CEO’lara oyun oynatan adam
22 yıllık profesyonel iş yaşamından sonra kariyerinde büyük bir değişikliğe giden Alp Saraçoğlu şimdi aralarında CEO’ların da bulunduğu üst düzey şirket yöneticilerine ve ekiplerine oyunlar oynatıyor. İş oyunları “Business Games” ile ekiplerin yetkinliklerinin gelişmesine olanak sağlayan Saraçoğlu ‘’Oyunlarımızda liderler ve ekip üyeleri tüm şeffaflıklarıyla var oluyorlar. İnsan oyun oynarken ‘mış gibi’ yapamaz. Çünkü öğrenme, yaratıcı düşünme, başarma, başarısızlık, bireysellik, iş birliği, ve duyguların tümü oyun içindedir.” diyor.
Son yıllarda iş yaşamındaki değişim, pandemi ile birlikte daha da hızlandı, yeni boyutlar kazandı. İş modelleri değişirken liderler, ekip yönetimi, çalışan bağlılığı, yetenek yönetimi, değişim yönetimi gibi konuların yanı sıra kompleks problem çözme, kritik düşünme, belirsizlikle baş etme gibi yetkinlikler tarafında da yepyeni zorluklarla karşı karşıya.
Yapılan araştırmaların çoğunda çalışanların, iş yeri sadakatleri, kurumlarda kalma süreleri ve mutlulukları gittikçe düşüyor, ekip içi ve ekipler arasındaki iletişim sorunları da giderek artıyor.
Alp Saraçoğlu, 22 yıllık profesyonel iş yaşamında hem çalışan hem de yönetici olarak özellikle beyaz yakalıların çalışma süreçlerini yakından gözlemledi. Yöneticilerin ve ekiplerin verimliliği artırmak için araştırmalar yapan Saraçoğlu, gelişim programlarına katkı sağlamak yeni bir arayış içinde girdi. Oyunların insanlar üzerindeki etkisinden yola çıkan Saraçoğlu, yöneticilere ve ekiplere oyun oynatma fikrini hayata geçirmek için radikal bir karar alarak profesyonel iş yaşamından ayrılarak takımlarla bu iş oyunlarını buluşturmaya başladı. Takım koçluğu, eğitmenlik ve iş oyunlarını, kurucusu olduğu Skillworkz çatısı altında birleştiren Saraçoğlu süreci şöyle anlatıyor: ‘’Aslında her şey çocuklarımızla oynadığımız kutu oyunlarıyla başladı. Kutu oyunlarının çocuklar üzerindeki etkisini görmek beni çok heyecanlandırdı. Bu oyunlar esnasında hem onların düşünce şeklini gözlemliyordum hem de ne kadar hızlı yetkinlik kazandıklarını fark ediyordum. Sonrasında bu bir tutkuya dönüştü. İlerleyen zamanlarda neden bu oyunlar iş hayatında daha fazla yok diye düşünerek yurtdışından yetkinlik geliştiren özel iş simülasyonları, iş oyunları getirmeye başladım.’’
İlham verip güvenen liderler
Liderlik kavramının 10 yıl öncesine göre çok farklı olduğunu ifade eden Skillworkz Kurucusu Alp Saraçoğlu artık talimat verip kontrol eden liderlerden, ilham verip güvenen liderler dönemine geçildiğini söylüyor. Oyunların, yeni liderlik anlayışını desteklediğini ifade eden Saraçoğlu “Bizim oyunlarımızda yöneticiler öz farkındalıklarını geliştirebilirken ekip üyelerinin de güçlü ve gelişime açık alanlarını oyun sonrası verdiğimiz geri bildirimlerle fark ediyorlar” diyor.
İş oyunlarının bir kurum içi iletişim çalışması olmadığını belirten Saraçoğlu ‘’ Genellikle kurum içi iletişim çalışmaları team building dediğimiz aktivitelerle gerçekleştiriliyor. İş oyunlarında da team building – takım çalışması yapılıyor ancak çok daha derin kazanımlar söz konusu oluyor. İş oyunları “Business Games” sonrasında “İyi vakit geçirdik, kaynaştık” gibi bir kazanımın yanı sıra “ekipler neyi fark etti, neleri farklı yapacaklar?” noktasında içerden değişimi başlatan adımlar söz konusu. Bazı iş oyunlarında takım dinamikleri, belirsizliği yönetmek, ekiple derin bağlar kurmak, mindset (gelişim zihniyeti), bakış açısını değiştirmek, ileri seviye işbirliği, sürdürülebilirlik zihni gibi spesifik kazanımlar üzerine çalışıyoruz.’’ diye konuştu.
Verimli ekipler kurmak
İş yapış şekillerimizin hızlı bir şekilde değiştiği günümüzde liderlerin ağır bir iş yükü altında olduğunu ifade eden Saraçoğlu, yoğun bir bilgi akışı içerisinde ve belirsizlik ortamında liderleri bekleyen en önemli konulardan birinin de verimli ekipler kurup yönetebilmek olduğunu belirtiyor. Saraçoğlu ‘’ Dünyada bu tür uygulamalar genellikle insan yatırımına önem veren ülkelerde oldukça yaygın. Çalıştığımız konular soft skills yani yumuşak beceriler diye kategorize ediliyor. Ülkemizde ise teknik bir eğitim olarak görülmüyor ve bu sebeple de “olursa iyi olur” olarak değerlendiriliyor. Halbuki çalışanların en kritik yetkinliklerini geliştirmelerine aracı oluyoruz. Buna önem veren ülkelerde bu tür iş oyunları son derece gelişmiş durumda. Özellikle pandemi sonrası gelen dijitalleşme ve evden çalışmanın yarattığı yalnızlaşma ile birlikte şirketlerde ciddi bir bağ kurma ve etkili iletişim ihtiyacı olduğunu gözlemliyoruz. Bu sebeple giderek ülkemizde de daha fazla şirket bu tür iş oyunlarını talep etmeye başladı.’’ diyor.
Oyunun katkısı
Bugüne kadar Türkiye’den ve yurt dışından aralarında CEO’larında bulunduğu 100’den fazla ekibe yaklaşık 3 bin kişiye İngilizce ve Türkçe iş oyunu oynattıklarını ifade eden Alp Saraçoğlu ‘”Düşünce şeklimizi fark etmemizi sağlayan bir iş oyunumuz var. Bu oyunda mindset yani zihnimiz nasıl çalışıyor ona bakıyoruz. Bizi sınırlayan düşünceler neler, ne gibi fırsatlar var, ileri seviye işbirliği ne demek, bakış açısını değiştirince neler olabilir gibi konuları çalışıyoruz.
Açık havada ekiplerin, bulundukları mekanı keşfederek birbirleriyle bağ kurduğu iş oyunumuzun yanı sıra online olarak oynanan takım içindeki dinamikleri fark etme imkanı sunup takım içindeki roller, psikolojik güvenlik, planlama ve belirsizlik yönetimi üzerine çalıştığımız bir iş oyunumuz daha var. Ayrıca takımların sürdürülebilirlik bilincini geliştiren yepyeni global bir iş oyunumuzu da portföyümüze kattık.’’ diyor.
Başarının sırrı
İş oyunlarının sonunda debrief adı verilen değerlendirme oturumu gerçekleştirdiklerini ifade eden Saraçoğlu, bu oturumda oyundaki elementlerin hangilerinin ne tür yetkinliklerle, işteki hangi konularla ilintili olduğunu aktarıldığını söylüyor.
Saraçoğlu oyunun ekipler üzerindeki etkisini şöyle açıklıyor:
‘’Katılımcılar “aha moment” dediğimiz önemli farkındalık anları yaşıyor. Zaten büyük etkisi de bundan kaynaklanıyor. Amacımız, kişilere ayna tutabilmek. Katılımcılar bu farkındalıklarını işlerine ve özel hayatlarına aktarabiliyorlar. ‘Oyun hali’ çok önemli bir haldir. İnsan oyun oynarken beyninin tüm kapasitesini kullanır. Beynin korteks adını verdiğimiz yaratıcılıkla ilgili alan ışıl ışıl parıldar. Bu sebeple çocuklar anne babalarıyla birlikte zaman geçirmek istediklerinde ‘hadi oyun oynayalım’ derler. Çünkü öğrenme, başarma, başarısızlık, bireysellik, iş birliği ve duyguların tümü oyun içindedir. İnsan oyun oynarken “mış gibi” yapamaz. Belki oyunun başında kendini geride tutabilir ancak heyecan arttıkça mutlaka özü ortaya çıkacaktır. İş oyunlarında çoğunlukla değerlendirme aşamasında katılımcıların ‘evet ben işte de böyleyim, evet ben özel hayatımda da böyleyim’ dediklerini sıklıkla duyuyoruz’’