Çağrı merkezleri engelleri aşmak için iyi bir fırsat
Engelli vatandaşlarımızın ekonomiye kazandırılması yönünde yapılan alternatif çalışma şekilleri açısından çağrı merkezi sektöründeki önemli gelişmeler başı çekiyor. Gelişen teknolojiye ve çağrı merkezlerinde artan iş gücü ihtiyacına paralel olarak gelecekte sektörde istihdam edilecek engelli sayılarında da artış olması bekleniyor. Birçok sektörde çeşitli nedenlerle engellilerin çalışmasının önüne geçecek uygulamalar; örneğin yasada geçen bir maddeye göre, işin niteliğindeki güçlük nedeniyle işyerlerinde engelli çalıştırmada zorluk çeken işverenler, başka işverenlere ait işletmelerde, maaşlarını kendileri ödeyerek engelli işçi çalıştırabilmesi gibi durumlar varken, çağrı merkezi sektörü ise çeşitli yönleriyle özellikle fiziki açıdan masabaşı bir iş konumunda olduğundan iyi bir fırsat olarak dikkat çekiyor. Haziran sonu rakamlarına göre Turkcell Global Bilgi’de 187, AssisTT’te 163, Callpex’te 55, Tempo İletişim’de 16 engelli çalışıyor.
Yenilik transferi projesi
Bu konuda Çağrı Merkezleri Derneği’nin de çalışmaları var. Derneğin bu konuda yaptığı çalışmalardan biri; AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı aracılığıyla, Uşak Üniversitesi önderliğinde ve Çağrı Merkezleri Derneği’nin de desteği ile yürütülen “Yenilik Transferi” projesi. Bu proje ile görme engelli bireyler için çağrı merkezi sektöründe öncelikle eğitim ve iş olanağı mümkün olacak. İlk etapta 40 kursiyerin dahil edilmesi hedeflenen projenin katılımcı sayısının, ilk dönem eğitimlerinin ardından kısa süre içerisinde artırılması hedefleniyor. Dernekten engellilerin sektördeki istihdamı ile ilgili aldığımız açıklama şu şekilde: “Gelişen teknoloji ve çağrı merkezi sektörüne kazandırılan yeni sistemlerle birlikte operasyonların bir bölümü, evden çalışan müşteri temsilcileri ile yürütülebiliyor. Uygulama çok yeni ve kısıtlı alanlarda kullanılabiliyor olsa da engelli bireylerin istihdamında fark yaratan sektörümüze özel önemli bir adım olarak dikkat çekiyor. Gelişen teknolojiye ve çağrı merkezlerinde artan iş gücü ihtiyacına paralel olarak gelecekte sektörümüzde istihdam edilecek engelli sayılarında da artış olması bekleniyor. Engelli bireylerin istihdamına ve eğitimine yönelik projelerde yer alarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”
Çağrı merkezi şirketlerinin bakışı olumlu
AssisTT Genel Müdürü Adil Zembat, çağrı merkezi çalışma yetkinliklerine sahip engelli vatandaşların da diğer vatandaşlar gibi çağrı merkezi sektöründe çalışabileceğini söylüyor. Evden çıkamayacak derecede engelli vatandaşların ise Ulaştırma Bakanlığı’nın yürüttüğü “Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçerisinde Ben de Varım” Projesi’ne sağladıkları destek kapsamında, evlerinden çağrı karşılamalarını sağlayacak teknik altyapıyı kurduklarını belirten Zembat, “ Çalışma hayatına katılmalarını sağladık. Şu an 23’ü evden hizmet veren home agent olmak üzere toplam 163 engelli çalışanımız söz konusu ve önümüzdeki dönemde de engelli istihdamına öncelik vermeye devam edeceğiz. Yakında duyma ve konuşma engelli vatandaşlarımızın hizmetine sunacağımız çağrı merkezi çözümleri çalışmalarımız da hızla ilerliyor” dedi.
“Gerçek dünyada avucunu yalamak, sanal dünyada sıfır tık almak”
>>İnternet ve özellikle sosyal medya engellilerin seslerini duyurmaları, örgütlenmeleri, kamuoyu yaratmaları açısından ne derece etkili bir mecra sizce, veya bu etkisini artırmak için nasıl kullanılabilir? Sizin dernek olarak bu anlamda ne gibi faaliyetleriniz var?
Ayva: Sosyal medya veya sanal dünyanın diğer unsurları alışılmış dünyanın bir yansıması gibi sonuç verir. Alışılmış dünyada siz doğru dürüst bir arkadaş çevresi kuramamışsanız sanal dünyada kuracağınızı zannetmek genellikle sanal karşılığı nedir bilemem ama sanal olarak avucunu yalamak ile sonuçlanır. Şimdi aklıma geldi. Alışılmış dünyadaki avucunu yalamakın sanal dünyada karşılığı “sıfır tık almak” denebilir. İster alışılmış dünyada ister sanal dünyada biz engelliler bir şeyin farkına varalım: Sıfır derece basınçta su 100 santigratta kaynar. Suya “Ben engelliyim, ben kadınım, ben yaşlıyım, ben Türküm, ben vatanımı milletimi çok severim, ben Amerika’da eğitim aldım” diye kırk bin türlü bahaneyle yalvarsak da bu kuralı değiştiremeyiz ve su 60 santigratta kaynamaz. Hayatın bir kuralı vardır: O kuralın gereğini yerine getirirsek bu iş olur. İstanbul’da herkes her alışveriş merkezine gitmiyor. İstanbul’da herkes her internete de girmiyor. Girdiği zaman de her linki tıklamıyor. Her tıkladığı linkteki metinleri de çayını kahvesini eline alıp saatlerce oturup okumuyor.
Bunu, engelli de olsak yapmazlar. Hatta “engelli” sitesi, linki, metni olunca tamamen kaçarlar. Bir haber sitesinde Ergenekon haberi 70 bin tık almış, hemen altında yer alan muazzam bir engelli haberi 3 yüz tık almış. Bilmem anlatabiliyor muyum? Bir sosyal medya girişimi de bunları gerektirir. Benim www.lokmanayva.net, twitter/lokmanayva ve Facebook fena değil, ama ben zaten o alanda iddialı değilim. İddialı olsaydım bir dünya rekoru denemesi yapardım. Bundan yaklaşık 15 sene önce yazdığım bir yazının başlığı “İstikbal özürlülere tebessüm ediyor” idi. O günler şimdi geldi. İnternet ortamı engelliler için büyük bir fırsat. Ama alışılmış dünyanın tuhaf kültürüne takılır kalırsak geçmişin istikbali, yani bugün, yüzümüze tükürür. Müthiş bir fırsattayız. Bunu değerlendirelim.