlerin beklentisi içinde olduklarını belirtmekten geri durmuyor.
Bu, iş analitiğinin özünü oluşturan ‘context’, yani bir şeyi etrafındakilere bakarak yeniden anlamlandırma çabalalarına büyük verinin de dahil edilmesi ihtiyacını açıkça ortaya koyan bir durum. Zira şirketlerde biriken verinin yüzde 80-90’ını oluşturan veri grubunun analizlerin dışında tutularak karar destek mekanizmalarına dahil edilememesi, hele de bu verilerin önemli bir bölümünün sosyal medyadan kaynaklandığını düşünürseniz büyük bir kayıp.
Information on Demand 2011 etkinliğinin amacı da bu ihtiyaca parmak basmak ve çözüm adına neler sunabildiklerini göstermekti. Gösterdiler de… Çok farklı sektörlerden birçok başarı hikâyeleri dinledik. Kısacası büyük verinin analiziyle elde edilen sonuçlar karar süreçlerinin desteklenmesi adına büyük bir potansiyel ortaya koyuyor. Üstelik bu alanda sadece becerikli olmakla kalmayıp, aynı zamanda hızlı olmak gerekiyor. Çünkü büyük veri adı üzerinde büyük ve üzerinde uğraşıp sonuç elde etmek adına yakışır ölçüde kaynak gerektiriyor.
Yüzyıldan fazla geçmişi bulunan şirket, Sam Palmisano’nun yerine CEO’luk görevine Virginia Rometty’nin getirileceğini duyurdu. Şirketten yapılan açıklamaya göre, yaklaşık on yıldır şirketin başında bulunan Sam Palmisano’nun yerine Ginni olarak bilinen Virginia Rometty CEO’luk görevine getirilecek. 60 yaşındaki Palmisano’nun şirkette başkan olarak kalacağı da açıklamada yer aldı.
54 yaşındaki Rometty’nin görevi 1 Ocak’ta devralacağı açıklandı. İlk kadın CEO unvanını alacak Rometty, şu anda şirketin satış ve pazarlamasından sorumlu olarak görevini sürdürüyor.